Londra’da 3 Mart akşamı evine giderken kaybolan ve günler sonra cesedi bulunan 33 yaşındaki Sarah Everard’ı anma törenine polisin müdahalesi tepki çekti. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kısıtlamalarını gerekçe gösteren polisin, yüzlerce kişinin katıldığı anma töreninde 4 kadını gözaltına alması ve özellikle gözaltı sırasında bir kadını yere yatırması sonrası, protesto çağrısı yapıldı. Çağrı üzerine çoğunluğunu kadınların oluşturduğu yüzlerce kişi, Londra Polis Teşkilatı Binası Scotland Yard önünde toplandı. Hem polis hem de kadına karşı şiddetin protesto edildiği eylemde, sık sık “utanın” sloganları atıldı ve Londra Polis Teşkilatı Şefi Cressida Dick istifaya çağrıldı. Protestocular, daha sonra yürüyüşe geçerek Parlamento Meydanı’nda eylemlerini sürdürdü.
POLİS MÜDAHALESİ “TİKSİNDİRİCİ”
Eyleme katılan Sheeran Brian isimli bir kadın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, polisin törene müdahalesinin “tiksindirici” olduğunu belirterek, “Nihayetinde kelimenin tam anlamıyla töreni desteklemeleri gerekiyordu. Esasında orada olmalarına bile gerek yoktu. İnsanların barışçıl bir şekilde anma töreni yapmasına izin vermediniz. O halde töreni şimdi sizin önünüzde yapacağız. Açıkça istediğiniz buydu ve elde ettiniz. Nihayetinde Londra sokaklarının kızgın olmamasını bekleyemezsiniz.” dedi.
İÇİŞLERİ BAKANI VE POLİS ŞEFİ İSTİFAYA ÇAĞRILDI
Carrie Mitchell adlı başka bir kadın da, “Polis, saldırganların peşinden gitmek yerine bizi yargılamaya öncelik veriyor ve şiddet ve ayrımcılıktan yargılanmaktan kurtuluyorlar. Buradaki insanlarla birlikteyiz. Çünkü polis şiddeti sona ermeli ve Cressida Dick gitmeli. O kadın gitmeli. İçişleri Bakanı da (Priti Patel) istifa etmeli. Bu (müdahale) tam bir rezaletti ve bu yüzden buradayız.” diye konuştu.
“ADALET VE KORUMA İSTİYORUZ”
Lisa Longstaff ise polisin kaynaklarının eksik olduğunu duymaktan bıktıklarını, oysa sürekli olarak polise yeni yetkiler veren yeni yasalar çıkarıldığını ifade ederek, “Yarın polise durdurma, arama ve genel olarak protestoları yasa dışı ilan etme yetkisi veren yeni bir yasa parlamentoya gelecek. Ve biz kadınların erkekler tarafından öldürülmesine, polis nezaretinde ölümlere, ırkçı saldırılara ‘hayır’ diyoruz. Adalet ve koruma istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“KADINLARLA BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ”
Sam Weinstein isimli bir erkek de, erkeklerin kadınlara şiddet uygulayan hemcinslerine karşı ayaklanmaları gerektiğini vurgulayarak, “Kendimizi temizlemek için bunu yapmalıyız. Fakir kadınların bununla (şiddetle) zengin kadınlardan daha fazla karşı karşıya geldiğini anlamamız gerçekten önemli. Özellikle beyaz olmayan kadınların daha savunmasız olduğu konusunda hepimiz daha duyarlı olmalıyız. Kadınlarla birlikte mücadele edeceğiz.” dedi. Weinstein, ülkedeki tecavüz vakalarının sadece yüzde 1’ine ceza verildiğini de kaydederek, bu yolla tecavüzün suç olmaktan çıkarıldığını söyledi.
SARAH EVERARD CİNAYETİ
Sarah Everard, 3 Mart akşamı arkadaşının evinden çıkıp kendi evine giderken kaybolmuştu. Londra yakınındaki Kent’te, 10 Mart’ta bulunan insan kalıntılarının Everard’a ait olduğu tespit edilmişti. Kaçırma ve öldürme olayıyla ilgili polis memuru Wayne Couzens, 13 Mart’ta çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Everard cinayeti, ülkede sokakların ne kadar güvenli olduğu tartışmasını başlatırken, kadınlar sosyal medyadan korkularını ve yaşadıklarını dile getirmişti. Akşam saatlerinde sokakta kendilerini güvende hissetmediklerini ancak taksiye de binmeye korktuklarını ifade eden bazı kullanıcılar, taksi ya da Uber gibi internet tabanlı uygulamaları kullanırken, plakanın fotoğrafını çekip arkadaşlarına veya ailelerine gönderdiklerini, canlı konumlarını paylaştıklarını yazmıştı. Bu arada muhalefet, son bir yılda 118 kadının öldürüldüğüne işaret ederek, hükümetin daha sert tedbirler almasını istemişti.