Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulunca, işçi-işveren uyuşmazlıklarındaki arabuluculuk uygulamasına yapılan başvurların yüzde 62’sinin anlaşmayla sonuçlandığına dikkat çekilerek, arabuluculuk kurumunun tüm taraflar için adil, hızlı ve ekonomik sonuçlar ürettiği vurgulandı.
TİSK Yönetim Kurulundan yapılan açıklamada, arabuluculuğun hukuki uyuşmazlık durumunda tarafların birbirleriyle temasta kalıp, kendi adalet duygularına uygun şekilde sorunu çözmelerini sağladığı ifade edildi. Arabuluculuk sisteminin Türkiye’deki uygulanırlığı ve etkinliğinin her geçen gün arttığı belirtilen açıklamada, şu bilgiler verildi:
“Uygulanmaya başladığı 2013’ten bu yılı ağustos sonuna kadar ihtiyari uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvuru sayısı 180 bin 8 olarak resmi kayıtlara geçmiş ve bu başvuruların yaklaşık yüzde 92’si (164 bin 342) anlaşma ile sonuçlanmıştır. Arabuluculuğun zorunlu dava şartı olarak ilk defa düzenlendiği işçi-işveren uyuşmazlıklarında ise 2018’den yine bu yılın ağustos sonuna kadar 618 bin 247 başvurunun yaklaşık yüzde 62’si (380 bin 774) anlaşma ile sonuçlandı. Etkinliğini ve yararlarını gözettiğimiz arabuluculuk kurumu, tüm taraflar için adil, hızlı ve ekonomik sonuçlar üretmektedir. Beklentimiz, arabuluculuk kurumuna verilen önemin muhafaza edilmesi ve uygulanırlığının geliştirilmesidir.”
“TARAFLAR ÜÇ HAFTADA UZLAŞABİLİYOR”
Açıklamada, arabulucu ile çözüm yolunun hızlı sonuç doğurmasının işçi ve işverenin bu mekanizmaya duyduğu güveni arttırdığına işaret edilerek, şunlar kaydedildi: “İşçinin, alacağına henüz alın teri kurumadan ulaşmasını, işverenin ise çok daha az maliyetle ve işçisiyle husumet yaşamadan uyuşmazlığını çözmesini sağlayan arabuluculuk kurumu, kazan-kazan ilkesi gereği her iki tarafın da süreçten mutlu bir şekilde ayrılmasını sağlıyor. Ortalama iki yıl gibi uzun bir sürede aralarındaki uyuşmazlığı mahkemeler aracılığıyla çözen taraflar, arabuluculuk sayesinde üç hafta gibi kısa sürede uzlaşabiliyor. Yargılama masraflarının dava konusu alacağın neredeyse yarısına ulaştığı iş yargılamasına karşın, başvurunun ücretsiz olduğu arabuluculuk sayesinde her iki taraf da kazanan konumunda oluyor.”
“ARABULUCULUKTA DİYALOG VE UZLAŞI ÖN PLANDA”
Arabuluculuk uygulaması sayesinde yargının iş yükünün azaldığı vurgulanan açıklamada, bu sayede mahkemelerin çok daha nitelikli yargılama süreçleri yürütebildiği ifade edildi. Açıklamada, işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlık sarmalının arabuluculuk uygulamasıyla sona ermeye başladığı belirtilerek, “Taraflar, sözleşme sona erdikten sonra da diyalogda kalmayı başarabiliyor. Böylece, iş ilişkisinin devamı süresince sürdürülmesi büyük önem arz eden çalışma barışı, arabuluculuk süreci ile iş akdinin sonlanmasından sonra da devam ediyor. Tarafların tüm süreç boyunca eşit kabul edildiği bu uygulamada, diyalog ve uzlaşı ön planda olup, her iki tarafın da iradesinin ürünü olan sonuçların doğması, çalışma hayatında varlığını zorunlu gördüğümüz denge unsurunu da sağlıyor.” değerlendirmesinde bulunuldu.