17 Temmuz 2020 tarihinde hayatını kaybeden Seyfi Dursunoğlu’nun, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bıraktığı vasiyetine yeğeninin çocukları Evren Saydam ve Erhan Saydam’ın itiraz etmesinin ardından, usta sanatçının diğer yeğeni Güliz Buyrukbilen’in avukat kızı Gizem Özköseoğlu, vasiyetnamenin hukuken usulüne uygun olarak düzenlendiğini söyledi.
Milliyet’ten Sercan Kısmet’e konuşan Avukat Gizem Özköseoğlu, “Annem, teyzem ve bir yeğeni dernek avukatlarına vekaletname verdi. Aslında bizim dışımızdaki herkes mirastan pay almak ümidinde” şeklinde konuştu.
Seyfi Dursunoğlu, karakteri Huysuz Virjin’le özdeşleşen tüm sahne kıyafetleri ve aksesuarları ise muhafaza edilip sergilenmesi için Türker İnanoğlu Vakfı’na emanet etti.
İtiraz edenlerin mahkemeden olumlu sonuç elde edeceklerini sanmadığını belirten avukat, “Tamamen kamu yararına olacak olan bu bağışın gerçek sahiplerine ulaşmasını ve çocukların yetiştirilmesine katkıda bulunulmasını geciktiriyor olmalarından dolayı üzüntümüz büyük. Hakkın ve adaletin gerçek sahiplerini bulacağından şüphem yoktur” dedi.
Gizem Özköseoğlu, “Bu kişilerle beraber bizim de itiraz etmişiz gibi adımızın geçmesi, gerçekten bizi derinden yaraladı” ifadelerini kullandı.
Seyfi Dursunoğlu, 1970’den 2000’li yılların başına kadar Huysuz Virjin tiplemesiyle televizyonlarda yer aldı. Kanto geleneğinin gereği olarak abartılı makyaj ve abiyeler giyip sahnelerde izleyenlere keyifli anlar yaşattı, bol neşeli programlara imzasını attı.
SEYFİ DURSUNOĞLU’NUN VASİYETİ
Seyfi Dursunoğlu, Üsküdar’daki evinin ve banka hesabında yer alan tüm maddi birikiminin Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne verilmesini vasiyet etti. Sanatçı ayrıca evindeki tüm şahsi eşyalarını yeğeni Güliz Buyrukbilen’e, kullandığı cipi de yardımcısı Ümit Yazıcı’ya bıraktı.
“YEĞENLERİM CENAZEMİ BİLE KALDIRAMAZ”
Seyfi Dursunoğlu, 2014 yılında verdiği röportajda vasiyetiyle ilgili şunları söylemişti: “Doktora gittim, akli dengemin yerinde olduğuna dair rapor çıkardım, noter huzurunda da vasiyetimi yaptım. Yeğenlerim var, hem de dokuz tane. Ama ‘Onu ben alayım, bunu sen al’ diye birbirlerine gireceklerine en iyisi hepsini derneğe bağışlamak. Zaten cenazemi bile kaldıramazlar.”