Covid’li bir kış öngörüsünde bulunmak oldukça karmaşık ve bazı belirsizlikler hakim olsa da hem endişelendirecek hem de iç rahatlatacak bazı nedenler var.
Kuzey yarımkürede kışın ne kadar kötü geçeceği sadece koronavirüse değil, kışın beliren diğer virüslere, kendi davranışlarımıza ve hükümet politikalarına bağlı olacak.
Ayrıca bir virüsün yol açtığı enfeksiyonun bir diğerini engellediğine dair yeni bilimsel veriler de var; ancak bunun koronavirüs açısından nasıl işleyeceği henüz tam olarak bilinmiyor.
Koronavirüs kışın daha fazla mı yayılacak?
Bu soru hala yanıtlanmamış olsa da diğer virüsler hakkındaki bilimsel göstergeler “evet” yönünde.
Covid-19’a yol açan yeni koronavirüs dışında, bildiğimiz nezle semptomlarına neden olan dört farklı koronavirüs türü daha var. Bunlar kışın daha kolay yayılıyor. Bunun dışında influenza, rinovirüs ve solunum yollarını etkileyen RSV virüsü kışın yaygınlaşıyor.
Londra Hijyen ve Tropikal Hastalıklar Fakültesi’nden Dr. Rachel Lowe, “Kışın zirve yapan diğer virüslere bakarsak mevsimsel etki söz konusu olabilir. Ama bunun nedeni, hava koşullarından mı yoksa insan davranışından mı kaynaklandığı tam bilinmiyor” diyor.
Tüm virüsler hava soğukken insan vücudu dışında daha uzun süre canlı kalabiliyor. İngiltere’de hükümetin bilimsel tavsiye grubu (Sage), koronavirüs için en elverişli sıcaklığın 4 santigrat derece olduğunu belirtiyor. Ayrıca virüsün aktifliğini azalttığı sanılan mor ötesi (ultraviyole) güneş ışınları kışın daha az.
Kışın kapalı ortamda daha fazla bulunuyoruz; pencereler kapalı olduğundan havalandırma da daha az. Tüm bu faktörler koronavirüsün yayılmasına neden oluyor.
İngiltere Tıp Bilimleri Akademisi raporuna göre, kötümser bir tahminle bu kış ülkede 250 bini aşkın ölüm olabilir.
Virüs taşıyan bir kişinin bunu kaç kişiye bulaştırdığını ifade eden R sayısının bunda etkili olduğu belirtiliyor. Şu an 1.0’in altında olan R’nin kışın 1.7’ye yükseleceği tahmin ediliyor. Kısıtlamalar öncesinde R sayısı 3.0 civarındaydı.
Ancak R sayısında daha küçük bir artış vaka sayısının da daha az artmasına yol açacaktır.
Londra’daki Imperial College’dan Prof. Wendy Barclay “İnsanlar makul ve haklı olarak kaygılılar” diyor. “İkinci bir dalga olması ihtimali yüksek; sürü bağışıklığı seviyesine ulaşmadığımız açık ve ikinci dalga için kış elverişi bir zaman. Şu an büyük bir bilinmezle karşı karşıyayız ve süreç kötü gelişebilir.”
Bugüne dek İngiltere nüfusunun yüzde 5’inin koronavirüse yakalandığı, yani yüzde 95’in virüse karşı hiçbir bağışıklığının olmadığı biliniyor. Virüsün kontrolü elden kaçtığında vaka sayılarının nasıl arttığını ABD örneğinde görüyoruz.
Grip gibi diğer kış virüsleri sorun olur mu?
Kışın koronavirüste ikinci dalganın yanı sıra grip enfeksiyonlarının da yaygınlaşması yönünde endişeler var.
Ancak bu konuda net bilgi yok ve normal kuralların ne kadarının geçerli olacağı henüz bilinmiyor.
Koronavirüs salgını nedeniyle alınan önlemler (sık el yıkama, maske, sosyal mesafe, evden çalışma vs.) diğer virüslerin yayılmasını da etkileyecektir. Hong Kong’da salgın sırasında uygulanan kısıtlamalar nedeniyle grip salgınının da azaldığı, şu an kış mevsimini yaşayan Avustralya’da grip salgınının neredeyse hiç olmadığı veya normalden geç başlayacağı görülüyor.
Şili ve Güney Afrika gibi diğer güney yarımküresi ülkelerinde de grip ve diğer kış virüsleri bakımından benzer bir tablo söz konusu.
Ancak kuzey yarımkürede de aynı şeyin olacağı beklentisine girmek tehlikeli olur. Grip mevsiminde uygulanan kısıtlamalar, okulların kapatılması ve uçuşların sınırlanması grip salgınında etkili olurdu. Ancak şu an kuzey yarımkürede birçok ülke kısıtlamaları gevşetmiş bulunuyor.
Prof. Barclay, “Sosyal mesafe grip vakalarını azaltmış olabilir, ama buna bel bağlayamayız” diyor.
Koronavirüs semptomlarına benzer ateş ve öksürüğe yol açan kış virüsleri yüksek seviyede seyrederse çok daha fazla insanın test olması gerekecek.
Liverpool Üniversitesi’nden Prof. Julian Hiscox, “İkinci dalgaya hazırlıklı olmalı ve sosyal mesafe ve el hijyeni konusunda tedbiri elden bırakmamalıyız, aksi halde ikinci dalga gelecektir” diyor.
“Hazırlıklı olmamız gereken bir konu, semptomların benzerlik gösterdiği üç-dört solunum yolu enfeksiyonu arasında teşhisi kolaylaştıracak testleri geliştirmek olabilir. Bu durumda hastanın Covid mi yoksa grip olduğu hemen tespit edilebilir.”
Bu nedenle İngiltere’de test kapasitesinin günlük 500 bine çıkarılması ve mümkün olduğunca fazla kişiye grip aşısı yaptırılması hedefleniyor.
Virüsler karıştığında ne olur?
Bilim çevrelerinde en çok merak edilen konulardan biri Sars-CoV-2 adı verilen yeni koronavirüsün kışın diğer virüslerle ne şekilde etkileşim göstereceği sorusu.
Solunum yollarını etkileyen virüsler vücutta aynı bölgeleri enfekte etmek üzere programlanmış: Burun, boğaz ve akciğer hücreleri. Bu durum virüsler arasında rekabete yol açabilir.
Araştırmalar, bir viral enfeksiyonun bir diğerini devre dışı bıraktığını gösteriyor. Örneğin, 2009’da yayılan bir rinovirüsün Avrupa’da domuz gribini geciktirmiş olabileceği düşünülüyor.
Zira bir enfeksiyona karşı bağışıklık sisteminin geliştirdiği tepki bir diğerini de engelleyebiliyor.
Glasgow Üniversitesi’nden Dr. Pablo Murcia, “Bir virüs kişiyi enfekte ettiğinde doğal bağışıklık sistemi tepki veriyor ve enflamasyona yol açıyor, bu ilk tepki ise bir süreliğine bazı virüslere karşı koruma sağlayabiliyor” diye açıklıyor.
Ancak aynı araştırmalar bazı virüslerin aynı anda birlikte yayılabildiğini de gösteriyor. Peki yeni koronavirüs bu karmaşık tabloda nasıl hareket ediyor olacak?
Dr. Murcia, “Elimizdeki veriler gribe yol açan influenza virüsünün diğer virüslerle aynı anda enfeksiyonu çok ender durumlarda görülüyor, bu yüzden sanırım Sars-CoV-2 ile influenzanın birlikte enfeksiyonu pek söz konusu olmayacak” diyor.
Her iki virüsle aynı anda enfekte olmuş az sayıda vakaya rastlandığı ve virüslerin tek başına yol açtığı enfeksiyondan çok daha ağır sonuçlar görüldüğü belirtiliyor.
Dr. Murcia, diğer koronavirüs türlerinin RSV, adenovirüs ve bazı parainfluenza virüsleri ile aynı anda enfeksiyona yol açtığını söylüyor. Murcia, “Bugün ve gelecek konusunda kaygılarım var” diyor