Hilal SARI
Joe Biden başkanlığında ABD hükümeti başta olmak üzere, İngiltere ve Avustralya gibi gelişmiş ekonomiler ve hatta Güney Afrika gibi gelişmekte olan ülkeler 21. yüzyılın en derin krizi COVID-19 pandemisinde, eşitsizliği azaltmak için Robin Hood’luğa soyundu ve zengin birey ve şirketlerden daha fazla vergi alıp yoksulun vergi yükünü hafifletmek birçok hükümetin gündeminde.
Biden 1 milyon dolardan fazla kazanan ve nüfusun sadece 0,32’sine denk gelen “süper zenginlerin” ödediği vergileri artırarak, Amerikan Aile Planı’nı finanse etmeyi planlıyor. Plan dahilinde sermaye kazançlarından alınan verginin mevcut yüzde 20’den yüzde 39,6’ya yükseltilmesi öngörülüyor. Bu gelir dilimindekilerin gelir vergisinin de yüzde 37’den yüzde 39,6’ya çıkarılması isteniyor. Biden’ın hayli ‘sosyalist’ yeni harcama planlarında ABD hükümetlerince daha önce öne sürülmemiş olan “ücretsiz okul öncesi eğitime” de 200 milyar dolar ayrılması öngörülüyor. ABD’de 2. Dünya Savaşı sonrası da büyük vergi artışları yaşanmış ve ülkenin süper zenginlerinden yüzde 94’e varan gelir vergileri alınmıştı. 1960’lara kadar da bu yüksek oranlar devam ediyor. Ancak Ronald Reagan başkanlığa geldiğinde zenginlerden alınan en yüksek vergi oranı hızla yüzde 28’e düşüyor ve ABD Vergi Politikaları Merkezi verilerine göre bu oran şimdiye kadar da bir daha hiç yüzde 40’ın üzerini görmüyor. Ayrıca Uluslararası Para Fonu da ülkelerin zengin bireylerden “geçici” olarak servet vergisi almasını tavsiye ederek hükümetlere “Robin Hood’luğa soyunmakta bir sorun yok” mesajı vermiş oldu. ABD gelir idaresi otoritesi IRS tarafından yapılan bir çalışma ise ABD’nin en zengin yüzde 1’lik kesimin vergiler artırılsa bile gereken vergiyi ödemeyebileceğini çünkü bu kişilerin gelirinin yüzde 21’ini devlete raporlamadığını gösteriyor.
Zenginlerin kazancından daha fazla gelir almayı planlayan tek ülke ABD değil, İngiltere ve Avustralya’da da konu gündemde. Avustralya’da Meclis’e Yeşiller Partisi tarafından sunulan öneride sadece 122 milyardere uygulanacak yüzde 6’lık bir ilave servet vergisi ile orta vadede 40 milyar dolar gelir elde edilmesi planlanıyor.
Güney Afrika’da 3,6 milyon rand üzeri gelire sahip sadece 354 bin kişiye uygulanacak bir vergi getirildi ve hedef 10,7 milyar dolar vergi geliri sağlanması.
En zengin yüzde 1’lik kesimin toplam servetin üçte birini elinde tuttuğu Avrupa’da da uzmanların “servet vergisi” çağrıları artıyor. Avrupa Merkez Bankası’nın verilerine göre gelir piramidinin alt yüzde 50’lik kesiminin toplam servetteki payı ise sadece yüzde 3.
Zenginden vergi almak zor
Pandemide yeni servet vergisi almaya başlayan Arjantin’de ise süper zenginlerin bu vergileri ödemediği, hükümetin hedeflediğinin sadece yüzde 2’sini alabildiği belirtiliyor. Hatta Arjantinli ünlü futbolcu Carlos Tevez’in bu vergiyi ödememek için mahkemeye başvurması, milyonerlere vergi ödetmenin ne kadar zor olduğunun da sinyalini veriyor.
Borsadaki şirketlere %0,2 kurumsal servet vergisi önerisi
İngiltere’de Berkeley Üniversitesi akademisyenleri Emmanuel Saez ve Gabrial Zucman ise G20 ülkelerindeki şirketler tarafından tutulan hisselerine yüzde 0,2’lik bir kurumsal servet getirilmesini önerdi. Meclis üyesi Jonathan Edwards South Wales Guardian haberine göre bu öneriyi desteklediğini şöyle aktarıyor: “G20 ülkeleri küresel GSYH’nin yüzde 80’ini, küresel ticaretin yüzde 75’ini ve nüfusun yüzde 60’ını oluşturuyor. G20 ülkelerine kayıtlı şirketlerin hisselerine getirilecek bu vergi büyüklüğü 90 trilyon dolar olduğu tahmin edilen bu hisselerden kamu yatırımlarına 180 milyar dolar aktarılmasını sağlayacaktır.”
Düşük ve orta gelirlinin vergi yükünü de azaltacak
ABD’de yapılan anketler nüfusun yarısından fazlasının Biden’ın vergileri artırma planlarını desteklediğini ve bunun eşitsizliğe çözüm olacağına inandığını gösteriyor. Biden’ın pandemi vergi planlarının en Robin Hood kısmı ise geçici olarak yılda ortalama 75 bin doların altında kazanan düşük ve orta gelirli kişilerin hiçbir federal gelir vergisi ödemeyecek olması. 75 bin ila 100 bin dolar kazananlar ise tahminlere göre sadece 1,8’lik bir gelir vergisi ödeyecek. Demokratların öngörülenin aksine bu vergi indirimlerini kalıcı hale getirmek için Kongre’de bastırdığı belirtilirken, Politico’daki bir analize göre bu vergi muafiyetlerinin ABD hükümetine 492 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor.
COVID-19, kurumlar vergisinde de işleri değiştiriyor
Biden’ın G-20’ye sunduğu yeni vergi planında sadece bireylerin değil zengin şirketlerin de daha fazla vergi ödemesi öngörülüyor. Biden şu anda ABD’de yüzde 21 olan kurumlar vergisini yüzde 28’e yükseltmek istiyor. Ayrıca OECD’de yıllardır tartışılan uluslararası vergi şeması konusunda Biden’ın yüzde 21 olarak önerdiği “minimum kurumlar vergisi” oranına Almanya ve Fransa da destek verdi. Ayrıca planda vergi cennetlerinin avantajının da ortadan kalkması ve vergiden bu yolla kaçınan şirketlerin aradaki farkı kendi ülkelerine ödemesi öngörülüyor. OECD’de 2000 yılında ortalama yüzde 34,7 olan kurumlar vergisi 2020 itibariyle ortalama yüzde 27. Yani son yirmi yılda hükümet politikaları gelir vergilerinde büyük değişikliklere gitmezken, kurumlar vergisinde 8 puana yakın bir düşüş gerçekleşmiş. Pandemiyle birlikte hisseleri ralli yapan ve toplam değeri kat kat artan borsada işlem gören şirketlerin ödediği vergilerin son 20 yıldır neredeyse sabit kalması, birçok uzmana göre eşitsizliğin temel nedenlerinden biri ve yeni vergi tartışmaları bu sürecin de tersine dönebileceğine işaret ediyor. İngiltere’de de yüzde 19 olan kurumlar vergisi 2023’ten itibaren geçerli olmak kaydıyla yüzde 25’e çıkarılıyor. Türkiye’de de 2021 kazançları için kurumlar vergisi yüzde 25’e ve 2022 için yüzde 23’e yükseltiliyor.