Türk Ajansı Kıbrısa (TAK) açıklamalarda bulunan Ertuğruloğlu, Cenevre’de, neredeyse 60 yılın ardından uluslararası camianın gündemine Türk tarafının politikasının net bir şekilde yansıtıldığı, hiçbir kuşkuya neden olmayacak şekilde gündeme getirildiği ve bunun bir sürecin başlangıcı olduğunu kaydetti.
Cenevre’de Türk tarafınca ortaya konan 6 maddenin, “6 maddelik belge” diye yorumlanmaması gerektiğini belirten Ertuğruloğlu, bunların Türk tarafının Cenevre’ye giderken ısrarla gündeme getirdiği konuların maddeleştirilesi olduğunu, bunun bir öneri paketi olmadığını kaydetti.
Ertuğruloğlu, Cenevre’de egemen eşitliği masaya koyacaklarını, eşit uluslararası statünün ortaya konulacağını ve ortak zemin arayışında kırmızı çizgilerinin bunlar olduğunu söyleyerek Cenevre’ye gidildiğini ve bunun herkes tarafından bilindiğini kaydetti.
Cenevre’de bu söylemlerin dışında bir önerinin masaya gelmediğini vurgulayan Ertuğruloğlu, 5 BM toplantısında ortaya konan politikanın hiçbir şekilde bilinmeyen ve sürpriz bir politika olarak yorumlanmaması gerektiğini ve bunu bu şekilde yansıtmaya çalışanların da haksız eleştiri yaptıklarını söyledi.
“KIBRIS MESELESİ BİR STATÜ SORUNUDUR”
“Savunduğumuz egemenliğimizdir, devletimizin eşit statüsüdür. ‘Kıbrıs meselesi bir statü sorunudur.’ diye defalarca vurguladık.” diye konuşan Ertuğruloğlu, Rum tarafının “devlet”, Türk tarafının da “toplum” muamelesi gördüğü sürece bu statü sorununun körüklendiğini, böylece de hiçbir müzakere sürecinde bir anlaşmaya varmanın söz konusu olmadığını ifade etti.
Rum lider Nikos Anastasiadis’in Cenevre’de ortaya koyduğu duruş, pozisyon ve mantalite ile kendilerinin anlaşma sağlamasının söz konusu olmadığını vurgulayan Ertuğruloğlu, Anastasiadis’in ortaya koyduğu mantalitenin tüm Rum liderliğinin paylaştığı bir mantalite olduğunu kaydetti.
Ertuğruloğlu, “Bu (Anastasiadis’in duruşu), Rum tarafının bir bütün olarak Kıbrıs konusuna bağnaz, hakimiyetçi ve tarihi yanlış algılayan bakışının bir göstergesidir. Dolayısıyla bizim Cenevre’de ortaya koyduğumuz politika için ne birine özür borcumuz var ne Kıbrıs konunun ileriki aşamalarında Cenevre’de ortaya konan pozisyondan geri adım atma diye bir düşüncemiz var. Devletimizin varlığı, eşit uluslararası statüsü, Kıbrıs Türk halkının da egemen hakkı asla taviz verilecek konular değildir.” dedi.
Kendilerinin ne egemenlikten ne de devletlerinden vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Ertuğruloğlu, “Rum tarafı kabul etmeyecekse etmeyecek. Biz Rum tarafı kabul etmeyecek diye ne egemenlimizden vazgeçeceğiz ne de devletimizden vazgeçeceğiz. Bu bizim özgürlük mücadelemizdir, Kıbrıs adasının asla tarihte olmadığı gibi bundan sonra da asla bir Helen adası olmayacağı mesajıdır.” dedi.
BM Genel Sekreteri’nin yeni bir çağrı yapması halinde Türk tarafının orada olacağını vurgulayan Ertuğruloğlu, kendilerinin kimseden çekinmediklerini ve diyalogdan kaçmadıklarını ifade etti.
“KIBRIS’TA ANLAŞMA KKTC’NİN KABULÜNDEN GEÇER”
Ertuğruloğlu, “Ancak Rum tarafı katılacak mı, o bir soru işaretidir. Ama eğer ikinci Cenevre veya başka bir kent toplantısı gerçekleşirse Türk tarafı olarak Cenevre’de ortaya koyduğumuz pozisyonumuzu harfiyen yenilemekten başka bir misyonumuz olmayacağını da şimdiden söyleyebilirim.” diye konuştu.
Hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun kimsenin devletten geri adım atma hakkının olmadığını belirten Ertuğruloğlu, “Her zaman vurgulamışımdır Kıbrıs’ta anlaşma KKTC’nin kabulünden geçer. Eğer bir anlaşama olacaksa bu anlaşama belgesinin altına ‘KKTC adına’ diyerek imza konacak, ‘Kıbrıs Türk toplumu’ adına değil.” ifadesini kullandı.