Araştırma kapsamında, biyolojik saatin nasıl çalıştığını daha iyi anlamak üzere fareler üzerinde incelemeler yapıldı.
Yapılan incelemeler, biyolojik saatin önemli hücrelerin yapılarının gün boyunca korunmasına yardımcı olduğunu gösterdi.
İnsan hücresi, hücre dışında bulunan alanlara salgıladığı maddelerle hücre dışı matriks adı verilen bir ağ oluşturuyor.
Yapılan araştırmada, bu ağda iki tip lifçik oluştuğu tespit edildi. Bunlardan birisi ipe benzeyen kolajen. Bu, dokuların güçlenmesine yardımcı oluyor.
Diğeri ise daha kalın lifçikler. Araştırmada, bu lifçiklerin kalıcı olduğu ve 17 yaşından sonra hiçbir değişikliğe uğramadan insan vücudunda aynı şekilde var olmayı sürdürdüğü tespit edildi.
Bununla birlikte daha ince olan lifçiklerin ise zaman zaman yıpranarak koptuğu görüldü.
Kaliteli bir gece uykusu da tam bu noktada devreye giriyor. Uyudukça bu kopan lifçikler onarılıyor ve yapısal bütünlük açısından önemli rol oynayan hücre dışı matriks de yineleniyor.
Araştırmanın liderliğini yapan öğretim üyesi Prof. Dr. Karl Kadler, “Matriksin zamanla yıpranmaya bağlı olarak hasar göreceğini düşünebilirsiniz. Ancak öyle olmuyor ve artık bunun nedenini biliyoruz. Biyolojik saatimiz, bu lifçiklerin yenilenmesini sağlayan bir element üretiyor” dedi.