Başbakan Tatar, yaptığı yazılı açıklamada, Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin “asla tartışma konusu olamayacağını” bildirdi.
KKTC’nin halkın iradesi ile kurulduğunu kaydeden Tatar, en az Rumlar kadar Kıbrıs Türklerinin de Doğu Akdeniz’deki menfaatini savunma hakkı bulunduğunu vurguladı.
Tatar, Rum lider Nikos Anastasiadis’in dün gazeteye verdiği bir demeçte kullandığı “Çözüm (Kıbrıs meselesi) havada kaldığı sürece GKRY’nin egemenlik haklarının sorgulanmasını kabul etmelerinin söz konusu olmadığı” yönündeki açıklamasını hatırlatarak, “Rum lider, hala uzlaşmaz tutumunu sürdürüyor ve hayal aleminde yaşamaya devam ediyor.” ifadesini kullandı.
“EKONOMİK AKLA UYMAYACAK İŞLER PEŞİNDE KOŞUYORLAR”
GKRY, İsrail ve Yunanistan arasında Atina’da EastMed (Doğu Akdeniz Doğal Gaz Boru Hattı) projesinin yaşama geçirilmesi için bugün imzalanacak anlaşma ile ilgili gelişmeleri yakından izlediklerini kaydeden Tatar, “Bu üçlü (GKRY, İsrail ve Yunanistan), Türkiye ve KKTC’nin egemen varlıklarını dışlayarak, haklarımızı gasp ederek, bir şeyler yapabileceklerini zannediyor. Gerçekçi olup görüşme, anlaşma zeminine geleceklerine, birilerinin de kışkırtmasıyla ekonomik akla uymayacak işler peşinde koşuyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
“RUM TARAFININ GASPÇI TUTUMUNA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ”
Tatar, Rum lider Anastasiadis’in, Kıbrıs Türk tarafının hidrokarbon kaynakları konusundaki önerisini, “Egemenlik haklarımızı tartışma konusu yapmayız” diyerek reddettiğini vurgulayarak, bu açıklamanın provokatif ve kabul edilemez olduğuna dikkati çekti.
Başbakan Tatar, “Haklarımızı korumak için ana vatan Türkiye ile iş birliği içinde her adımı atacak, Rum tarafının gaspçı tutumuna asla boyun eğmeyeceğiz.” mesajı verdi.
EastMed projesini finanse edeceği belirtilen AB’nin, Kıbrıs konusunda yaptığı hatalara yenilerini ekleyerek bölgede bir aktör olamayacağına değinen Tatar, Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Türkü ve Türkiye’yi yok sayan herhangi bir proje ve planın hayalden öteye gidemeyeceğinin altını çizdi.
Ersin Tatar, Anastasiadis’in, Kıbrıs Türk halkının cumhurbaşkanı olarak kimi seçeceğine de müdahil olmaması gerektiğini vurgulayarak, Kıbrıslı Türklerin Rum tarafının “oyalama ve haklarını gasbetme” taktiğinden bıktığını ve seçimlerde de buna gereken yanıtı vereceğini ifade etti.
