Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, ABD-İran arasında son günlerde tırmanan gerginliğin yanı sıra bölgesel gelişmeler ve Katar-Türkiye ilişkilerini, Londra merkezli El-Arabi el-Cedid ve Lübnan merkezli el-Mudun gazetelerine değerlendirdi.
Irak’ta son günlerde yaşanan olayların ABD-İran arasındaki gerilimi yeni bir aşamaya taşıdığını belirten Al Sani, krizin dozunu düşürmek için Katar olarak her türlü çabayı sarf ettiklerini anlattı.
“Türkiye, sınırındaki Suriyelilerin büyük bir kesiminin sorumluluğunu üstlendi”
Katar ve Türkiye arasındaki ilişkilerin güvenlik, savunma, ticaret ve ekonomik alanları başta olmak üzere, çok yönlü güçlü ve stratejik olduğunu vurgulayan Al Sani, şunları kaydetti:
“Türkiye, ilişkilerimizi öncelikli tuttuğumuz ülkelerin başında geliyor. Politik açıdan aynı görüşü benimsediğimiz çoğu konuda hemfikiriz. Bunlardan biri de Suriye halkına yardım etmektir. Türkiye, sınırındaki Suriyelilerin büyük bir kesiminin sorumluluğunu üstlendi ve Suriye’de güvenliğin çökmesi nedeniyle güvenlik sorunlarına göğüs gerdi. Katar da bu konuda Türkiye’nin yanında yer alıyor. Suriye’de durumun sakinleşmesi, halkın çıkarlarının sağlanması ve barışçıl dönüşüm ile siyasi çözümün olmasını diliyoruz. Türkiye de bizimle bu konuda hemfikir ancak kendi ulusal güvenliğini ilgilendiren bazı güvenlik ve sınırsal konular da var, bunlar iki ülke arasındaki güçlü ilişkileri etkilemiyor.”
“Her türlü zorlukta Türkiye’nin yanında yer alırız”
Al Sani, Katar ile diğer bazı Arap ülkeleri arasındaki krizde Türkiye’nin sergilediği tutuma değinerek, “Türkiye, Körfez krizinin yaşandığı günden bu yana Katar’ın yanında onurlu bir duruş sergiledi. Türkiye, aynı zamanda komşularımızın bile bizi bırakıp aleyhimizde olduğu ve diğer bazı ülkelerin siyasi baskılar sonucu bizi yalnız bıraktığı zor bir dönemde Katar halkını destekledi. İşte onun bu duruşunu unutmayacağız ve her türlü zorlukta onun yanında yer alırız.” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Mısır’ın, 5 Haziran 2017’de Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmeleri ve ekonomik abluka uygulamaları Körfez bölgesinde krize yol açmıştı.
Katar’ın Berlin’de planlanan Libya konferansına davet edilmemesi
Bu ay Berlin’de düzenlenmesi planlanan Libya konferansına da değinen Al Sani, konferansa ev sahipliği yapan ülkenin veya Birleşmiş Milletler’den (BM) kaynaklı olabilecek birtakım sebeplerden ötürü Katar’ın konferansa davet edilmemiş olabileceğini aktardı.
Ancak konferansa davet edilmemelerinin, kendilerinin Libya’da siyasi çözüm sürecini desteklemeyecekleri anlamına gelmediğini vurgulayan Al Sani, “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar’ın Berlin konferansına çağrılmasını istedi. Çünkü kendileri, başkent Trablus’a saldıran gayrimeşru güçleri destekleyen ülkelerin, Libya’nın meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni destekleyen ülkelerden çok olduğunu görünce konferansta bir denge olmasını istedi. Orada bulunmamız halinde de bu denge sağlanmış olacak.” diye konuştu.