30 Haziran 2001 tarihinde Derince ilçesinde asker olan Kasım Aydın, dağıtım iznine geldiği sırada kimliği belirsiz kişiler tarafından darbedildikten sonra boğuldu. Kasım Aydın’ın telefon ve cüzdanını alan şahıslar olay yerinden kaçarak uzaklaştı. Cesedi gören çevredeki vatandaşlar polis ekiplerine ihbarda bulundu. Kasım Aydın’ın cesedi, otopsi yapılmak üzere morga kaldırıldı.
FAİLİ MEÇHUL DOSYA, YILLAR SONRA RAFTAN İNDİRİLDİ
2001 yılında faili meçhul olarak kapatılan dosya, Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet bürosu dedektifleri tarafından yeniden açıldı. Dosyayı titiz bir şekilde inceleyen ekipler, yeni deliller ışığında farklı bilgilere ulaştı.
2 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI
“CANAVARCA HİSLE EZİYET ÇEKTİREREK ÖLDÜRME”
T.K. ve H.İ’nin, ’birden fazla kişi tarafından silahla yağma’, ’canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme’ suçlarından Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesince yargılanmalarına devam edildi. Duruşma salonunda taraf avukatları ve H.İ. hazır bulunurken, T.K. ise tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı.
“DİĞER SANIĞIN AVUKATI, CEZAEVİNDE YANIMA GELDİ”
Savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini ifade eden T.K.,şunları söyledi:
“Maktul Kasım Aydın ve diğer sanık benim arkadaşımdır. Olay gününü hatırlıyorum. Birlikte bulunduğumuz dönemde Kasım Aydın sürekli birileriyle mesajlaşıyor ve konuşuyordu. Olay günü de kız arkadaşıyla görüşeceğini söyleyerek yanımızdan ayrıldı, daha sonra H.İ de yanımdan ayrıldı. Bu benim Kasım’ı son görüşümdü. Kasım’ın telefonunun ne şekilde H.İ’nin eline geçtiğini ve kullanıldığını bilmiyorum. H.İ’nin avukatı beni cezaevinde ziyaret etti. H.İ’nin telefon konusunda saçma sapan ifade verdiğini, beni ve kendisini zor durumda bıraktığını bu konuda kendi beyanları doğrultusunda ifade vermem gerektiğini söyledi. Telefon hususunu inkar etmem halinde ortada çelişki olacağını, savunmamın zora gireceğini söyleyerek telefonu 3’ümüz birlikteyken maktul tarafından sanık H.İ’ye satıldığı yönünde beyan değişikliğine gitmemiz istedi. Bütün bu süreç boyunca taleplerini kabul ettiğimi veya reddettiğimi açıklar bir beyanda bulundum. Bunları anlatıyorum çünkü vicdanım rahattır. Kasım Aydın ile aramda herhangi bir münasebet yoktur, suçsuzum.”
“KASIM’IN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ ANLADIM”
Suçsuz olduğunu savunan H.İ ise savunmasına şöyle devam etti:
“Ben sanığı uzun süredir tanıyorum. Aramızda belli bir samimiyet vardır. Olay tarihinde İzmit’te oturuyordum fakat annem ve babam İstanbul’daydı. O gün bir işim olmadığı için T.K’nın yanına gittim. Bir süre yürüdükten sonra daha önce hiç tanımadığım maktul Kasım Aydın ile karşılaştık. Daha sonra T.K’nın evine doğru yürüdük. Birlikte bulunduğumuz sırada Kasım elindeki telefonu satmak istediğini söyledi. Benim de kardeşimin kayınpederinin telefona ihtiyacı vardı. Ben de Kasım’ın telefonunu satın aldım. Ne kadar para ödediğimi hatırlamıyorum. Daha sonra kardeşimin kayınpederine bu telefonu gösterdim. O da telefonu beğenmeyince ben de İstanbul’da bir telefoncuya sattım. Olay gününe gelecek olursak, olay günü Kasım yanımızdan ayrıldı, kendisini bir daha görmedim. Bu olaydan 2,3 gün sonra Kasım’ın cenazesine rastlayarak öldürüldüğünü anladım. Ancak kimseye Kasım’ı olay günü gördüğümü söyleme gereği duymadım. Olaydan 2014 yılına kadar ifadem alınmadı. Telefon olayı ile ilgili ya T.K. hatırlayamamakta, ya da farklı beyanda bulunmaktadır. Bu nedenle onun ifadelerini kabul etmiyorum.”
“ABLASIYLA İLİŞKİSİ VARDI” İDDİASI
Sanık H.İ’nin avukatı ise polis raporunda yer alan ifadeye değinerek, “Maktulün H.İ’nin ablası olan A.İ. ile arasında bir ilişki olduğunu ve onu hamile bıraktığını, cinayetin sebebinin bu olabileceği polis raporunda mevcuttur. T.K’nın dayısı olan H.K. ise A.İ’nin dini nikahlı eşidir. O dönemde H.K’nın maktulün ölümünü organize ettiği yönünde iddialar mevcuttur. Maktulün yağmaya uğradığı yönünde iddialar var ise de bu yönde hiçbir delil yoktur. Biz polislerin olayı bu yönde yönlendirdiklerini düşünmekteyiz” dedi.
Mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesine ve sanıkların tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı erteledi.