Hortamacıoğlu, salgın sonrası KOBİ’lerin dijitalleşmesine yönelik yapması gerekenler ve ürün geliştirme sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Normalleşme sürecine geçildiğinde firmaların endüstriyel ürün geliştirme kapasitelerinin öneminin artacağına dikkati çeken, Hartomacıoğlu, “KOBİ’lerimiz özellikle Anadolu’da teknoloji ve inovasyon üssü olma yolunda hızla ilerliyor. Dijitalleşme ile firmalarımız endüstriyel ürün geliştirmede neler yapabilir bu önemli. Örneğin, pandemi sonrası normalleşme süreci için 1 aylık bir dönem var. KOBİ’lerimiz ürün tanıtımı için hazırlık yapılmalı, özellikle tanıtım videoları bu dönemde yapılabilir.” diye konuştu.
Salgının KOBİ’leri hazırlıksız yakaladığını belirten Hartomacıoğlu, “KOBİ’lerimiz dijitalleşmeye çok hazır değildi. Bunun altyapısına ve personeline yönelik yatırımı yoktu. Yine de e-ticarette hazırlığı olan firmalarımız da var. Uluslararası web site bayilerini açıp satışlarını yapan veya kendi satış sitelerini kullanan, dijital görsellerinin tanıtımlarını yapıp dokümanlarını, ürünlerini tanıtabilen firmalarımız az da olsa var.” dedi.
Hartomacıoğlu, firmaların salgın sonrası artacak dijitalleşmeye yönelik hazırlıklarına katalogların gözden geçirilmesi, arama motoru optimizasyonları ve web sitelerine görsel içerik zenginleştirilmesi gibi çalışmalarla başlamaları gerektiğini söyledi.
“E-ticarette ürün geliştirmeden önce tanıtmak önemli”
Online satış yapan KOBİ’ler için ürün tanıtımının önemine işaret eden Hartomacıoğlu, “E-ticarette ürün geliştirmeden daha önce ürünü tanıtmak çok önemli. Son zamanlarda tanıtım videoları, ürün detayı, temel bakımlar gibi webinarlar düzenlemek çok popüler. Bunlar yapılmalı. Müşterilerle görüşülüp yeni dönem beklentilerini iyice öğrenmek ve analiz etmek adına bu dönem kullanılabilir. Dijitalleşme için mutlaka profesyonel adımlar atılması gerekiyor.” diye konuştu.
Hartomacıoğlu, ürün geliştirmenin fikirle başlayan bir süreç olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:
“Bu fikir müşteriden ya da piyasa araştırmalarından çıkabilir. Ya da çok satılan bir ürünü firma kendisi geliştirmek isteyebilir başlangıç olarak. Ürün geliştirmede 4 temel var. Öncelikle yaratım süreci tasarlamayla ilgili, teknoloji, pazar ihtiyacı ve sermaye. Burada özellikle teknoloji tarafı endüstriyel ürün geliştirmede çok önemli. Daha sonrasında fikrin detaylı incelenmesiyle konsept tasarım başlar, ürünün modellerinin hazırlanması, prototip üretimi saha testlerinin gerçekleştirilmesinden sonra ürün pazarlama için hazır hale getirilir. Pazarlandıktan sonra ürünün pazar davranışının da takip edilmesi gerekiyor. Ürün yaşam döngüsü dediğimiz, ürünümüzün piyasada son bulana kadar her yıl inovatif özelliklerle sürdürülebilir olması gerekiyor ki firma ayakta kalabilsin. Her yıl bu döngünün uzaması için yeni özellik eklenmesi gerekli. KOBİ’lerimize önerim, biz genellikle ilk prototipi satmaya kalkıyoruz. Ürün geliştirme bir disiplindir ve ilk prototip satılmaz. Test sonrası müşterilerin dönüşlerine göre pazarlama faaliyetleri başlar. Yeni dönemde çok dikkat etmek gerekiyor.”
“İnovasyon ve Ar-Ge artık daha da gündemde olacak”
Teknoloji transferi, inovasyon ve Ar-Ge’nin her zaman gündemde olan kavramlar olmasına rağmen bundan sonra daha sık duyulacağını belirten Hartomacıoğlu, “Bugün Çin’deki ekonomik büyümenin de arkasında teknoloji transferindeki başarısı yatıyor. Son 10 yılda biz de çok gelişme sağladık. Türkiye ürün geliştirme teknolojilerini oldukça iyi öğrendi. Hızlı bir şekilde şu an sağlık sektöründe ürün geliştiriliyor.” şeklinde konuştu.
Hartomacıoğlu, Türkiye’nin artık Ar-Ge ve inovasyonda farkındalık aşamasını geçip uygulama evresinde olduğunu ve devletin bu konudaki birçok desteğini kullanarak KOBİ’lerin kesinlikle firmalarında Ar-Ge personeli bulundurması gerektiğini dile getirdi.
Teknoparklar ve Teknoloji Transfer Ofisi gibi merkezlerin KOBİ’leri beklediğini ifade eden Hartomacıoğlu, “Geliştirecekleri ürünlerde zorlukları aşabilme konusunda, burada alan uzmanları ve akademisyenler girişimcilerin önünü açacaktır. Gelişmiş ülkeler bu yolu izledi. Anadolu’da da bu konuda çok önemli gelişmeler gösteriliyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin çok kısa bir sürede solunum cihazını üretme kapasitesinin her an teknolojik atılıma hazır bir altyapı örneği olduğunu belirten Hartomacıoğlu, şöyle devam etti:
“Bu büyük bir yetenek ve başarı. Her KOBİ’nin farklı bir üretim altyapısı var. Örneğin, döküm ve redüktör sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’nin ona göre hazırlığı var. Hepsinin son teknolojiyi takip edip firmaya uygulaması sonra yan dallarda çalışması gerekiyor. Belirli bir pazara ya da ürün yelpazesine bağlı kalmayıp alternatif sektörlere yönelim olmalı. Üretim ve personel kapasitesi müsait olmalı ki aksi takdirde dünyada geliştirilen yeni ürünlerin yüzde 80’i başarısız oluyor, bu çok büyük bir rakam. Bunun en büyük sebebi pazar ihtiyacının tam olarak tespit edilememesi ve teknolojik imkanlar. Transfer mi edeceğiz, üretecek miyiz, yoksa yapabilecek miyiz, proaktif mi reaktif mi üreteceğiz iyi belirlenmeli. Yıllık 2-3 yeni ürün kazandırıyorsanız 1 tane de reaktif ürün üretilmelidir.”