Yazıldığı dönemden bügüne kadar kadar belki de en çok okunan kitaplardan olan dünya ve çağdaş klasikleri neden okumalıyız sorusu önem kazanıyor.
Özellikle yazarları tarafından kitaplarda yansıtılan dönemin sosyal ve toplumsal yapısı bize klasikler hakkında derin bilgi veriyor.
Klasik kitap okunmadan verimli bir okuma mümkün mü sorusu burada önem kazanıyor. Dünyaca ünlü yazar Italo Calvanio klasikler hakkında merak edilenleri yazdığı yazıda açıklıyor.
İşte Italo Calvanio’nun klasik kitaplar hakkındaki görüşleri…
Okumak eyleminin başına getirilen yineleyici yeniden sözcüğünün, ünlü bir kitabı okumamış olmayı kabullenmekten utanan kişilerin yeltendiği küçük bir ikiyüzlülüğü yansıttığı söylenebilir.
Ama oluşum çağımızda ne kadar çok kitap okumuş olursak olalım, henüz okumadığımız dünya kadar temel yapıt olacağını belirtirsek, bu tür kişilerin yüreğine biraz olsun su serpebiliriz.
DEĞERLİ DENEYİM
Klasikler, öyle kitaplardır ki, onları okumuş ve sevmiş olanlar için alabildiğine değerli bir deneyim oluştururlar, ama, en çok tadını çıkaracakları duruma geldiklerinde okuma fırsatını saklı tutanlar için de aynı ölçüde zengin bir deneyim olarak beklerler.
GENÇLİKTEKİ OKUMALAR
Gençliğimizdeki okumalar, sabırsız olduğumuz, kafamızı toparlayamadığımız, nasıl okunacağını iyi bilmediğimiz ya da hayat deneyiminden yoksun bulunduğumuz için pek bir değer taşımasa da, örnekler, üstesinden gelme yolları, karşılaştırma olanakları, sınıflandırma tasarları, değer basamakları ve güzellik ölçütleri sağlayarak ilerideki deneyimlerimize biçim vermesi açısından (belki aynı zamanda) geliştirici de olabilir; gençken okuduğumuz kitapla ilgili pek az şey anımsasak ya da hiçbir şey anımsamasak bile, içimizde işleyeduran şeylerdir bütün bunlar.
OLGUNLUK ÇAĞINDAKİ FARKLILIK
Aynı kitabı, olgunluk çağımızda yeniden okuduğumuz zaman, işte o zaman, nereden geldiklerini unutmuş olmamıza karşın artık iç düzeneklerimizin bir bölümünü oluşturan bu değişmez değerleri yeniden keşfederiz. Kendisi unutulabilse de, içimizde tohumunu bırakan yapıtın kendine özgü bir gücü vardır.
YENİDEN OKUMAK
Klasikler, hem imgelemimize unutulmaz bir biçimde yerleşerek, hem de belleğimizin kıvrımları arasına bireysel ya da ortaklaşa bilinçdışı kılığında gizlenerek, belirli bir etki yaratan kitaplardır.
Bu nedenle, olgunluk dönemimizde, gençliğimizin en önemli kitaplarını yeniden keşfetmeye ayrılmış bir zaman olmalıdır. Klasik, ilk okumada verdiği keşif duygusunu her yeniden okumada veren kitaptır.
Klasik, ilk kez okuduğumuz zaman bile, daha önce okuduğumuz bir şeyi yeniden okuduğumuz duygusunu veren kitaptır.
KLASİK ŞAŞIRTMALIDIR
Bütün bunlar, hem eski, hem de modern klasikler için geçerlidir. Odysseia’yı okuyorsam, Homeros’un metnini okuyor olmama karşın, Odysseus’un serüvenlerinin yüzyıllar içinde edindiği anlamları düşünmeden ve bütün bu anlamların gerçekten özgün metnin bağrından mı geldiğini, yoksa sonradan yapılmış eklemeler, çarpıtmalar ya da genişletmeler mi olduğunu merak etmeden edemem. Kafka okuyorsam, bir de bakarım, sürekli olarak nerdeyse her şeye yakıştırılıp durduğunu duyduğumuz.
OKUMAYA AYRILAN ZAMAN
Sizin kitabınız durumuna gelecek kitapla, ancak zoraki olmayan okumalar sırasında karşılaşabilirsiniz.
Yetkin bir sanat tarihçisi tanıyorum, okuduğu kitapların sayısını kendi de bilmez; devirdiği onca kitap arasında en çok The Pickwick Papers’ı sever; her fırsatta Dickens’ın bu kitabından alıntılar yapar, hayatındaki her olayı, hiç şaşmaz, Pickwick’te geçen bir öyküye bağlar.
Bu tümden özdeşleşme süreci içersinde, kendisi, gerçek felsefe ve evren giderek The Pickwick Papers olup çıkmıştır. Bu yolu izlersek, klasiğin, çok yüce ve zorlu bir tanımına varırız.
GÜNÜMÜZE KULAK KABARTMAK
Belki de, en güzeli, odamızın içinde olanca açık seçikliğiyle yankılanan klasiklerin sesini dinlerken, tıpkı bizi dışarıdaki trafik kargaşasından ve ani hava değişikliklerinden haberli kılan gürültüye kulak verir gibi günümüze kulak kabartmaktır.
Kitap sayfası için iletişim: