Emlak acenteleri ve seyahat sektörünün uzmanları, Mart ayından beri dünya üzerinde muhtemel alıcı ya da kiracıların, sadece kendilerine özel bir adaya kaçma isteklerinin arttığını söylüyorlar. Özel Ada Kiralama Şirketi CEO’su ve 800’den fazla adayı satan ve kiraya veren Chris Krolow’a göre krizden önce sektör, günde 100 civarında talep alırken şimdilerde bu sayı 150 olarak artmış durumda. Amerika ve Kanada gibi ülkelerden olan potansiyel müşterilerin ilgisi, genelde Karayip ve Orta Amerika’daki adalar üzerinde odaklanıyor. Krolow’a göre potansiyel müşteriler, Asya ve Güney Pasifik haricinde kolay erişilebilir noktalar istiyorlar.
Belize’deki Gladden Özel Adası
Krolow’un kendi sahibi olduğu ve kiraya verdiği Belize Set Resifi’ndeki Gladden Özel Adası’na olan rezervasyonlardaki artış oranı, aynı şekilde özel yaşamdaki izolasyona olan artış eğilimini de doğrular nitelikte. Özel Ada Kiralama Şirketi CEO’su Chris Krolow, bu seçeneğin her zaman popüler olduğunu fakat Covid 19 hızla arttıktan sonra rezervasyonların, sene sonuna kadar hızlıca ve neredeyse tamamen dolduğunu anlatıyor. Mart ve Nisan ayları için de talep olmasına rağmen uluslararası seyahat olmadığı için ve sınırlar kapalı olduğundan dolayı, boş geçirmek zorunda kalınmış. Pırıl pırıl turkuaz mavi okyanus ile çevrilmiş olan Gladden’a tekne ile ulaşılabiliyor ve adada sadece dört kişi konaklayabiliyor. Hizmet veren personel ise hemen yanındaki küçük adacıkta kalıyor. Bu eşsiz adada konaklama fiyatı ise her şey dâhil iki kişi için 3 bin 695 dolardan başlıyor.
Özel ada kiralama mı yoksa satın alma mı?
Bir ada satın almanın, kiralama kadar basit ve tercih edilen bir yöntem olmadığını anlatan Krolow, seyahat sınırlamasından sonra uluslararası alıcıların, almayı düşündükleri adayı bizzat göremedikleri için hiç satın alma anlaşması yapılamadığını da açıklıyor.
Adaların satın alma fiyatları, Kanada’da gelişmemiş küçük bir adacık için 50 bin dolardan başlayarak Karayip’lerde devasa villaları ile büyük alanlara yayılmış 150 milyon dolarlık adalara kadar değişkenlik gösteriyor. Yani doğal olarak satın almak daha pahalı oluyor ve ciddi bir bütçe gerektiriyor. Eğer adada bir inşaat yapılacaksa, izinleri alabilmek için yerel yönetimle olan bürokrasiyi de halletmek gerekiyor. Aksi takdirde ada satın almanın, bir ev satın alma sürecinden pek bir farkı olmuyor, kontrat imzalanıyor ve işte o anda ada sahibinin oluveriyor.
Özellikle Karayip Bölgesinde, uluslararası alıcıların, Bahamalar’dan ada satın alma eğilimlerinin yüksek olduğu görülüyor. Bunun sebebin altında ise adada gelir ve sermaye kazanç vergisinin olmaması ve Amerika’ya yakın olması yatıyor. Ayrıca Bahamalar’ın ekonomik ve politik olarak istikrarlı olduğu biliniyor.