UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen safran bitkisi, yerli ve yabancı turistlerin gözdesi haline geldi.
İlçede 18 çiftçi tarafından 30 dekar alanda üretimi yapılan safran bitkisi, 30 bin lirada satılması dolayısıyla “dünyanın en pahalı baharatı” olarak adlandırılıyor. Ağustos ayında ekimi yapılan ve ekim-kasım aylarında hasadı yapılan, mor renkli ve hoş kokulu çiçekler açarak 15-30 santimetre uzunluğuna ulaşan safran, turistlerin ilgi odağı oldu. Türkiye ve dünyanın birçok yerinden turistler safran tarlalarına gelerek, hasat yapıp, fotoğraf çektiriyor.
Osmanlı döneminden kalma han, hamam, cami, çeşme, konak ve köprü gibi tescilli yapılarıyla kültür turizminin önemli noktalarından olan Safranbolu, safran tarlalarıyla turizmde yeni bir destinasyon kazandı. Özel ve tur acentaları tarafından ekim ve kasım ayları arasında safran tarlalarına geziler düzenleniyor.
Acente sahibi Fatma Çiçek, Samsun’da geldiklerini söyledi. Güzel bir gezi olduğunu ifade eden Çiçek, “Karadeniz, Orta Karadeniz ve Batı Karadeniz turlarını lokasyon, gezilecek yerler, tarihi güzellikler, özellikler, safran için niyetlendik ve geldik. Bugüne kadar geldiğimiz hiçbir turda belki senede 20 sefer tur yapıyoruz ama hiç safran tarlasını gezme fırsatımız olmamıştı. Bugün safran üretim çiftliğindeyiz ve çok keyif aldık. Misafirlerimiz ve ben çok mutlu olduk burayı gördüğümüz için. Bundan sonrada bütün turlarımızı mevsim olarak da denk gelirsek ziyaret edeceğiz. Gerçekten bakıldığında görsellik kokusu son derece müthiş. İlgimi çekti. Soğan aldım, dikeceğim ama umarım tutar, yetiştirebilirim” dedi.
Samsun’dan gelen Rüveyde Serdengeçti de çok heyecan verici olduğunu belirtti. Heyecanlandıklarını, bilgilendiklerini ve aydınlandıklarını aktaran Serdengeçti, şunları kaydetti:
“Safranın yararları konusunda ön bilgilerimiz vardı ama bu kadar yakınında olmak, nasıl üretildiğini görmek ne kadar özenle emek harcandığını görmek ayrıca heyecanlandırdı. Bu doğanın bir harikası. Burada olan üreticiyi ve bu işe emek veren tüm değerli kişileri, Safranboluluları kutluyorum.”
Safran çiçeğini yakından görmediğini kaydeden Serdengeçti, “Bitkinin faydaları hakkında kısmen bilgim vardı ve mutfağımızda da kullanıyorduk zaten. Bundan sonra daha farklı çeşitli alanlarda kullanabileceğiz. Çok geniş kullanımı olan ve sağlımız açısından son derece yararlı olduğuna inanıyorum” diye konuştu.
Safran üreticisi İsmail Yılmaz da yerli ve yabacı misafirlerin safran tarlasını görmeye geldiğini ifade etti. Yılmaz, şunları kaydetti:
“Misafirleri kapıdan alıyoruz, tarlayı gezdiriyoruz. Çiçek toplatıyoruz, safranın özelliklerini anlatıyoruz. Ne işe yaradığını, nasıl dikildiğini, söküldüğünü anlatıyoruz. Ayrıca burada safranın satışını yapıyoruz. Arzu ettiklerinde de safran toplayabiliyorlar. Dışarıdan da geliyor. Bugün Amerikalı, Dubaili, Tayvanlı gruplarımız vardı. Türkiye’den de birkaç tane otobüsümüz vardı. Tarlaya gelenlerin birçok bilgisi var ama bilmedikleri de var bu konuda. Biz bilmediklerini takviye ediyoruz. Hayranla dinleyenler var.”
Safran tarlalarının turizme katkı sağladığını anlatan Yılmaz, “Yaklaşık 3 yıldır biz burayı turizme açtık. Yani kendi kendine açıldı. Biz üretim olarak bu işe başladık. Ama turizm bu işin önüne geçti. Safran hasadı boyunca oteller dolu. Özellikle hafta sonları tamamen dolu. Festivallerde başladı. İnsanlar bu çiçeğe meraklı çünkü buradaki koku, atmosfer çok önemli. Doping yaptı turizme” dedi.