20. yüzyıl İtalyan edebiyatının kuşkusuz en güçlü kalemlerinden biriydi Dino Buzzati. Dönemin çoğu sanatçısı gibi çok yönlüydü. Gazeteciliğin yanı sıra edebiyat alanında farklı türlerde ürün vermiş, öykülerinin yanında roman, oyun, şiir, müzikaller için libretto yazmıştır.
Kendine özgü mizah anlayışıyla kurguladığı, gerçek ile gerçeküstü arasında salınan, bazen tekinsiz anlatı evrenleriyle tanırız onu daha çok.
RESSAM BUZATTİ
Oysa Buzzati’nin hayal gücü salt yazı düzlemiyle sınırlı kalmamıştı. Kendi sürreal imgeler dünyasını tuvale de taşımış, dahası ömrü boyunca kendini bir yazardan ziyade bir ressam olarak tanımlamıştır.
İtalyan yazar, ressam Dino Buzzati
ÜÇ EVRE…
Ressam Buzzati’nin sanatsal yaratımını üç evreye ayırmak mümkün. Birinci evre, 1923-1930 arasında sembolizmin ağır bastığı üretimlere işaret eder; 1930-1964 arasında yaptığı resimlerde figüratif sembolizmin izleri daha belirgindir.
Olgunluk dönemi olarak tanımlanabilecek ve en özgün çalışmalarına imza attığı 1964-1972 yılları arasında ise yapıtlarına İtalyan pop art’ın çizgileri yansır.
İLK SERGİ
Sanatçı, 1958’de Milano’da ilk kişisel resim sergisini açar. Sergiye Le Storie Dipinte, yani resmedilmiş hikâyeler adı verilir. Buzzati’nin sergideki hikâyeleri, daha sonra başka çalışmalarıyla birlikte Lorenzo Viganò tarafından aynı isimle kitap olarak basılır.
Bu sözler onun;
“RESSAMLIK HOBİ DEĞİL, MESLEĞİMDİR”
“İşin aslına bakılırsa, kendimi acımasız bir yanlış anlaşılmanın kurbanı olarak hissediyorum. Ben, hobi olarak, ne yazık ki ziyadesiyle uzamış bir süre boyunca yazarlık ve gazetecilik de yapmış bir ressamım. Oysa dünya bunun tam tersi olduğunu düşünmüştür, dolayısıyla da resimlerimi ciddiye alması olası değil. Resim yapmak benim için bir hobi değil, mesleğimdir; asıl hobim yazı yazmaktır. Fakat özünde resim yapmak ve yazmak benim için aynı şeydir. İster resim yapayım ister yazayım, hep aynı hedefin peşinde olurum: hikaye anlatmak”
HİKAYE ANLATICILIĞI
1969 yılında yayımladığı ve kendisine Paese Sera Ödülü’nü (1970) kazandıran (Çizgi Roman Biçiminde Şiir), sanatçının hikâye anlatıcılığında kullandığı farklı dilleri bir arada kullanma imkânını sağlar.
İtalyan edebiyatının ilk grafik romanı sayılan ve mitoloji ile pop kültürünün harmanlandığı bu yapıtında Buzzati, Orpheus ile Eurydike’nin mitini 1960’ların Milano’suna taşır.
Ergül Tosun
Kitap sayfası için iletişim: