3 günlük oruçtan sonra ya da 2 ana öğünle beslenmeye başlanıldığında vücudun bağışıklık mekanizmasının akyuvar oluşumunu tetiklediğini ifade eden İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Doç. Dr. Haluk Saçaklı, “İnsan vücudu aç kalınca zayıf ve hastalıklı hücrelerin içindeki gereksiz parçacıkları yok ediyor. Vücudumuz bağışıklık sistemimizin tamamını yeniliyor. Oruç ya da 2 ana öğünle beslenme, bir yenilenme programı olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
ERKEN YAŞLANMAYI ÖNLÜYOR
Vücudun stres altında, oruç tutarken ya da açlık sırasında çok fazla otofaji (hücrelerin kendini yeme durumu) olduğunu belirten Saçaklı, “Hücre, enerji üretimini kendi iç imkânlarını kullanarak yapmaya çalışıyor. İlk olarak çöpünü ve patojen bakterileri sindirerek temizliğe başlıyor. Böylece erken yaşlanmanın da önü tıkanıyor. Otofaji sürecinde belli bir süreklilik olmaz ise parkinson hastalığı, diyabet ve kanser kaçınılmaz oluyor. Yılda 1 ay kadar süre ara vermeden aç kalma ya da oruç harikulade bir tasarım. En azından bu kapanma sürecince 17 gün denemenizde yarar var. Bedeniniz alışırsa bu tür beslenmeyi sağlıklı iseniz ömür boyu uygulayabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
“GEÇ YENİLEN YEMEKLERİN SİNDİRİMİ ÇOK ZOR”
2 ana öğünle beslenmeyle yaşamda yeni bir sayfa açılabileceğini söyleyen Saçaklı, “Sabah her zamankinden daha güçlü dengeli bir kahvaltı. Akşam yemeğine kadar hiçbir şey yenilmeyecek. Su, çay, kahve ve bitki çayları serbest. Kan şekerinizin düştüğü hissettiğiniz an sebze suyu tüketebilirsiniz. Doğal da olsa meyve suyu içilmeyecek. Kahvaltı saat 07.00 – 08.00 arasında yapıldıysa, akşam yemeği saat 17.00- 18.00 arasında olmalı. Kahvaltı 1 saat geç yapılırsa, akşam yemeği de 1 saat geç tüketilmeli, en son kahvaltı saat 10.00 – 11.00 arası olursa akşam yemeği de saat 19.00- 20.00 arası olmalı. Akşam yemeği asla saat 20.00 den sonraya kaydırılmamalı. Akşam 20.00’den sonra yenilen yemeklerin sindirilmesi çok zordur. Kilo alırsınız ayrıca sağlığınızı da zamanla kaybedersiniz” dedi.
MEYVELERDEN TOKSİN ATICI OLANLARI TERCİH EDİLMELİ
Meyvelerden toksin atıcı olanlarının tercih edilebileceğini söyleyen Saçaklı, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Vişne, armut, elma, kavun, karpuz, kivi, şeftali, ananas, erik tüketin. Suyun alkali değerini artırmak için 2 litrelik suyun içerisine iyi yıkamak kaydıyla 1 adet limon kabukları ile dilimleyip koyun. Ayrıca 1 adet çubuk tarçın, yarım yeşil elma ya da 1 çay kaşığı elma sirkesi (midenizde gastrit varsa elma sirkesi konulmayacak) arzu edenler bir iki sap maydanoz nane ilave edebilir. Bu şekilde suyun PH değeri 9.5 değerlerine çıkar çok daha sağlıklı su tüketiminiz ile sağlığınıza sağlık katarsınız.”