Koronavirüs salgını nedeniyle üçüncü tam kapanma döneminin sonlarına yaklaşan İngiltere’de kısıtlamaların nasıl kaldırılacağına dair detaylar tartışılıyor. İngiltere’de pub, restoran ve kafelerin 12 Nisan’da dış mekanda hizmet vermeye başlaması öngörülüyor.
Johnson, dün Avam Kamarası komitesinde konuyla ilgili olarak milletvekillerine bir bilgilendirme yaptı.
Oturum sırasında Muhafazakar Parti miletvekili William Wragg, Johnson’a aşı sertifikası gösterme uygulamasının “bizimki gibi özgür toplumlara uygun olup olmadığı” sorusunu yöneltti.
Johnson, halen yürürlükte olan düzenlemelere göre, doktorların Hepatit B aşısı yaptırmış olmaları gerektiğini örnek göstererek, bu seçeneği tamamen safdışı bırakmamaları gerektiğini vurguladı.
Bunun üzerine Wragg, Başbakan’a, “Peki ama sıradan insanlar puba gittiğinde ne olacak” sorusunu yöneltti. Johnson da bu soruya, “Bu, pub işletmecilerinin isteğine bırakılabilecek durumlardan biri olabilir” yanıtını verdi.
Bu sözlere Muhafazakar Parti’den bir başka itiraz daha geldi. Milletvekili Steve Baker, böylesi bir durumun aşı olmaması önerilen kişilerin haksız bir şekilde cezalandırılması sonucunu doğuracağını belirtti.
Baker, hamile kadınlara test yaptırmamalarının önerildiğini ve bu durumun bu kesimin “toplumsal hayattan uzaklaşması” anlamına geleceğini ifade etti.
Konuyla ilgili BBC’ye bilgi veren bir hükümet kaynağı, negatif test sonucunun ibraz edilmesi seçeneğinin de değerlendirildiğini söyledi.
BBC’nin Politika Editörü Laura Kuenssberg, her ne kadar hükümetin bu uygulamaları zorunlu kılmak konusunda isteksiz olsa da test veya aşı sertifikası ile orta vadede insanların virüsü taşıyıp taşımadıklarını kanıtlamalarının gerekebileceğini söyledi.
Kuenssberg, “Johnson, işe gitmek için aşı yaptırılması fikrine sıcak baktığını net bir şekilde söyledi ve barların ‘belge karşılığı bira’ satışı yapmaları fikrine de açık olduğunu belirtti. Testler daha da yaygınlaştığı zaman, negatif test sonucunun ibrazı da işletmelerin açılmasına yardımcı olacak bir yöntem olarak değerlendiriliyor” dedi.