Yasaya göre 5 yılda bir seçim yapması gereken İngiltere, 2015’den bu yana 3’üncü kez sandık başına gitmeye hazırlanıyor.
Ülkede yapılan seçim anketlerinin ortalamasına göre Başbakan Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakarlar yüzde 43 oy oranındayken, ana muhalefetteki İşçi Partisi yüzde 32’de kalıyor.
İşçi Partisini yüzde 13 ile Liberal Demokrat Parti izlerken, onun ardından yüzde 4 ile İskoç Ulusal Partisi (SNP) ile Brexit Partisi geliyor.
Muhafazakar Parti seçim yarışına yüzde 30’larda, Jeremy Corbyn liderliğindeki İşçi Partisi ise yüzde 20’lerde başladı. Aradan geçen 5 hafta içinde her iki parti de oylarını artırırken, aralarındaki fark büyük bir değişiklik göstermedi.
Milletvekili sayıları
Anketlerin doğru çıkması halinde Johnson’ın partisinin parlamentoda tek başına hükümet çoğunluğunu sağlaması bekleniyor.
Anketlerden yapılan projeksiyona göre Muhafazakar Parti 650 sandalyeli parlamentoda 344 milletvekili çıkarabiliyor. Buna karşılık İşçi Partisinin milletvekili sayısı 221’e kadar düşebilir.
Bununla birlikte bazı anketlerde aradaki fark 14 puana kadar çıkarken, bazılarında 6 puana kadar düşüyor. İktidar partisinin 14 puan farka ulaşması durumunda, parlamentodaki milletvekili sayısını da en yakın rakibinin 100 sandalye üstüne çıkarabileceği belirtiliyor.
Anketlerdeki bu sonuçta ülkenin AB üyeliğinde ayrılmasına giden referandum sürecinin lider figürlerinden, aşırı sağcı Nigel Farage’ın bu yılın başında kurduğu Brexit Partisinin aldığı tutum da etkili oldu. Parti, Brexit konusunda ikircikli tutum sergileyen İşçi Parti’nin Avrupa Birliği (AB) karşıtı tabanını kendisine çekerken, Muhafazakar Parti’nin son seçimde kazandığı 317 seçim bölgesinde Brexit yanlısı oyları bölmemek için aday göstermeyerek de Johnson’a destek veriyor.
Muhafazakarlar 2017 erken seçiminde 317, İşçi Partisi ise 262 milletvekili çıkarmıştı. Hiçbir partinin tek başına hükümet kurabilmek için gerekli 326 sandalyeye ulaşamaması sonucunda Muhafazakar Parti Kuzey İrlanda’nın aşırı sağ Demokratik Birlik Partisinin 10 milletvekilinin dışarından desteğiyle azınlık hükümeti kurabilmişti.
Projeksiyonlar SNP’nin sandalye sayısını 47’ye, Liberal Demokratların da 14’e çıkarabileceğini öngörüyor.
Brexit
Bu parlamento tablosunda seçmene ana vaadi Brexit’i gerçekleştirmek olan Muhafazakar Parti’nin bu sözünü yerine getirme olasılığı artıyor. Çünkü Johnson liderliğindeki parti seçime aday listelerinden AB yanlısı isimleri temizleyerek gitti. Johnson kuracağı hükümetle ülkeyi 31 Ocak’ta AB’den ayırmasının önünde bir engel kalmayacak. Johnson için tek sorun, partisi içindeki anlaşmasız Brexit yanlılarının AB ile ekim ayında varılan Brexit anlaşmasına muhalefet ederek ülkeyi AB’den sert biçimde koparmaya çalışması olabilir.
Anlaşmalı veya anlaşmasız olsun, Brexit’in İskoçya’da yeni bağımsızlık referandumu sürecini hızlandırması, Kuzey İrlanda’yı ise belli bir vade içinde İngiltere’den ayrılarak AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmeye yöneltmesi kaçınılmaz görünüyor.
Yeni parlamento başkanı ve kararsız seçmen
Brexit sürecinde parlamentoda hükümete karşı sıradan milletvekillerinin yasa çıkarma ve değişiklik önergesi vermeleri kolaylaştıran parlamento başkanı John Bercow’un 31 Ekim’de görevi bırakması da Johnson’ın işini kolaylaştıracak. Parlamentonun yeni başkanı olarak seçilen İşçi Partili Lindsay Hoyle’un hükümet karşısında Bercow kadar güçlü bir tutum alamaması bekleniyor.
Ancak 650 seçim bölgesinden oluşan İngiltere’de 80 ila 90 bölgede kararsız seçmenin yoğun olduğu belirtiliyor. Seçmenin bu seçim bölgelerinde tercihini muhalefet partilerinden yana kullanması durumunda İngiltere’de hiçbir parti tek başına hükümet kuracak çoğunluğa ulaşamayabilir. Böyle bir tabloda, Brexit karşısındaki tutumları birbirine yakın olan İşçi Partisi, SNP ve Liberal Demokratların bir koalisyon kurması gündeme gelebilir.
Böyle bir koalisyonun ilk icraatı 31 Ocak’ta gerçekleşmesi gereken Brexit’i bir kez daha ertelemek ve ülkeyi AB üyeliği konusunda yeni bir referanduma götürmek olacak.
Taktik oy
Brexit Partisi’nin Muhafazakar Parti’ye verdiği dolaylı desteğe karşılık, Brexit karşıtı partilerin bazı seçim bölgelerinde en güçlü aday arkasında güç birliğine gitme taktiği dengeleri değiştirebilir.
Brexit sürecinde geleneksel siyasi partilere sadakatin aşındığına dikkat çeken uzmanlar, bu erken genel seçimde taktik oy vermenin rekor düzeye ulaşabileceği değerlendirmesinde bulunuyor.
Brexit karşıtı cephenin en önemli unsurunu teşkil eden gençlerin de seçimde belirleyici olması ihtimali bulunuyor.
Yaklaşık 46 milyon seçmenin bulunduğu İngiltere’de erken genel seçimin ilanından bu yana 3 milyon 100 bin yeni seçmen oy vermek için kayıt oldu. Bu sayının 3’te 2’sinin 35 yaşın, 3’te 1’nin de 25 yaşın altında olduğu belirtiliyor.
Johnson sandalyesini Müslüman rakibe kaybedebilir
Başkan Johnson’ın son seçimde yaklaşık 5 bin oy farkla kazandığı seçim bölgesi Uxbridge’de bu seçimdeki rakibi Ali Milani adlı İşçi Partili Müslüman bir aday oldu. Johnson kampanya süresince seçim bölgesine uğramazken, rakibinin bölgedeki seçmeni kapı kapı dolaşarak ikna için sarf ettiği gayret bazı analizcileri bir sürpriz sonuç doğabileceğini düşünmeye sevk etti.
Johnson 2017 erken genel seçiminde partisinin oyunu yüzde 0,6 artırarak 23,716 oy alırken, İşçi Partisi oylarını yüzde 13,6 artırarak 18,682 oya ulaşmıştı. İşçi Partisinin benzer bir performans sağlaması durumunda, Johnson’ın milletvekilliğini kaybetmesi gündeme gelebilir.
İngiltere tarihinde görevdeki hiçbir başbakan seçimde milletvekilliğini kaybetmedi. Ancak Johnson seçim bölgesinde yüzde 10 ile seçimi en az farkla kazanmış başbakan unvanını taşıyor.
İngiltere’de uygulanan dar bölge, çoğunluk seçim sistemi ne göre, ülkedeki 650 seçim bölgesinin her birinde en çok oyu alan aday parlamentoya seçiliyor.
Teorik olarak, bir parti her seçim bölgesinde ikinci gelerek ülke genelinde çok yüksek oy alsa bile parlamentoya milletvekili sokamayabiliyor.
Kriz seçim getirdi
İngiltere 2016’da yapılan AB referandumunda Brexit kararı almış, AB üyeliğinden yana dönemin başbakanı David Cameron istifa etmişti.
Yerine göreve gelen Theresa May Brexit sürecini etkin yönetmek için milletvekili sayısını artırmak amacıyla ülkeyi 2017’de erken seçime götürmüş ancak tek başına hükümet çoğunluğunu kaybederek azınlık hükümeti kurabilmişti. Muhafazakar Parti seçim kampanyasına İşçi Partisinin 20 puan önünde başlamasına karşın, aradaki fark 2 puana kadar düşmüştü.
Parlamentoda eli zayıflayan May, Brexit sürecinin krize dönüşmesiyle temmuz ayında yerini Boris Johnson’a bırakmıştı. Johnson da Brexit krizini parlamentoda çözüme ulaştıramayınca, ülkenin önünde erken genel seçime gidilmesinden başka çare kalmamıştı.