Tennessee’deki veriler bizi neden ilgilendiriyor demeyin. Her ne kadar bölgesel farklılıklar sonuçlar üzerinde etkili de olsa yaşanan global kriz bir anlamda dünyanın her yerinde benzer eğilimler gösteriyor. Bu açıdan, bu veriler bize de bir şeyler söylüyor.
Raporu hazırlayan komisyonun başkanı, Dr. Penny Schwinn, mevcut durumu “çok acil müdahale gerekiyor” diye tanımlarken Vali Lee durumu “… alarmlar çalıyor…” şeklinde özetliyor. Bu kadar acil olan, alarm çaldıran durum nedir?
Eğitimin etkilerini kısa ve uzun vade olarak değerlendirmek gerekiyor. Raporda da belirtilen temel unsurlardan birisi bu. Mevcut raporlar ve çalışmalar COVID-19’un kısa vadedeki etkilerini ortaya koyuyor. Eğer çabuk ve etkili önlemler alınmazsa bu kısa vadede görülen etkiler uzun vadede çok daha farklı sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Uzun vadedeki etkiler sadece bireyler üzerinde olmayacağını garanti edebilirim.
COVID-19’un neredeyse bütün öğrenciler üzerinde olumsuz etkileri olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte, dezavantajlı çocuklarda bu olumsuz etkinin çok daha fazla olduğunu söylememiz gerekiyor. Rapora göre, okullar kapanmadan önce diğer öğrencilere göre başarı düzeyi daha düşük olan öğrenciler, COVID-19 sürecinde akranlarına göre olumsuz yönde 2,5 kat daha fazla etkilenmiş. Bir diğer değişken ise yaş. Yaşı daha küçük olanların etkilenme oranları daha ileri yaşlardaki öğrencilere göre daha fazla. Bu durum var olan eşitsizliğin daha da arttığını gösteriyor. İşte tam burada, Dr. Schwinn’in dediği gibi hızlı davranmak ve eşitsizliğin daha da artmasını önüne geçmek ve arayı kapatmak için daha fazla mücadele etmek gerekiyor.
Rapordan özellikle ilkokul düzeyindeki öğrenciler ile ilgili birkaç önemli noktaya daha dikkat çekmek istiyorum. Matematik ve okur-yazarlık yetkinliklerinde ciddi anlamda düşüş gözlemlenmekte. Yaz tatili sonrası öğrencilerin başarılarında azalma her zaman karşılaşılan bir durum. Pandemi sebebiyle öğrencilerin okullarından uzak olma süreleri neredeyse iki katına çıkmış durumda. Bu da yaz tatili etkisinin çok daha fazla olacağına bir işaretti. Peki veriler bize öğrenme kayıpları ile ilgili ne söylüyor?
3.sınıf öğrencilerinin
- okuma düzeylerinde ortalama %50
- matematik başarı düzeylerinde ortalama %65
gerileme bekleniyor. 3. sınıfın çeşitli beceri ve yetkinlerin perçinlenmesinde önemli bir seviye olduğu unutulmamalı. Bir diğer önemli nokta ise dezavantajlı öğrencilerin bu ortalamalardan daha fazla kaybı olacağı. Gruplar arasındaki uçurumun iyice artması durumu söz konusu. Uzaktan eğitim her ne kadar bir açıdan eğitimdeki eşitsizliğin önüne geçme imkânı tanısa da hala kaynaklara erişimi çok sınırlı olan önemli bir kesim var. Bilgisayar, internet, sessiz çalışma ortamı gibi oldukça basit gibi gelen bu üçlüye sahip olmak herkes için hiç de kolay değil. Bu temel ihtiyaçların karşılanmasının gerekli ama yeterli koşul olmadığının da altını çizmek gerekiyor.
Dün, Kumsal kızımızın acı haberiyle sarsıldım. Öğretmen anne-babanın kızı Kumsal ne yazık ki anne ve babası dersteyken balkondan düşerek hayata gözlerini kapamış. Herkesin omuzlarında eskisinden çok daha fazla yük var. Bu yükler omuzlarımızdayken ayakta kalmayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu yükleri kaldırabilmek için acil eylem planları yapılması gerekiyor. Bunların detaylarını ilerleyen haftalarda konuşmaya devam edeceğiz.
Sağlıcakla kalın
Doç. Dr. Serkan ÖZEL
Boğaziçi Üniversitesi
twitter.com/serkanozeltx