Sosyal medyada bu hafta en çok konuşulan konulardan biri #20liYaşlar ve #20liYaşlarChallenge gibi etiketlerle paylaşılan yeni akım oldu. Ünlülerden, siyasetçilere kadar sayısız kişi 20’li yaşlarına ait fotoğraflarını sosyal medyada takipçileriyle paylaştı. Hatta bu bazı markalar da eski ürünlerini eğlenceli bir dille, benzer etiketlerle paylaşarak akıma dahil oldular.
İbrahim Tatlıses – Cüneyt Arkın – Kemal Sunal
Genel olarak; ünlülere ve siyasetçilere ait paylaşılan fotoğraflar, küçük bir internet araştırmasıyla bulunabilen fotoğraflar olsa da birçoğunu ilk kez gördük. Peki ilk bakışta oldukça eğlenceli gözüken bu akım ne tür güvenlik riskleri oluşturuyor? Gelin şimdi bunlara birlikte bakalım.
İster geçmişten ister güncel olsun, sosyal medyada fotoğraflarınızı paylaşmak her zaman riskleri de beraberinde getiriyor. Yüz tanıma teknolojilerinin kişisel cihaz erişimlerinden bankacılık işlerine, kimlik tespitinden hedefli reklamlara kadar birçok alanda kullanıldığı düşünülürse fotoğraflarını paylaşmanın oluşturacağı riskleri bilmemiz gerekiyor. 2019 yılında da benzeri bir akımla sosyal medyada bir çok kullanıcı 10 yıl önceki fotoğraflarını paylaşmış (10 Years Challenge -10 Yıl Meydan Okuması) ve o zaman da güvenlik tartışmaları yaşanmıştı. Kimileri bunu masum ve eğlenceli bulurken, güvenlik uzmanları risklerin altını çizmişti.
DOLANDIRICILARA MALZEME VERMEYİN
Üzerinde pek konuşulmayan bir diğer risk ise sahte profillerle yapılan dolandırıcılıklar. Hali hazırda güncel fotoğraflarla başkası adına sahte hesap oluşturmak oldukça kolay. Ancak oluşturulan bu sahte hesaplara eklenen eski fotoğraflarla inandırıcılık artırılıyor. Özellikle yaşlılar bu konuda dolandırıcıların hedefi oluyor. Sosyal medyada yaşlılarla iletişime geçen dolandırıcılar ikna aşamasında eski fotoğraflarınızı kullanarak inandırıcılığı artırabilir. Sonuç olarak; ister fotoğraf veya video olsun, ister yazılı bir metin veya ses kaydı olsun, internette paylaştığınız kişisel her içeriğin size karşı kullanılabilecek riskleri beraberinde getirdiğini unutmamanız gerekiyor. Bu nedenle akımlara “kapılmadan” önce bir kez daha düşünmekte fayda var.
DEEPFAKE KÂBUSU
DEEPFAKE, bir kişiye ait fotoğraf ve videoların yapay zekâ ve makine öğrenme teknolojileri kullanılarak bir başka kişinin görüntülerinin değiştirilmesiyle oluşturulan içeriklere verilen genel isim. Geçmişte bu türde içerikleri oluşturmak uzmanlık istese de, günümüzde deepfake içerikler oluşturmak için kullanılabilen, gerçeğinden ayırt edilemeyecek kadar başarılı birçok akıllı telefon uygulaması dahi var. Özellikle sahte haber içeriklerinde, uygunsuz videolarda ve dolandırıcılıklarda deepfake örneklerine sıklıkla rastlıyoruz. Güncel görüntülerle oluşturulan deepfake içeriklerinin sahteliğini kanıtlamak görece daha kolay olsa da gün yüzüne çıkmamış eski fotoğraf veya videolarınızla oluşturulabilecek sahte içerikler karşısında savunmasız kalabilirsiniz. Örneğin 20’li yaşlarınıza ait fotoğrafınız kullanılarak oluşturulacak sahte bir içerikle aslında yapmadığınız bir eylem size mal edilebilir veya şantaj için kullanılabilir. Özellikle ünlüler ve siyasetçiler için bu noktada büyük riskler bulunuyor.
Deepfake yöntemi son dönemlerde özellikle ünlü isimler üzerinden kullanılıyor. Örneğin İbrahim Tatlıses, ‘The Godfather’ filminde Marlon Brando’nun canlandırdığı ‘baba’ karakterine hayat verebiliyor. Ya da son dönemlerin en çok izlenen dizileri arasında yer alan ‘Narcos’ta Pablo Escobar olarak karşımıza çıkabiliyor. Aynı şekilde Kemal Sunal’ı da Jim Carrey’nin yerine ‘Maske’ filminde başrolde görmemiz mümkün.
YÜZ TANIMA ALGORİTMALARI
GEÇMİŞTE ait kişisel fotoğrafları paylaşmanın en büyük risklerinden biri yüz tanıma teknolojilerinde kullanılan algoritmalara kendi rızamız ile veri sağlıyor olmamız. Yüz tanıma algoritmalarının özellikle yaş ilerlemesi konusunda çok daha tutarlı sonuçlar verebilmesi için olabildiğince fazla veriye ihtiyacı bulunuyor. Bu noktada daha önce hiç paylaşılmamış veya farklı yaş aralıklarına ait eski fotoğraflarınız çok daha değerli hale geliyor. Üstelik #10YılÖnce, #20liYaşlar gibi etiketlerle, algoritmaların fotoğrafları sınıflandırma noktasında yaşadığı karmaşayı da ortadan kaldırarak işini çok daha kolaylaştırıyoruz. Hatta tam olarak fotoğrafın çekildiği zamanı söylemek, nerede çekildiğini paylaşmak riskleri daha da büyütüyor.