Yapının merkezinde daha yüksek boyda iki dikilitaş karşılıklı olarak yerleştirilmiş. Bu dikilitaşların çoğu üzerinde insan, el ve kol, çeşitli hayvan ve soyut semboller, kabartılarak veya oyularak betimlenmiş. Söz konusu motifler yer yer bir süsleme olamayacak kadar yoğun olarak kullanılmış. Bu kompozisyonun bir öykü, bir anlatım veya bir mesaj ifade ettiği düşünülmekte… Hayvan motiflerinde boğa, yaban domuzu, tilki, yılan, yaban ördekleri ve akbaba en sık görülen motifler. Göbeklitepe, bir yerleşim yeri değil, kült merkezi olarak tanımlanıyor.
Buradaki kült yapılarının üretime geçiş aşamasına -tarım ve hayvancılığa- yakın olan son avcı grupları tarafından inşa edilmiş olduğu anlaşılıyor. Diğer anlatımla Göbeklitepe, çevredeki oldukça gelişmiş ve derinlik kazanmış bir inanç sistemine sahip olan avcı-toplayıcı gruplar açısından önemli bir kült merkezi.Bu durumda bölgenin en erken kullanımının Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ’ın (PPN, Pre-Pottery Neolithic) A evresine (MÖ 9.600-7.300), yani günümüzden en azından 11.600 yıl öncesine dayandığı ileri sürülüyor.
Bununla birlikte Göbeklitepe’deki en eski faaliyetleri tarihlendirme olanağı şimdilik yok, fakat bu anıtsal yapılara bakıldığında Paleolitik Çağ’a kadar uzanan, birkaç binyıl daha eskiye kadar giden bir geçmişi olduğu düşünülmekte. Göbeklitepe’nin bir kült merkezi olarak kullanımının MÖ 8 bin dolaylarına kadar devam ettiği, ve bu tarihlerden sonra terk edildiği, başka veya benzer amaçlarla kullanılmadığı anlaşılıyor. Göbeklitepe, tüm bu özelliklerinden dolayı UNESCO tarafından 2011’de Dünya Mirası geçici listesine alınmış ve 2018’de kalıcı listeye girmişti.