Yükseköğretim Kurumu (YÖK), 2020 yılı hedefleri arasında yer alan ‘YÖK Dersleri Projesi’ kapsamında, üniversiteler tarafından üretilen dijital ders içeriklerini ‘Yükseköğretim Kurumları Dersleri’ adı verilen internet ara yüzünde 23 Mart itibarıyla üniversite öğrencilerinin erişimine sundu. Öğrenciler, platformun ana sayfasında sol tarafta yer alan ana menülerde ‘Fakülte/MYO/Lisans Tamamlama/Ortak Dersler/Dijital Eğitim Dersleri’ ana başlıklarına giriş yapıp, ilgili programlardan birini seçerek o programa ait kitaplara dijital ortamda anında erişebiliyor. İlk aşamada bu platformda, İstanbul Üniversitesi (İÜ), Anadolu Üniversitesi ve Atatürk Üniversitesi’nin dijital ders içerikleri yer alıyor. YÖK Dersleri Platformu’nun, kısa süre içerisinde diğer üniversitelerin de katkılarıyla hem ‘program ve ders sayısı’ hem de ‘dijital içerik çeşitliliği’ açısından daha da geliştirilip zenginleştirilmesi hedefleniyor.
‘AÇIK BİLİM VE AÇIK ERİŞİM’ VİZYONU AÇISINDAN ÖNEMLİ VE YERİNDE BİR HAMLE’
İÜ Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (AUZEF) Dekanı Prof. Dr. Levent Şahin, YÖK Dersleri Projesi’ni ve bu proje kapsamında öğrencilere açtıkları dijital ders içerikleri projesinin, YÖK’ün sahip olduğu dijital dönüşüm çerçevesindeki ‘Açık bilim ve açık erişim’ vizyonu açısından oldukça önemli ve yerinde bir hamle olduğunu söyledi. Şahin, İstanbul, Anadolu ve Atatürk üniversitelerinin Açıköğretim Fakülteleri bünyesindeki ders kitaplarının bir platform altında toplanmasıyla başlayan bu projenin, ilerleyen dönemlerde diğer üniversitelerin de yapacağı katkıyla çok daha güçlü, dinamik ve zengin bir hal alacağını belirtti.
ÖRGÜN ÖĞRETİMİN YÜZDE 85’İNE EĞİTİM MATERYALİ SAĞLANDI
Bu projenin amacının, tüm bölümlerde okuyan öğrencilere kusursuz bir tecrübe yaşatmak olmadığını anlatan Şahin, şöyle konuştu:
“Zaten tüm bölümlerde okuyanları kapsayacak bir eğitim portalının oluşturulması çok da mümkün değil. Bununla birlikte ağırlıklı olarak sosyal bilimler alanında yoğunlaştığı bilinen bu eğitim içeriklerinin takibinin, okunmasının ve analizlerinin yapılmasının sosyo-kültürel anlamda yararlanıcılarına zenginlik katacağı aşikar. YÖK Dersleri Projesi kapsamında İÜ AUZEF, bünyesinde yer alan 47 programdaki 900’ü aşkın ders kitabını ülkemizdeki tüm öğrencilerin hizmetine sundu. Büyük çoğunluğu İstanbul Üniversitesi’nin kendi alanlarında donanımlı, yetkin ve uzman öğretim üyeleri tarafından yazılmış olan bu kitapların akademik camiaya ve öğrencilere büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum. Türkiye’deki tüm üniversiteler 23 Mart itibarıyla ellerindeki mevcut kabiliyetler çerçevesinde uzaktan eğitime geçti. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç ise bahar yarıyılında yüz yüze eğitimin yapılmayacağını açıkladı. İstanbul Üniversitesi, önemli bir uzaktan eğitim tecrübesine sahip olduğundan dolayı bu sürece çok hızlı bir şekilde uyum sağladı ve normal zamanda dijital ve uzaktan eğitim içeriğinin oluşturulmasının çok daha zor olduğu tıp, diş hekimliği, eczacılık ve fen alanları da dahil olmak üzere tüm birimlerini aktif bir şekilde koordine ederek yüksek bir eğitim içerik oranına ulaştı. Bugün itibarıyla tüm örgün öğretimin yaklaşık yüzde 85’ine eğitim materyali üretilmiş bu durumda. Bu yüksek oran, İstanbul Üniversitesi’nin geleneklerine bağlı olduğu kadar yeniliklere de çok hızlı bir şekilde uyum sağlayabildiğini gösteriyor.
İLK DEFA OKUTULACAK DERSLERİN İÇERİKLERİNİN OLUŞTURULMASINA DEVAM EDECEĞİZ
Uzaktan eğitimin işleyen mantığı içerisinde eğitim içeriklerinin sürekli geliştirilmesi, olmazsa olmazların en başında geliyor. Bir eğitim içeriğinin çok farklı şekillerde öğrencilere ulaştırılması mümkün, burada öğrenme faaliyetinin ve kazanılması gereken yetkinliklerin öğrencilere en doğru yöntemlerle verilmesi önemli. İÜ AUZEF, bir yandan halihazırdaki ders içeriklerinin zenginleştirilmesine, öte yandan da yeni açılacak olan programlarda ilk defa okutulacak derslerin içeriklerinin oluşturulmasına hız kesmeden devam ederek bu alanda öncü kurumlardan biri olma özelliğini koruyacak. Üniversitelerin uzaktan eğitim imkânlarıyla karşılık veremeyeceği bazı uygulama ya da uygulamaya yönelik teknik dersleri bulunuyor. Bu durumdan en fazla etkilenecek fakülteleri; tıp, diş hekimliği, eczacılık, mimarlık ve fen olarak sıralayabilirim. Lisansüstü düzeyde sağlık ve fen bilimleri enstitülerinin, yüksekokul düzeyinde ise yapısal özelliğinden ötürü devlet konservatuvarı bir takım uygulamaları uzaktan eğitim yöntemiyle yerine getiremeyecek.
SAHİP OLDUĞUNUZ POTANSİYELİ KATMA DEĞERE DÖNÜŞTÜRÜN
Şu anda lisans eğitimlerine devam eden öğrencilerin büyük çoğunluğu 2000 sonrası doğumluları ifade eden Z kuşağı içerisinde yer alıyor. ‘Postmodern dönemin kahramanları’ olan Z kuşağı bireylerinin en önemli iki özelliğinden biri özgürlüklerine düşkün olmaları, diğeri ise bilişim teknolojilerine bağımlı yaşamaları. Dijital materyalleri takip etmede, uygulamalarını işlevsel hale getirmede ve bilişsel öğrenme kapasitesini arttırmada en yetkin gruptan bahsediyorum. Öğrencilere sahip oldukları bu potansiyeli yüksek bir odaklanma ve motivasyonla katma değere dönüştürün. Tüm programlardaki öğrencileri uzaktan eğitim sistemi içerisine alarak fırsat eşitliği yaratacağız. Özellikle internet erişiminde sorun yaşayabilecek öğrenciler için henüz üniversite bünyesinde alınmış net bir karar olmamakla birlikte neler yapabileceği konusundaki fikir alışverişi devam ediyor.”
