Başkent Tahran’daki Bakanlar Kurulu toplantısının ardından konuşan Ruhani, nükleer anlaşma, yaptırımlar ve 18 Haziran’da yapılacak seçimlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Yaptırımların kalkması için 2-3 aya ihtiyaç olmadığını ve irade olması halinde alınacak kararla ABD’nin 1 saat içinde taahhütlerine dönmesinin mümkün olduğunu savunan Ruhani, “Dikkatli olmazsak ABD’liler halkımıza müzakerelerden yana olduklarını ve İran’ın süreci geciktirdiği propagandasını yayabilirler. Kamuoyuna böyle bir bahane vermemeliyiz. Daha fazla aktif olmalıyız. Her gün müzakere ve yaptırımların kalkması için çalışmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Yaptırımların kalkması ve müzakereler için geçen ay girişimde bulunmuş olmaları durumunda “acelecilikle” suçlanabileceklerini belirten Ruhani, “Simdi acele denilecek zaman geçti. Bundan sonra yaptırımların devam ettiği her vakit fırsatın elden kaçmasıdır. Taahhütlerimize dönmeye hazırız ve yaptırımların kalkmasını bir gün dahi geciktirmeyi caiz görmüyoruz.” diye konuştu.
İran’da 18 Haziran’da yapılacak 13. cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak da maksimum katılımın sağlanmaması halinde devrimin kuruluş yönteminin “büyük bir darbe alacağını” belirten Ruhani, şunları söyledi:
“Seçimler ülkenin en önemli konularından biridir. Seçimlere katılım sağlandığı ve insanlar sandık başına gittiği sürece İslami Cumhuriyet rejimi bu gücüne sahip olacaktır. Gün gelir de seçimler halkın gözünde değerini yitirirse ülkedeki tüm devrimler ve hareketler sona erer”
Ülkedeki karmaşık sorunların çözümünün anayasanın 59. maddesi (referandum) olduğunu yineleyen Ruhani, “İran İslam Cumhuriyeti’nin” de referandum sonucu kabul edildiğini hatırlattı.
İran’da son 160 yıldaki tüm devrimlerin halkın seçim yapabilmesi ve kimsenin kendi görüşünü dayatmaması için yapıldığını dile getiren Ruhani, “Hepimiz coşkulu bir seçim olması için çaba göstermeliyiz. Halkın sandık başına gitmesini teşvik etmek için her düşünceden adaylar olmalıdır.” görüşlerini paylaştı.