Thomsen, Avrupa’nın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) krizi ve IMF’nin müdahalesine ilişkin bir blog yazısı kaleme aldı. Kovid-19’un Avrupa’yı sert bir şekilde vurduğuna dikkati çeken Thomsen, krizin ne kadar süreceği bilinmese de ağır bir ekonomik etkisinin olacağını aktardı.
Thomsen, Avrupa’nın büyük ekonomilerinde, ekonomik çıktının yaklaşık 3’te birini oluşturan, zorunlu olmayan hizmetlerin durdurulduğuna işaret ederek, “Bu sektörlerin kapalı kaldığı her ay, yıllık GSYH’de yüzde 3’lük bir düşüş anlamına geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“AVRUPA’DA DERİN BİR RESESYON BU YIL KAÇINILMAZ ”
Avrupa’da derin bir resesyonun bu yıl kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Thomsen, bölgedeki tüm ülkelerin krize agresif bir yanıt vermesi gerektiğini ancak müdahalenin kapsamının Avrupa genelinde farklılık gösterdiğini kaydetti.
Thomsen, Avrupa Merkez Bankası’nın büyük çaplı müdahaleleri ve Avrupalı liderlerin Avrupa İstikrar Mekanizması’na yaptığı “ulusal mali çabalara destek sağlama” çağrısının, kamu borcu yüksek ülkelere, krize yanıt verebilmeleri için gerekli mali alanı sağlamak açısından önemli olduğunu vurguladı.
IMF yardımına ihtiyaç duyan gelişmekte olan ekonomilere de değinen Thomsen, “Rusya ve Türkiye hariç, Orta ve Doğu Avrupa’daki AB üyesi olmayan gelişmekte olan 9 ekonominin çoğu IMF’nin hızlı finansman desteği kapsamında acil yardım başvurusunda bulundu.” ifadelerini kullandı. Thomsen, Kovid-19 krizi kaynaklı baskılara karşı IMF’nin yaklaşık 50 milyar dolarlık acil durum programlarından yararlanmak isteyen 70’ten fazla üye ülke olduğunu da bildirdi.