Yalnızlık: Yalnızlık, küresel boyutlara ulaşan ve özellikle genç kuşakta yaygın bir salgına dönüşmüş durumda. Z kuşağının yüzde 62’si “Sık sık kendisini yalnız hissettiğini” söylüyor.
Görünenin arkasına bakmak: Tüketiciler şirketlerin doğru şeyi yaptığına inanmak istiyor ama bunun için perdenin arkasını da görmesi gerekiyor. Yetişkinlerin yüzde 67’si bir kez güvenini kaybeden markanın tekrar kazanmasının mümkün olmadığını söylüyor.
Duruşu olan markalar: Markaların ürün bazlı bir anlayıştan çıkıp değer bazlı bir anlayışa geçmesi bekleniyor. Bununla birlikte satın alma davranışlarında bu etki görülmüyor. Yetişkinlerin yüzde 59’u markanın değerlerinden çok satın almanın uygunluğuna göre karar verdiğini belirtiyor.
Büyük umutlar: E-ticaret büyürken markalardan beklentiler de artıyor. Tüm dünyada yetişkinlerin yüzde 67’si geçmişe göre markalardan daha fazla şey beklediğini belirtiyor.
Yeşil paradoks: Tüketiciler tüm dünyada iklim değişikliği konusunda endişeli ancak bu harekete geçtikleri anlamına gelmiyor. İklim değişikliğiyle mücadele için davranışlarında herhangi bir değişiklik yapmayanların yüzde 64’ü bir fark yaratacaklarına inanmadıklarını söylüyor.
Kimlik önemli: Kimlik etrafında şekillenen konuşma ve dil evrim geçiriyor. Kimliğin hem gözle görünür niteliklerden hem de görünmeyenlerden oluşturulduğu görülüyor.
İkinci tur: İleri dönüşüm şirketleri yeniden satışı modernize ediyor. Sofistike ve alışveriş meraklısı kesimde yükselişe geçen bu hareketle birlikte moda, elektrikli aletler, elektronik, ev eşyaları gibi alanlarda kullanılmış eşyalar yeniden hayat kazanıyor. Yetişkinlerin yüzde 60’ı beş yıl öncesine göre kullanılmış ürün almaya daha açık olduğunu belirtiyor.
Ford’un 2020 Yılı Trend Raporu, insanların dünyadaki değişimler karşısında bunalmış hissettiğini ve geçmişe göre markalara güvenme ve çevrelerindeki insanlarla bağlantı kurma konusunda daha fazla zorluk yaşadığını gösteriyor.