Hong Kong lideri Carrie Lam, eleştirilerin odağı haline gelen yeni ulusal güvenlik yasasının “istikrarı yeniden tesis etmede dikkate değer ölçüde etkili olduğunu” savundu.
Lam, hükümetin icraat programını anlattığı yıllık konuşmasında yeni ulusal güvenlik yasasına dair açıklamalarda bulundu.
Söz konusu yasanın istikrarı yeniden tesis etmede dikkate değer ölçüde etkili olduğunu iddia eden Lam, bu süreçte radikal grupların durduğunu ya da kendilerini feshettiğini belirtti.
Lam, Hong Kong’daki bağımsızlık yanlısı grupların etkisizleşmeye başladığını ve dış güçlerle yapılan gizli anlaşmaların azaldığını vurgulayarak bazı önde gelen isimlerin ise bu süreçte daha serinkanlı hareket ettiğini kaydetti.
Yabancı hükümetleri Hong Kong’un işlerine karışmakla eleştiren Lam, “Kişisel güvenlik endişeleriyle geçen bir yıllık huzursuzluğun ardından, Hong Kong halkı bir kez daha temel hak ve özgürlüklerinden yararlanabiliyor.” dedi.
Lam ayrıca Hong Kong’un geçen yıl siyasi olarak zorlu süreçlerden geçtiğini ve önceliklerinin “Hong Kong’un anayasal düzenini ve siyasi sistemini kaostan kurtarmak” ve normalleşmeyi sağlamak olduğunu söyledi.
HONG KONG’UN STATÜSÜ
Hong Kong, 1898’de imzalanan “kira sözleşmesi” ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997’de Çin’e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong’a 2047’ye kadar basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin’e bağlı olmasına rağmen kendine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin’e bağlı olduğu bu yönetim modeli, “bir ülke, iki sistem” olarak adlandırılıyor.
Hong Kong’da geçen yıl suçluların Çin’e iadesini kolaylaştıran yasa tasarısına karşı düzenlenen gösteriler, yıl sonuna kadar devam eden geniş çaplı kitlesel protestolara dönüşmüştü.
Öte yandan, Çin’de 30 Haziran’da kabul edilen, Hong Kong Meclisinin onayıyla bölgede yürürlüğe giren yeni Ulusal Güvenlik Yasası, “tek ülke, iki sistem” ilkesi uyarınca yurttaşların düşünce ve ifade özgürlüğü bakımından Çin ana karasından daha ileri hukuki güvencelere sahip olduğu Hong Kong’da tepkilere yol açmıştı.
Çin merkezi hükümetini yıkma, isyana teşvik, vatana ihanet, terör ile ulusal güvenliği tehlikeye atan fiil ve etkinliklerin yasaklayan yasa, Pekin yönetiminin Hong Kong’un özerk yapısına müdahalelerine olanak tanıyacağı, Çin yönetiminin eleştirilmesini, demokrasi ve bağımsızlık yanlısı fikirleri suç haline getireceği gerekçesiyle uluslararası toplum tarafından da eleştirilmişti.
Meseleyi “iç işleri” olarak gören Pekin yönetimi ise bu konuda görüş bildiren ve Hong Kong vatandaşlarına iltica hakkı tanıma gibi tepkiler ortaya koyan ülkelere karşı yasal ve diplomatik girişimlerde bulunuyor.