HİREF, Türk ve Osmanlı sanatına getirdiği tasarım gücüyle ortaya çıkan bir marka. 15 yılı geride bırakan markanın kurucuları 2 kardeş. ODTÜ Endüstri Mühendisliği’nden mezun tasarımcı Ebru Çerezci ve Paşabahçe kökenli Güvenç Kılıç. Hiref markası son dönemde yeni bir atak içinde. 3 yıl önce Demsa Holding’in kurucusu Demet Sabancı Çetindoğan’ın da ortak olduğu marka St. Regis Oteli’nde mağaza ve cafe konseptini bir araya getiren yeni mağazasını açtı. Hiref, bu yeni konseptiyle Hiref tatları ve Türk sanatçılarının eserleriyle birlikte yurtdışına açılacak. Hiref’in marka yolculuğunu kurucusu Ebru Çerezci’yle ve Güvenç Kılıç’la konuştuk.
Anadolu, Osmanlı, Türk el sanatlarına farklı yorumlar getiren bir marka olarak kuruldunuz. Bu yolculuğa nasıl başlamıştınız?
Üniversiteyi bitirmeden projelerde çalışmaya başlamıştım. Mezun olduktan sonra yabancı markaların Türkiye temsilciliğini yapan bir şirkete girdim, yöneticilik yaptım. O dönemde yurtdışına çok gidiyordum. Her ziyarette Türkiye’den hediye götürüyorduk. Bizi yansıtan, kültürümüzü, değerlerimizi, sanatımızı anlatan, el sanatlardan yola çıkılarak yapılmış, iyi ambalajlı, tasarım değeri olan ürün bulmakta zorlanıyorduk. Ortağım olan abim de finans kökenliydi. Paşabahçe deneyimi vardı. Ve biz bu alanda bir boşluk gördük. Türkiye’yi temsil edecek bir marka olmayı çıkarmayı hedefledik.
Adınızı da Osmanlı dönemindeki bir sanatçı örgütlenmesi Ehl-i Hiref’ten aldınız. El sanatlarını lüks çizgisine getirmek için ne yaptınız?
- yüzyılda kurulmuş Ehl-i Hiref. O dönem çatısı altında en iyi sanatçıları toplamış. Örneğin o dönemde farklı yerlerdeki camilerin benzemesini düzenlemişler. Biz bundan çok etkilendik. Hiref, sanatlar demek. Hikaye bizim için değerli. El sanatlarını hayata geçirmek, doğru ustalara ve malzemelere ulaşmak için Anadolu’yu karış karış gezdik. Ülkemizde büyük bir zenginlik var, ancak gördük ki bunu hayata geçirenler dahi bu değerin farkında değiller. El sanatları nesilden nesile de geçiyor. Değer bulmayınca devam da etmiyor. Biz gezerken hem ustaları hem de gittiğimiz yerlerin özelliklerini listeledik. Bazı yerlerin hikâyesi öne çıktı, bazı yerlerde malzemeler ve el sanatları… En iyi nerede hangi sanat ve atölye var diye 1-2 yıl dolaştık. Eskişehir lületaşı, Gaziantep bakır gibi…Çok büyük zenginlik vardı, bunu tasarımla birleştirince çizgimiz oluştu. Önceliğimiz hep ustalara saygı oldu. Üretim kalitesinin nasıl yukarı çıkacağını öğrettik, tarihle çalışmak, ambalajlamak gibi eğitimler verdik. Tüm bunları yaparken öze dokunmadık.
Güçlü hikâyesi olan çok eski markalar var yurtdışında. Christofle, Moser gibi… Hayaliniz böyle bir yolculuk muydu?
Bunlar geçmişi 100 yıl öncesine dayanan güçlü markalar. Güzel olan biz bu yola çıktıktan sonra bu markalarla yan yana satılan ürünlerimiz oldu.
Nerelerde yer buldu Hiref?
Biz dev zincir mağazalara girdik. Özel hediyelik alanında çok yol aldık. Birçok mimarlık firmasıyla özel projelerde çalıştık. Otel projelerine girdik.
Yurtdışında da kurumsal işler yapabildiniz mi?
Yaptık. Bizi de şaşırtan işler oldu. Kellogs markası bizim Başak dalımızdan etkilendi. Başak dalı bolluk bereket sembolü olarak yaptığımız bir üründü. Kellogs Amerika merkezinden bize talep geldi. Noel’de hediyelik olarak onlara başak dalları yaptık. Çok beklemediğimiz kapılar açıldı, Yurtdışında satış noktaları oldu. Amerika’ya hep projelerle gittik. Ortadoğu’da ve Avrupa’da çok sayıda satış noktasında varız. Sizinle birlikte yol alan ustaların hayatı nasıl değişti?
El sanatlarını devam ettirme gücü buldular. Örneğin birinin oğlu da çok yetenekli olmasına rağmen bizle çalışmadan önce bir internet cafe’de çalışıyordu oğlu. Çünkü gelecek görmüyordu. Bizimle çalıştıktan sonra oğlu da işe geri döndü.
Yeni konseptiniz bu yıl çıktı. Cafe Hiref de açıldı. Burada ne amaçlanıyor?
Zaman içinde Hiref tarzı oluştu. Hiref tarzı yatak örtüsü istenirken, Hiref tarzı mücevher de isteniyor, biz yeni konseptimizde mücevher de satıyoruz, aynı zamanda en büyük yeniliğimiz ikrama girmek oldu. Artık Hiref deneyimleme olanağı veren bir ortama sahip. Cafemizde Hiref menüsü var. Obje mantığını gastronomiye taşıdık.
Hiref alanında ilkti ama ardından benzer çok sayıda marka çıktı. Bu sizi zorladı mı?
Eskiden yabancı markaların taklitleri olurdu artık bizim taklitlerimiz var. Maalesef dünyanın her yerinde de var bu. Ben tasarımcıyım, ilham alarak ürünlerimizi tasarlıyorum. Beğenilen ve taklit edilen ürünler yaptığımızı düşünüyorum. Biz markamızın gücüne inanıyoruz. Bu işlerde en önemlisi kaliteyi koruyarak süreklilik sağlamak.
EBRU ÇEREZCİ KİMDİR?
İzmir doğumlu olan Ebru Çerezci, Ankara TED Kolejini ve ODTÜ Endüstri Mühendisliği’ni bitirdi. Farklı şirketlerde tasarımcı ve yabancı markaların Türkiye temsilciliğini yaptıktan sonra girişimci oldu. Ebru Çerezci ve abisi Güvenç Kılıç’ın sayesinde Anadolu’da atıl kalan birçok atölye canlandı. El sanatları ustalarının işleri değer buldu. 2009 yılında Türkiye’nin kadın girişimcisi seçilen Ebru Çerezci, geçen 10 yılda şirket ve proje ortaklıklarıyla markasını büyüttü. Ebru Çerezci evli ve 2 kız çocuk annesi.
İlk hedef Londra
HİREF özeni içinde Türk mutfak kültürüne çağdaş dokunuşlar yaptıklarını söyleyen Güvenç Kılıç, “Hem Türk hem de yabancı şirketlerle çalışıyoruz. Nişantaşı’nda açılan ilk yeni konsept mağazamızda Hiref dünyasını kurduk. Burada özel tatlar ve Türk sanatçıların, tasarımcıların eserleri de var. İlk adımda Londra ve Dubai’ye bu yeni konseptimizi taşımayı hedefliyoruz. Türkiye’nin tanıtımı için de çok güzel bir adım olacağını düşünüyoruz” dedi.