AĞAÇLARIMLA İLGİLENİYORUM
Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, yaşanılan dönemin zorluğuna dikkat çekiyor. Çalışma hayatının hep dinamik bir süreç olduğunu söyleyen Arslan, şu noktalara dikkat çekiyor: “Ama tabii bu dönem bambaşka oldu. Şimdi umarız normalleşme başlayacak, biz de adım adım bu dönemin sıkıntısız olması için çalışıyoruz. Çok yoğun bir tempomuz var, bazen günün yetmediğini düşünüyorum ama yine de arada nefes almak istediğimde küçük bir bahçemiz var. Oraya çıkıyorum, ağaçlarımın gübrelenmesiyle, çapalanmasıyla bire bir ilgileniyorum, bana iyi geliyor. Zamana ayak da uydurduk. Telefonum ve tabletimde müzik listeleri var. Kulağımda kulaklık fırsat bulunca müzik dinliyorum. Türk Sanat ve Türk Halk Müziği’nde genelde unutulanları dinlemeyi seviyorum. TRT müzik dinlerim. Popülerlikten uzak, hikayesi olan türküler ilgimi çekiyor. Televizyonla ilişkimiz sınırlı ama bazen tartışma programlarına göz gezdiriyorum.”
FIRSAT BULDUKÇA DOĞAYA KAÇIYORUM
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, sürecin zorluğuna dikkat çekiyor. Sürekli olarak görüş alışverişiyle ve toplantılarla geçen bir dönem olduğunu kaydeden Çerkezoğlu şöyle diyor: “Uzun saatler süren toplantılarla zorlukları aşmanın yollarını arıyoruz. Birçok açıdan farklı ve zor bir dönemi yaşıyoruz. Ama çözümlere odaklanmak, değerlendirmelerimizi paylaşmak bu süreçte bir yandan da iyi geliyor. Bunun dışında tabii fırsat bulunca yürüyüşler de rahatlatıcı oluyor. Doğayla başbaşa kalmak, doğa yürüyüşleri yapmak da, yoğun gündemden kaçışta iyi birer mola aracı oluyor.”
TORUNUM EN BÜYÜK MOTİVASYON KAYNAĞIM
Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Başkanı Pevrul Kavlak ise pandemiden sonra ilk olarak işyerlerinde ortaya çıkabilecek sorunlara yoğunlaştıklarını belirtiyor. 200 bin üyelerinin olduğunu belirten Kavlak, şu ifadeleri kullanıyor: “Bu süreçte tüm arkadaşlarımın sağlık durumlarını gün gün takip ettim, en ufak bir rahatsızlığı olan üyelerimizi tek tek aradım. Bu işin tek olumlu yanı zorunlu karantina nedeniyle, ailemle geçirdiğim zamanın artması oldu: Evde çok fazla zaman geçiremiyorduk. Oysa zaman geçiyor ve ben torunumun nasıl büyüdüğünü çoğu zaman kaçırıyorum. Torunum Ali bu dönemde benim en büyük motivasyon kaynağım. Bir de spor. Fırsat buldukça, spor yapıyorum.”
SPOR HAYATTAKİ EN BÜYÜK TUTKULARIMDAN BİRİ
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ve Metal Sanayicileri İşveren Sendikası (MESS) Başkanı Özgür Burak Akkol, koronavirüs öncesi yoğun bir tempoyla çalıştıklarını ve birçok projeyi aynı anda yürüttüklerini belirtiyor. Akkol, salgının başlamasıyla birlikte ise kriz yönetimine geçtiklerini kaydederek ve şunları söylüyor: “Bugüne kadar hiç bilmediğimiz bir süreci tecrübe ettik. Ama gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, çalışanlarımızı ve işletmelerimizi koruyarak bugünlere gelmeyi başardık. Bu yoğun tempo ve stres ister istemez her şeyi etkiliyor. Spor hayattaki büyük tutkularımdan biri. Serbest dalış, balık tutmak, denizle ilgilenmek bana her zaman enerji verir. Basketbol ve futbolun yeri ise bambaşka. Ama bu dönemde ‘Hadi toplanalım, maç yapalım’ demek, bir anda ütopik bir istek oldu. Toplu maçlar olmayınca da sabah yürüyüşleriyle, akşamları tek başına şut çalışmalarıyla ve küçük koşularla bu açığı telafi etmeye çalıştım. Gastronomiye de çok meraklıyım, yeni tatlar keşfetmeyi severim. Saatler süren toplantıların bitiminde, güzel bir yemek ve keyifli sohbetler, çoğu zaman benim için kurtarıcı oluyordu. Bu nedenle ‘Spor dışında en neyi özlediniz’ derseniz, ‘kalabalık yemek masalarını’ derim.”
ÇOK SIKILDIĞIMDA TESPİHLERİME SIĞINIYORUM
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, zor bir dönemi en az hasarla atlatmak için çaba gösterdiklerini belirtiyor. Türkiye’nin en büyük işçi konfederasyonun başkanlığını yürüten Atalay, ilk şoku atlattıktan sonra süreci anbean takibe başladıklarını vurguluyor. Atalay, şöyle devam ediyor: “Benim en büyük keyfim, torunlarımla vakit geçirmek. Bir de öteden bu yana çok sıkıldığımda, bunaldığımda tespihlerime sığınırım, kendimle kalırım. Nacizane küçük bir tespih koleksiyonum var. Ama bir tespihimi biri beğendiğinde hediye de ederim. Sakaryaspor’a özel bir ilgim var. Ama bu yıl sadece bir kez 10 dakika maçını izleyebildim, son iki aydır ise maçlar da durdu. Bir de Kemal Sunal filmlerini görünce keyiflenirim, kafam dağılır. Bu dönem bitsin en çok insanlara sarılmayı, kucaklamayı özledim. Kalabalıklarla bir arada olmak,
güzelmiş.”