‘Arboretum nedir?’
Kuruluşları yüzyıllar öncesine dek uzanan arboretumların bir ağaç parkı olmaktan çok, çevre ve toplum yararına üstlendiği fonksiyonlar çeşitlilik gösteriyor. İlk ve orta dereceli öğretimden üniversite düzeyine dek öğrencilere ve çevre halkına otsu ve odunsu bitkiler hakkında bilgi vermek, bunları yetişme alanlarında tanıtmak ve çevre koruma bilincinin gelişmesine katkıda bulunmak olarak açıklanıyor.
Latince kökenli bir kelime olan arboretum, ‘ağaç’ anlamına gelen ‘arbor’ sözcüğü ile belli bitkilerin yetiştirildiği alan anlamındaki ‘etum’ son ekinin birleşmesinden oluşuyor. Ancak günümüzde Arboretum kavramı, ağaçlar ve ağaççık veya çalı gibi diğer odunsu bitkilerin yetiştirilmesine adanmış botanik bahçesi olarak kullanılıyor. Doğayı ve yeşili seven insanların en uğrak adresi konumuna gelmiş olan Atatürk Arboretumu, Orman Fakültesi ve Bahçeköy Orman İşletme Müdürlüğü’nün ortak çalışması sonucunda oluşturulmuş bir doğa harikası.
Peki ‘Atatürk Arboretum’u ne zaman yapıldı?
1949’da Orman Fakültesi öğretim üyelerinden Hayrettin Kayacık’ın Orman Genel Müdürlüğü’ne önerisiyle Büyükdere-Bahçeköy-Kemerburgaz asfaltı kenarındaki 38 hektarlık bir alanda arboretum kurma çalışmaları başladı ve sonrasında arboretumun projesini hazırlaması için Sorbon Üniversitesi Botanik Bahçesi enspektörlerinden Camille Guine İstanbul’a davet edildi. 1959-1961 arasında süren ancak süren proje çalışmaları ödenek yokluğu nedeniyle yarım kaldı ancak alt yapı ve dikim çalışmaları 1982 yılına kadar devam etti. 1982’de Atatürk’ün 100. doğum yılı kutlamaları nedeniyle Atatürk Arboretumu adını aldı ve Orman Bakanlığı İşletme Şefliği statüsü kazandı. Atatürk Arboretumu’nun içerisinde binbir çeşit bitki ve ağaç türünün bulunduğu ormanlık alana girdiğinizde göreceğiniz renkler sizi gerçekten bir masalın içinde gibi hissettirecek. Özellikle İstanbul gibi bir şehirde yaşan bizler için adeta yenilenme ilacı…
Arboretuma giriş ücretleri hafta içi ve hafta sonu değişkenlik gösteriyor. Zaten şu sıralar kısıtlamalardan dolayı hafta sonu giriş mümkün değil. Hafta içi tam 7.5, öğrenci 2.5 lira. Hafta sonu ise tam 20, öğrenci 7.5 lira. Ama şunu belirteyim hafta sonları arboretum oldukça kalabalık oluyor.
Kısıtlamalar kalktıktan sonra siz yine bir şekilde hafta içi gitmeye çalışın derim. Hafta sonu oluşan kuyruk gözünü korkutabilir. Yalnız küçük bir tüyo vereyim sıra beklemeden de içeri girmek mümkün. ‘ataturkarboretumu.ogm.gov.tr’ adresinden online bilet alırsanız sıra beklemeden ‘öncelikli’ giriş yapabilirsiniz. Bir küçük hatırlama daha hafta sonları ücretsiz otoparkta yer bulmak da neredeyse imkânsız.
Nereleri gezmeli?
Atatürk Arboretumu altı yol ayrımından oluşuyor. İlk olarak gölün olduğu kısma yönelmelisiniz. Çünkü üç yapay gölün bulunduğu arboretumdaki bu gölün etrafında banklar, içindeyse balıklar ve ördekler bulunuyor. Özellikle Instagram’da bolca beğeni alacak kareler burada… Sakın es geçmeyin. Alanda göreceğiniz bütün bitki ve ağaç türlerinin altında, isimleri ve kökenlerinin hangi ülkeye ait olduğu hakkında bilgi veren küçük tabelalar da yer alıyor.
Tabelalardaki yazıları okuyarak öğreneceğiniz bilgilerin haricinde girişte bulunan ağaçların yaşlarını hesaplama amacıyla kurulmuş düzenekte oldukça ilgi çekici. Düzenekte yaşı gövdesinde bulunan ağaçlara ait bazı gövdeleri mercekler ile inceleyebiliyor ve yaşlarını tespit edebiliyorsunuz. Özellikle bu konuya çocukların ilgisi oldukça büyük.
Bunlara dikkat!
Arboretumun içinde yemek yiyebileceğiniz herhangi bir yer bulunmuyor. Yanınızda yemek getirmek de yasak. Sadece su ve çocuk mamasına izin veriliyor. Bunlar dışında her türlü yiyecek-içecek alınmıyor. Aslında böyle olması çok doğru… Bu kural ormanın korunması ve temiz tutulması açısından çok önemli… Ayrıca alana bisikletle girmek de yasak. Tripod, drone ve spor aletleri de alınmıyor.
Atatürk Arboretumu’na nasıl gidilir?
Birçok seçenek var ama en ideal olanı metro Hacıosman durağında inmek. Sonrasında metro çıkışında bulunan ’42 HM Bahçeköy’ durağından kalkan otobüslere bineceksiniz. 20 dakikalık bir yolculuğun ardından Kemerburgaz yolu durağında inecek sol tarafınızda kalan yokuşu tırmandıktan sonra arboretuma ulaşacaksınız. Yol boyunca da harika kareler yakalayacaksınız. Özellikle ağaçlı yol efsane…