Bodrum hep popüler
Bodrum vazgeçilmezlerimden. Hem mekânların kalitesi ve çeşitliliği hem de her köşesinde sakladığı zengin tarihiyle seviyorum. Antik çağların Halikarnassos’u, kimleri ağırlamış kimleri! Tarihin babası sayılan Herodot’tan Kaptan-ı Derya Turgut Reis’e, Halikarnas Balıkçısı’ndan sanat güneşi Zeki Müren’e kadar Bodrum denince anılacak öyle çok isim var ki… Geçmişin bu küçük balıkçı ve süngerci kasabası, şimdilerde Türkiye’nin St. Tropez’si oldu. Susona Bodrum kısa süre önce kaldığım otellerden biri. Öyle keyifle dinlendim ki “Ne iyi yapıp gittim” diye düşündüm. Bizim Hürriyet Seyahat jürisi de Türkiye’nin en güzel evcil hayvan dostu 10 otelinden biri olarak seçmişti. Otelde haftada 10 civarı konser var; akşamlar çok renkli geçiyor. İçindeki Frankie Beach ise bence sadece Bodrum’un değil, Türkiye’nin en iyi plajlarından biri. Yine otel bünyesinde açılan Malva Restoran’ı çok sevdim, Bodrum’un en iyilerinden. Kaya Palazzo Resort & Residences Le Chic Türkiye’nin en yeni 5 yıldızlı otellerinden. Cape Bodrum, favori otellerimden bir diğeri… Caresse Resort SPA ve içindeki Buddha Bar da mutlaka listenizde olsun. Yalıkavak Marina hâlâ Bodrum’un gözdelerinden. Yeni açılan Novikov Restoran bu yaz çok popüler; deneyin derim. Türkbükü’ndeki No: 81 ise içim rahat kaldığım yerlerden. Gündüz deniz-güneş-kum üçlüsüne, gece dansın ritmine kendinizi bırakın.
Sığacık’ta tatlı huzur
‘Bir tatlı huzur almaya’ Kalamış’a gidilen günlere, şimdilerde Sığacık’ı eklemek gerek. Seferihisar’da harika bir koyda kurulmuş. Minik bir kale içinde, kaleyi Kanuni Sultan Süleyman Rodos seferine hazırlık sırasında yaptırmış. Sit alanı ilan edildiği için bozulmadan korunabiliyor ama yeterli değil. Misafir olanların da buranın dengesine, yazısız kurallarına dikkat etmesi gerekiyor. 2009’da Cittaslow’a kabul edilen bu güzel durağın özelliği, hayatla yarışan değil, barışan bir yer olması. Sığacık’ta çirkin bina yok. Evlerin büyük bölümü iki katlı Rum evi; pencerelerden, balkonlardan çiçekler fışkırıyor. Konaklama seçenekleri de Sığacık’ın kendisi gibi sade, içten, renkli. Kaleiçi’ndeki Konak Lavandula, özgün mimarisi ve geniş bahçesiyle saklı bir hazine gibi… 400 metrekare alana kurulu otelde 6 oda var. Yine Kaleiçi’nin bir başka güzel adresi Monza House. Rengârenk pencereleri ve her köşeden fışkıran begonvilleriyle adeta masal dünyası.
Datça’nın büyüsü
Datça, Yunan mitolojisinde ‘Olağanüstü nitelikler taşıyan ülke’ diye geçiyor. Coğrafyanın babası sayılan Strabon ise “Tanrı kulunun uzun ömürlü olmasını isterse, Datça Yarımadası’na bırakır” demiş. Tarihin en eski tıp okulları bu bölgede kurulmuş. Yani Datça her zaman ayrıcalıklı, her zaman güzel… Papatya, kekik, adaçayı ve begonviller arasında gezinirken aklınıza gelecek ilk isim Can Yücel olacak.
Olive Farm, doğal yaşam ve doğal gıda meraklılarının çok seveceği bir konaklama seçeneği. Ana binanın ortasında dev bir zeytin ağacı var. Taş ve ahşap mimariye de doğaya da hayran olacaksınız. Kahvaltıda yediklerinizi çiftliklerinde yetiştiriyorlar. Datça’nın en güzel koylarından ‘Karaincir’deki Casa Elia ise çam ve zeytin ağaçlarıyla çevrili tertemiz bir dünya. 6 bin metrekareyi aşkın araziye kurulmuş. Denize yürüme mesafesindeki 24 odalı otel tam bir aile işletmesi.
Selimiye’de uzun yaşamın sırrı
Marmaris’e bağlı Selimiye Köyü’nün yıldızı giderek parlıyor. Ama o parlayış aklınıza gör-görül mekânlarını getirmesin. Lüksle değil, özgünlükle ünleniyor. Köy, sağlıklı ve uzun ömrün sırrını bulan yerlerden. Yerli halkın yaş ortalaması epey yüksek. Sebebini temiz hava, temiz doğa, temiz gıda, bir de çalışmayı çok sevmek olarak açıklıyorlar. Köydeki Vira Demir, 6 odalı çok güzel bir butik otel. Hem köy evinin sade huzurunu hem modern dokunuşların konforunu bir arada bulabiliyorsunuz. Sadece otel misafirlerinin kullanabildiği bir plajı, bir de kendilerine ait tekneleri var. İsterseniz yelken eğitimi alabilir, isterseniz kaptanın açtığı yelkenin rüzgârına kapılıp tura çıkabilirsiniz.
Akyaka’da doğallığın peşinde
Bundan birkaç yıl önce Akyaka için ‘müstakbel Alaçatı’ diye yazmıştım. Burayı Alaçatı ile kıyaslama nedenlerimden en önemlisi ‘kitesurfing’ yani uçurtma sörfüne en uygun yer olması. Alaçatı’da rüzgâr sörfü neyse Akyaka’da da uçurtma sörfü o. Akyaka 1988’de Sit alanı ilan edilmişti. 2011’de ‘Uluslararası Sakin Şehirler Ağı’na kabul edilerek ‘Cittaslow’ etiketi aldı. The River House, Akçapınar Köyü’ndeki doğayla baş başa bir tatil adresi. İsterseniz kitesurf, wakeboard, kano, yoga, bisiklet gibi birçok aktiviteyi deneyebilirsiniz. Kahvaltılarda yerel ve organik ürünler sunuyorlar, üstelik Azmak Nehri’ne nazır…
Güney Ege’nin en görkemli antik kentleri
İklimiyle ve hem denizinin hem de toprağının bereketiyle Güney Ege tarih boyunca insanlığın gözde coğrafyalarından biri olmuş. Bunun en büyük kanıtı bu topraklardaki antik kentler. Kimi bilimin, kimi ticaretin, kimi de kültür-sanat dünyasının merkeziydi. Güney Ege’nin en görkemli antik kentlerini görmeden bu toprakların önemini anlamak pek mümkün değil.
Tiyatronun anavatanı: Teos – İzmir
Dünyanın ilk tiyatro oyuncuları birliği burada kurulmuş. Dionysos Sanatçılar Birliği olarak geçmiş ve Teos’ta çok önemli bir rol oynamışlar. Ama huzursuzluk kaynağı olarak görülüp MÖ 2’nci yüzyılın ortalarında Teos’tan Ephesos’a sürülmüşler.
Roma’nın Asya başkenti: Efes – İzmir
Ülkemizin en önemli antik kentlerinden… UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. 9 bin yıl boyunca Helenistik, Roma, Doğu Roma, Beylikler ve Osmanlı dönemleriyle kesintisiz bir yerleşime ev sahipliği yapmış. Efes’teki müze ‘Arkeoloji’ ve ‘Etnografya’ olmak üzere iki ana bölümden oluşuyor. Sergilenen eser sayısı 60 binden fazla. Görecekleriniz arasında Efes Artemis heykeli, yunuslu Eros, Priapos heykeli, mermer Artemis heykeli, Mısırlı rahip heykeli, Sokrates başı gibi dikkat çeken parçalar var.
Orijinal halini koruyor: Priene – Aydın
Izgara şehir planıyla yapılan Priene, orijinal halini koruyan nadir antik kentlerden… Şehirdeki 5 bin kişilik antik tiyatro dünyadaki en güzel Yunan tiyatrolarından biri kabul ediliyor. Tiyatroda aktörlere kalan zamanı göstermek için su saati kullanılmış. Tanrıça Athena’ya adanan tapınaksa Priene’nin en muazzam yapısı; aşağıdaki yoldan bile görünüyor. Büyük İskender’in yaptırdığı eserin mimarı, Bodrum’daki mozoleyi de yapan Pytheos.
Bilimin merkezi: Milet – Aydın
Milet, Atina kralının oğlu Neleus tarafından kurulmuş. Yunanistan’dan gelenler Karyalı erkekleri öldürüp eşleriyle evlenmişler ama kadınlar yeni kocalarıyla yemek yememeye ve onlara isimleriyle seslenmemeye yemin etmişler! Denizlerde egemenlik kavramını ilk ortaya atan ve hayata geçiren Miletliler, Sinop’tan Trabzon’a kadar tüm kolonilerinde bu kavramın takipçisi olmuşlar. Milet biliminsanlarıyla tanınan bir şehirmiş. Kentin ayakta kalan en güzel yapılarından biri 15 bin kişilik tiyatrosu.
İki limanlı ‘çifte kent’: Knidos – Muğla
Ege ve Akdeniz’in birleştiği noktada Tekir Burnu üzerindeki Knidos, Batı Anadolu kıyı kentlerinin önemlilerinden biri. Anakara ve ada kısmı olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Strabon burayı, “Çifte kent görünümünde” diye anlatmış. Ada ile kara parçası arasındaki deniz doldurulunca da iki ayrı liman ortaya çıkmış. Ada kısmında yapılan kazılarda teraslama yöntemiyle konumlandırılmış dükkânlar ve yerleşimler bulunmuş. Antikçağda hem önemli bir ticaret merkezi hem de bir kültür-sanat kentiymiş.