İzlerken ‘Ya Aslında Bu da Haklı’ Dediğimiz Hem Sevilen Hem de Nefret Edilen Kötü Film Karakterleri

İki ergen kızın sırf eğlence için nişanlısına trafik kazası geçirtip ölümüne neden olması nereden baksan delirme nedeni. Zaten karakterimiz Brenda’da önce terapiye gittiğini, fakat bir sonuç vermediğini itiraf ediyor. Delirmekte haklı olsan da keşke bu kadar fazla insan kıymasaydın.

Davy Jones deyince akan sular durur. Film boyunca hep çok kötü bir karakter olarak lanse edilse de yaşadıkları şöyle bir düşünüldüğünde o olmayacak da ben mi kötü olacağım? Sonuçta sevdiği kadın için kalbin çıkarıp bir sandığa koyuyor ve 10 yılda bir karaya çıkabiliyor. Bir de ölen kişileri taşıma gibi zor görevleri var. Valla bana bile sıkıntı bastı.

Film boyunca ‘ne kadar tonton bir amca’ desek de son anda yaptıklarıyla hepimizin gözünde yerle yeksan olan Sir Leigh Teabing, aslında sadece çözemediği ve çok merak ettiği bir sırrı ortaya çıkarmak istiyordu. Zaten bu yüzden Robert Langdon’a ihtiyaç duydu. Aslında iyilerin tarafında olmasına rağmen kötüleri kullanarak kendi de kötü biri oldu. Bu kadar kan dökmeseydin keşke dedecim. Bak Langdon çözüverdi şifreyi!

Şimdi itiraf etmek gerekirse Thanos sevilen bir kötü karakter. Asıl amacı yok etmek değil, kurtarmak, fakat bu uğurda dünyanın yarısını yok etmeye kararlı. Sonuçta var olan kaynakların bunca canlıya yetmeyeceğini biliyor ve böyle bir kurtuluş planlıyor.

Adamın zaten burnu yok bu kadar fazla gitmesek mi üstüne? Önüne geleni öldürmesi ve dünyanın hakimi olması gibi kötü emellerini bir kenara bırakırsak yalnızca Dumbledore ile olan sahnesi için bile sevilebilir.

Serinin ilk filmini izleyince herkes nefret etse de ilerleyen bölümlerde Barbossa en sevilen karakterlerden biri haline geldi. Korkusuz ve asabi olsa da kaptanlıkta ondan daha iyisi yok. Kendine has biri diyelim…

Joker’in karakter gelişimini gördüğümüz zaman dünyanın en iyi kötüsü kabul etmememiz elde değil. Sen çok bile dayanmışsın kardeşim…

Star Wars denince akla sayısız kötü karakter gelse de Darth Wader’ın yeri her zaman ayrıdır. Aslında bir Jedi olmak istiyordu, fakat yaşadıkları onu karanlık tarafa yönlendirdi. Biraz ona da hak vermek lazım.

İlk filmlerde Severus Snape itici ve açık açık Harry’nin kuyusunu kazan bir karakter olarak aktarılsa da aslında ne kadar yumuşak kalpli olduğunu sonradan gösterdi. James Potter ve arkadaşları tarafından dışlandığı sahneler bile ona hak vermeye yeter. Bak yine sinirlendim şimdi!

Scarface’in Tony Montana’sı kesinlikle bu listeyi girmeye hak edenler arasında. Yoldan geçen 10 kişiye Tony Montana’yı sorun, 8’i onu iyi anar.

Agent Smith, öncelikle makineler tarafından yaratılmış bir yapay zeka. Sonrasında güçlenerek herkese meydan okusa da duyguları olmayan bir şeyi nasıl suçlayabiliriz? Hep bu yapay zekanın işi!

Voldermort’tan önceki karanlık lord olarak kabul edilen Grindewald, ilk başlarda Albus Dumbledore’un yakın dostu olsa da sonra araları bozuluyor. Mürver asayı ele geçirmesi ve kendine korkunç bir ordu kurmasının arkasında hep geçmişi var…

İlk filmde kötü bir karakter olarak görülse de daha sonra iyi tarafa geçen Terminatör, böylece kalplerimizdeki yerini aldı.

Magneto tam olarak iki arada bir derede bir karakter. Yaptığı tüm kötülüklerin arkasında bile mantıklı bir sebep bulunan Magneto, ayrıca bir mutant ve bu yüzden toplumdan sürekli dışlandı. Güçlerini aslında daha iyi bir hayat için kullanıyor.

Tek isteği yakın arkadaşına bir doğum günü sürprizi yapmaktı ve bunu tek başında değil, diğer 2 arkadaşı ile planladı. Arkadaşı bir kaza sonucu öldü diye elbette kendini feda edecek değildi. Üstelik tüm suçun ona yıkılması ayrıca üzücü. Yine de sırf paçayı yırtmak için barda tanıştığın adamla yatmasaydın keşke…