Blueground Kurucu Ortağı Kurtuluş Cumhur Korkmaz, uluslararası kurumların gelecek projeksiyonlarında İstanbul’un potansiyelinin ortaya konulduğunu ifade ederken, Euromonitor International’ın mega şehirlerle ilgili raporunda da bu konunun üzerinde durulduğunu söyledi. Korkmaz, 2030 yılına kadar İstanbul’un Avrupa’nın en hızlı büyüyen mega şehri olacağının altını çizerek, “2030’a kadar İstanbul’un nüfusunun yüzde 15-20 civarında artması beklenirken; GSYH artışının ise yüzde 50-60 seviyesinde gerçekleşmesi öngörülüyor. Bu da aslında İstanbul’un önümüzdeki 10 yıllık süreçte, altın dönemlerinden birini yaşayabileceğini gösteriyor. Gerekli çalışmalarla bu altın çağı yaşayabiliriz.” diye konuştu.
Dünyada şehirlerde yaşayan insan sayısının her geçen gün arttığını ifaden eden Korkmaz, toplam nüfusu 10 milyonu aşan şehirler için kullanılan “mega şehir” kavramının da gayrimenkul dünyasının odağına girdiğini bildirdi. Korkmaz, bugün itibarıyla nüfusu 10 milyonun üzerinde dünyada 33 şehir bulunduğunu belirterek, bu “mega şehirler” arasındaki varlığını güçlendiren İstanbul’un Moskova ve Paris ile birlikte Avrupa’nın üç mega şehrinden biri olduğunu söyledi.
“İSTANBUL’UN BU POTANSİYELİ YABANCILARIN DİKKATİNİ ÇEKİYOR”
Korkmaz, İstanbul’un bu potansiyelinin yabancıların dikkatini çektiğinin altını çizerek, şu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle son aylarda, yabancı merkezli şirketlerin Türkiye’deki faaliyetlerini güçlendirmek için adım attıklarını görüyoruz. Tabi bu ilgi gayrimenkul sektörüne de ciddi biçimde yansıyor. Önümüzdeki dönemde, İstanbul’un modern şehirleşmesini destekleyecek adımlarla birlikte bu ilginin daha da artmasını bekliyoruz. Bunun için dünya ekonomisine yön veren yeni trendlerin de yakından takip edilmesi kritik bir önem taşıyor.”
Blueground olarak, kurumsal şirketlere ve bireysel kullanıcılara bir ayın üzerinde özel konut kiralama hizmeti sunduklarını dile getiren Korkmaz, İstanbul’daki Blueground dairelerinde yaşayan yabancıların oranının yüzde 70 seviyesinde olduğunu bildirdi. Korkmaz, “Misafirlerimiz arasında özellikle Türkiye’de yabancı kurumsal firmalarda çalışan, ‘expat’ olarak adlandırdığımız kişiler çoğunlukta. Turizm sektörü için daha çok Körfez ülkelerinden gelen misafirler son dönemde öne çıksa da bizim misafirlerimiz arasında Avrupalı ve Amerikalılar ön planda. Yine son dönemde Çinlilerin de önemli bir ilgisinin olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
Blueground’un Atina’da 2013’te kurulduktan sonra ilk yurt dışı yatırımını 2016’da İstanbul’a gerçekleştirdiğini ifade eden Korkmaz, bu anlamda İstanbul’un kendileri için büyük anlam taşıdığını vurguladı. Korkmaz, “Bugün geldiğimiz nokta, İstanbul’a inanarak ne kadar doğru bir seçim yaptığımızı ortaya koyuyor. Geldiğimiz günden bu yana her yıl ciromuzu üçe katlayarak büyümeye devam ediyoruz. Şu anda İstanbul’da 400 daireyi aştık. Hedefimiz gelecek yıl sonunda bin daireye ulaşmak.” şeklinde konuştu.