Cumhurbaşkanı Tatar, 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.
Her yılın 9 Mayıs’ın “Avrupa Günü” olarak kutlandığını ifade eden Tatar, “AB’nin Kıbrıs konusuna bakış açısında kendi temel ilkelerinden uzaklaştığını ve bunlara aykırı şekilde hareket ettiğini üzülerek görmekteyiz. AB’nin Kıbrıs konusunda izlediği yanlı tutum ise endişe verici olup, çözüm çabalarına büyük zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.
Tatar, AB’ye tek yanlı ve haksız şekilde üye yapılan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY), bu üyeliği tehdit ve şantaj unsuru olarak kullandığını, AB’den aldığı güçle uzlaşmaz tavrını sürdürdüğünü vurguladı.
Rum kesiminin bu tavrının kabul edilemez olduğunun altını çizen Tatar, “AB’den beklentimiz ve temennimiz, temel ilkeleri arasında önemli bir yer tutan halkların egemenlik hakkına saygı ilkesi uyarınca, Kıbrıs’ta ayrı bir halk olan Kıbrıs Türk halkının egemenlik talebini dikkate alması ve buna uygun şekilde hareket etmesidir.” değerlendirmesinde bulundu.
“KIBRIS TÜRK HALKI RUM’UN AZINLIĞI OLMAYA ZORLANMAKTADIR”
AB’den 24 Nisan 2004’te gerçekleşen Annan Planı referandumunda Kıbrıs Türk halkına verdiği sözler ile yaptığı vaatleri yerine getirmesini de temenni ettiklerini belirten Tatar, AB’nin referandum sürecinde “Kıbrıs Türkleri evet derse izolasyonlar ve ambargolar kalkacak, Kıbrıs Türkleri açıkta ve soğukta bırakılmayacak”, “Kıbrıs Türkleri evet derse Kıbrıs konusu AB ile müzakerelerinde bir kez daha Türkiye’nin önüne engel olarak konulmayacak” sözlerini verdiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Tatar, şunları kaydetti:
“Ama ne var ki aradan 17 yıl geçmesine rağmen verilen bu sözlerin bir teki bile yerine getirilmezken, Kıbrıs Türk halkı Rum’un azınlığı olmaya zorlanmaktadır. İnsan haklarına aykırı olan izolasyonlar ve ambargolar hala daha devam etmekte, Kıbrıs konusu da AB ile müzakerelerinde Türkiye’nin önüne engel olarak konulmaktadır. Tüm bunlar da AB’nin güvenilirliğini sorgulanır hale getirmiş ve büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Bugün 9 Mayıs Avrupa Günü’nde, Kıbrıs Türk halkı adına çağrım; AB’nin Kıbrıs konusunda izlediği tek yanlı tutumuna son vermesi, egemenlik konusundaki taleplerimizi dikkate alması ve Annan Planı referandumunda verdiği sözleri yerine getirmesidir.”