Kadınlar Günü için düzenlediğiniz bu özel gezide hangi çağlardan hangi önemli kadın figürlerin adı geçiyor? Her birinin tarihteki rolünü, kim olduğunu ve önemini kısaca anlatır mısınız?
Bu gezi kurgulanırken İstanbul’un kesintisiz olarak binlerce yıla dayanan tarihine eli değmiş birçok kadının mirasını ele aldık. Antikçağlardan Bizans ve Osmanlı dönemlerine ve Cumhuriyet İstanbul’una varan bir yelpazede bu kadınların şehre ne gibi katkıları ve etkileri olduğunu göstermek istedik. Elbette binlerce yıllık bu tarihe etkisi olan birçok kadın var, hepsini burada tek tek önemleriyle anlatmak zor olabilir ama Bizans döneminde yönetim konusunda söz sahibi olan İmparatoriçe Theodora’dan başlayabiliriz. Soylu bir aileden gelmeyen Theodora, İmparator I. Iustinianos döneminde yönetime faal olarak katılmış, yönlendirmiştir. İstanbul için oldukça belirgin bir olay olan Nika ayaklanması sırasında da etkin bir rol üstlenmiştir. Osmanlı döneminde de Theodora gibi yönetime katılmış, hatta neredeyse bir padişah gibi emirler vermiş, kararlar almış olan Hatice Turhan Sultan çok önemlidir. Askeri meselelerle, ayaklanmalarla, saray siyasetiyle, bütçeyle ilgilenmiş olan Hatice Turhan Sultan ayrıca 1597 yılında yapımına başlanan ancak bir türlü bitirilemeyen Yeni Cami Külliyesi’ni de büyük çaba göstererek 1665’te İstanbul’a kazandırmıştır.
Şenay Savut
Sizi en çok heyecanlandıran, aralarında en güçlü bulduğunuz kadın figürü hangisi?
İstanbul’un en önemli ve özgün yapıları olarak sayılabilecek sarnıçlara önem verdiğimden Yerebatan Sarnıcı’ndaki Medusa başı beni hep büyüleyen bir yerdir. Medusa’nın; hikâyesinin de etkisiyle şehrin, tarihi boyunca dönüşerek ve evrilerek ilerlemesinin bir sembolü olduğunu düşünürüm. İstanbul’un, bir yapının malzemelerinin başka yapılarda kullanılarak devamlılığını başka türlü sağlayan bir şehir olması da heyecan verici. Ayrıca bahsettiğimiz gibi Hatice Turhan Sultan’ın hikâyesi de çok önemli. Böylesine büyük krizlerle dolu bir dönemde uzun yıllar ayakta kalabilmiş güçlü bir kadın o da. Gezide adını geçireceğimiz, İstanbul’a izini bırakmış olan tüm bu kadınlar ayrı ayrı bir var olma, ayakta kalma hikâyesini taşıyorlar aslında.
Sadece kadınlar değil herkes için önemli
İstanbullu kadınların tarih boyunca ne kadar güçlü figürler olduğunu hatırlatması, anlatması bakımından da önemli bu gezi. Neler söylersiniz?
FEST Travel olarak 30 yılı aşkın süredir yaptığımız ‘Adım Adım İstanbul’ gezilerinde 300’den fazla rotamız var ve aslında tüm bu rotalarda İstanbul’u etkilemiş, şehre dokunmuş olan bu kadınları anmadan, anlatmadan geçmek imkânsız. Bu yıl daha önce yapmış olduğumuz ‘İstanbul’da Kadın Eserleri’ rotamıza bağımsız araştırmacı Doğa Taşlardan’ın da katkılarıyla ve katılımıyla başka bir yön çizdik ve bugüne özel olarak ‘İstanbul’da Kadın Hikâyeleri’ni keşfe çıkıyoruz.
Kösem Sultan
Bütün bu güçlü kadınlar sizde bugüne dair ne gibi çağrışımlar yapıyor?
İstanbul her anlamda çok özel bir şehir ve bu özelliği elbette özel kadınların hikâyeleriyle kesişiyor. Her geçen gün şiddetini, kadınlar üzerindeki baskısını arttıran patriarkal dünyanın unutturduğu kadın hikâyelerini anlatmanın, paylaşmanın ve duyulmasını sağlamanın en başta biz kadınlar için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Ama bu sadece kadınlar için değil; şehrin tarihini algılamak, yaşadığımız yerin ne olduğunu, bugüne gelirken hangi yollardan geçtiğini bilmek açısından da önemli diye düşünüyorum.
Tur boyunca görülecek yapılar programda adı geçen hangi kadınlarla özdeşleşiyor?
Hepsini saymak yine mümkün olmasa da birkaçından söz edebilirim. Kanlı Kilise ya da Theotokos Panayiotisa Mugliotissa olarak da bilinen Moğolların Azize Meryem Kilisesi, Bizans İmparatoru VIII. Mihail’in kızı olan ve kocasının ölümüyle Moğolistan’dan İstanbul’a geri dönerek kiliseyi yeniden inşa ettiren Maria Despina Palaiologina’yla özdeşleşmiştir örneğin. Günümüzde Gül Camii adıyla bilinen ve İkonoklazma döneminde bir İsa ikonasının indirilmesine karşı çıktığı için öldürülen Azize Theodosia’nın adı verilen kilise de bu azizenin hatırasını yaşatır. İmparatoriçe Theodora, Meryem Ana, İmparatoriçe Irene’in izlerini taşıyan Ayasofya’yı da bunların arasında sayabiliriz. Ayrıca tanrıça Thyke’nin şu anda kayıp olan heykelini taşıyan Gotlar Sütunu da eklenebilir.
Theodora
Bölgede gözden kaçırılmaması gerekenler…
Tarihi Yarımada ve Haliç bölgelerinde mutlaka yapılmalı dediğiniz (Bir eskici ya da esnaf lokantası veya alışveriş tüyosu olabilir) önerileriniz var mı?
Tarihi Yarımada ve Haliç bölgesi gerçekten İstanbul için keşfetmekle bitmeyecek hazineler… İlk aklıma gelenler şöyle: Arkeoloji Müzesi bahçesinde sadece oturarak vakit geçirmek bile insanı alıp götüren bir şey… Elinize kitabınızı, içeceğinizi alıp bu bahçede geçireceğiniz vakit paha biçilmez oluyor. Hürrem Sultan Hamamı da yine aklıma gelenler arasında. Hamama girerek tam bir Osmanlı deneyimi yaşayabilir ya da sadece kafesinde çay içebilirsiniz. Balat’ta antika mezatlarına katılmak, eski eşya satan dükkânları dolaşmak gerçek bir Balat deneyimi sunacaktır. Yine bu bölgede sahildeki restoranlarda Haliç’e bakarak yemek yemek çok özeldir. Çorlulu Ali Paşa Medresesi’nde vakit geçirmek, Kapalıçarşı’da kilimlere bakmak, kısacası Tarihi Yarımada’nın sokaklarında bir anlamda İstanbul’u dinleyerek dolaşmak en güzeli diyebilirim.
Adım Adım İstanbul rotasında bu ay neler var?
Kadın Hikâyeleriyle İstanbul,
8 Mart (265 lira)
Ayasofya’da Bir Gece,
10 Mart (435 lira)
Köşe Bucak Haliç:
Fener-Balat-Ayvansaray,
14 Mart ve 28 Mart
(215 lira)
İstanbul Efsaneleri
ve Tılsımları,
14 Mart (205 lira)
Adım Adım
Beyoğlu I – Galata II,
15 Mart, (185 lira)
Nikomedia’dan İzmit’e,
15 Mart (385 lira)
İstanbul’un Hanları
ve Çarşıları,
21 Mart (145 lira)
Boğaz’ın İncisi Yeniköy, 21 Mart (215 lira)
Adım Adım
Beyoğlu II – Pera II,
22 Mart (195 lira)
İstanbul’da Çağdaş
Sanat Buluşmaları-Selman Bilal’in B3 Evinde Koleksiyon Ziyareti,
28 Mart (200 lira)
Belgrad Ormanı Florası-Atatürk Arboretumu,
28 Mart (255 lira)
Körler Ülkesi Khalkedon Kadıköy-Moda
29 Mart (180 lira)
İstanbul’daki Sagalassos, 29 Mart (105 lira)
Kuzguncuk-Beylerbeyi-Çengelköy-Küçüksu-Anadoluhisarı,
31 Mart (250 lira)
YURTİÇİ GEZİ ALTERNATİFLERİ
Tarihin Dönüm Noktaları: Truva ve Çanakkale Savaş Alanları, 21-22 Mart (1195 lira)
Ormana Düğmeli Evler, 21-22 Mart (895 lira)
Trenle Eskişehir, 21-22 Mart (1325 lira)
YURTDIŞI ROTALARI
Myanmar’ın Sırları, 13-23 Mart (3950 USD)
Mistik İsrail ve Kutsal Kudüs, 16-22 Mart / 23-29 Mart (3535 USD)
Oeconomica: Meksika-Guatemala, 18-31 Mart (4745 USD)
Ürdün ve Petra Vadisi, 21-27 Mart (2950 USD)
İpekyolu’nun Kalbi: Semerkant, Buhara, Hiva, 31 Mart-7 Nisan (2650 USD)