Dünya genelinde koronavirüs vakaları 105 milyonu geride bırakırken, ilk olarak Aralık 2019’da Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan virüsün mutasyon geçirmiş yeni varyantları dünyada kaygı yaratmaya başladı. “İngiltere”, “Brezilya” ve “Güney Afrika” varyantları uzmanların dikkatini çekerken,, Oxford-AstraZeneca aşısının Güney Afrika’daki varyanta karşı etkisiz kaldığının açıklanması endişeleri arttırdı.
FARKLI KORUMA TEKNİKLERİ
Oxford-Astra Zeneca aşısı, yüzde 95 koruma oranı açıklayan Pfizer/BioNTech aşısından farklı bir tekniğe dayanıyor. DNA/RNA bazlı olan Pfizer/BioNTech aşısında virüsün genetik materyal parçacıklarının yer aldığı mRNA tekniği kullanılıyor. Burada vücutta antikor üretilmesi virüsün zayıflatılmış haline değil, aşı yoluyla vücuda enjekte edilen genetik kodlara dayanıyor. Viral vektör tekniğinin kullanıldığı Oxford-Astra Zeneca aşısında ise vücuda zayıflatılmış virüs enjekte ediliyor. Vücuda giren virüs, hastalığa yol açmasa da bağışıklık sistemini tetikleyerek antikor üretilmesi sağlanıyor.
ARAŞTIRMALAR SÜRÜYOR
Oxford-Astra Zeneca aşısının yüzde 70 ila 90 oranında koruma sağladığı bildirilmişti. Bu arada “Nature Medicine” dergisinde yayımlanan araştırmaya göre Pfizer-BioNTech aşısının ise İngiltere ve Güney Afrika’da görülen varyantlara karşı etkili olabileceği belirtildi. Araştırmaya, İngiltere ve Güney Afrika’da ortaya çıkan türlerde görülen ve virüse “taç” görünümü veren sivri uçlarla ilgili tüm mutasyonların dahil edilmediği bilgisi paylaşıldı. İngiltere’deki Nottingham Üniversitesi Moleküler Viroloji Profesörü Jonathan Ball, araştırmanın bulgularının ümit verici olduğu değerlendirmesini yaptı.
O AŞI İÇİN KARAR VERİLECEK
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Oxford-AstraZeneca aşısının acil kullanımına ilişkin birkaç gün içinde karar verileceğini bildirdi. DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, örgütün Cenevre’deki merkezinde video konferans yöntemiyle basın toplantısı düzenledi. Ghebreyesus, Oxford-AstraZeneca aşılarının Güney Afrika Cumhuriyeti’nde görülen ve B.1.351 adı verilen mutasyonlu COVID-19 türüne karşı etkisinin “minimum düzeyde” olduğunun açıklandığını anımsattı. “Bu açıkçası endişe verici bir haber. Bununla beraber bazı önemli şerhler var” diyen Ghebreyesus, aşı için kesin yargıya varmak için erken olduğuna işaret etti.
MUTASYONLAR YOL AÇTI
Bu son tehdidin arka planında ise ilk olarak Çin’de saptanan koronavirüsün mutasyon sonucu varyantlarının ortaya çıkması yer alıyor. Mutasyon, gen dizilimindeki değişikliklere işaret ediyor. Bazı mutasyonlar virüs için bulaşıcılığın artması gibi avantajlar sağlayabiliyor. Bu şekilde avantajlı hale gelen ve virüsün ilk halinden genetik olarak farklılaşan yeni virüs “varyant” olarak adlandırılıyor. Daha kolay bulaşan varyantlar da zamanla baskın hale geliyor. Virüslerin doğasında olduğu için mutasyonların önüne geçilemiyor. İşte 2020 sonları ve bu yılın başlarında saptanan üç koronavirüs varyantı:
1- İNGİLTERE VARYANTI (B.1.1.7)
İlk olarak Eylül 2020’de ortaya çıktı. İngiltere’de Aralık 2020’de dikkat çekti. Geçen aralıkta İngiltere’nin güneyinde sıkı kapanma önlemlerine karşın hızla yayılarak baskın hale geldi.
Varyanta dair veriler bulaşma hızı ve ölüm oranının daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Tüm yaş gruplarını etkilediği belirlendi.
Pek çok ülkeye yayılan varyant İrlanda, Portekiz, İsviçre ve Danimarka’da toplum içi bulaşmalardaki payını arttırdı.
2- G. AFRİKA VARYANTI (B.1.351)
Aralık 2020’de Güney Afrika’da ikinci dalga sırasında görüldü.
İlk çalışmalar, bu varyantın doğal enfeksiyon ve aşılama sonrası gelişen antikorlar tarafından nötralizasyona (etkisiz duruma getirme) dirençli olabileceğini gösterdi.
Güney Afrika’da baskın hale gelen bu varyant, başta İngiltere, Fransa ve İsrail olmak üzere 31 ülkede “seyahatle ilişkili vakalar” şeklinde görüldü.
3- BREZİLYA VARYANTI (P1)
Bu yılın ocak ayında Brezilya’nın Amazon eyaletinde yaygın halde bulunduğu öğrenildi.
Hastalığı geçirerek antikor geliştiren kişiler arasında yayılma olasılığı nedeniyle yüksek riskli görülerek dikkatle izlendiği ifade edildi.
Japonya ve Güney Kore’de, Brezilya seyahatinden dönenlerde görülen varyantın, hastalığın seyri ve ölüm oranları üzerindeki etkileri henüz tam olarak belirlenemedi.
ABD’DE ‘B.1.1.7’ VARYANTI HIZLI YAYILIYOR UYARISI
Koronavirüsün ilk kez İngiltere’de ortaya çıkan “B.1.1.7” varyantının ABD’de yayılımının her 10 günde katlanarak arttığı belirtildi. Sağlık bilimi üzerine araştırmaların yer aldığı MedRxiv sitesinde yayımlanan bir çalışmada, B.1.1.7 varyantının ilk kez Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan SARS-COV-2’ye göre ABD’de yüzde 35 ila 45 arasında daha fazla bulaşıcı olduğu aktarıldı. Çalışmada, geçen ay ülke genelinde yapılan testlerde, B.1.1.7 varyantına rastlanma oranının ocak ayının ilk haftasında yüzde 0.8, ayın son haftasında ise yüzde 4.2 artış gösterdiği tespiti yer aldı.
BASKIN TÜR OLACAK
Bulguların virüsün yeni varyantının ülkede çok hızlı yayıldığını gösterdiğine işaret edilen çalışmada, “ABD’deki B.1.1.7’nin mevcut gidişatı göz önüne alındığında, Mart 2021’e kadar birçok eyalette en baskın tür olacağına neredeyse kesin diyebiliriz” ifadesine yer verildi.
YUNANİSTAN VE İSRAİL ‘AŞI PASAPORTUNDA’ ANLAŞTI
İsrail ile Yunanistan arasında, koronavirüs aşısı olanların iki ülke arasında herhangi bir kısıtlama olmaksızın seyahatine imkan sağlayan turizm anlaşması yapıldı. İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi, resmi ziyaret kapsamında İsrail’e gelen Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ve Turizm Bakanı Haris Theoharis ile Dışişleri Bakanlığında bir araya geldi. Görüşmenin ardından Aşkenazi ve Dendias, İsrail ile Yunanistan arasında turizmin geliştirilmesini öngören anlaşmayı imzaladı. Anlaşma kapsamında COVID-19 aşısı olanlar karantina ve diğer kısıtlamalar olmaksızın iki ülke arasında seyahat edebilecek.
DSÖ ‘VUHAN’ RAPORUNU AÇIKLADI
‘ARALIK 2019’DAN ÖNCE SALGIN BAŞLADIĞINA DAİR KANIT YOK’
Koronavirüs salgınının merkezi olarak gösterilen Çin’in Vuhan kentine incelemelerde bulunmak için ekip gönderen Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) konuyla ilgili ilk açıklama geldi. Çin’e gitmeden önce bir dizi diplomatik engelle karşılaşan, sonrasındaysa 14 günlük zorunlu karantina sürelerini dolduran ekip, ilk incelemelerinden elde ettikleri sonuçları paylaştıkları bir toplantı düzenledi. DSÖ virüs uzmanı Peter Ben Embarek, koronavirüsün kökenini belirlemeye yönelik çalışmaların belirli bir hayvana işaret etmediğini ancak virüsün hayvandan insanlara geçmiş olmasının büyük olasılık olduğunu söyledi. Embarek, koronavirüsün kökeninde yarasaların canlı konak olduğuna işaret eden veriler bulunduğunu ancak bunun Vuhan’da gerçekleşmediğini söyledi. Peter Ben Embarek, ayrıca elde ettikleri bulgulara göre koronavirüs salgınının Çin’in Vuhan kentinde veya başka bir yerde Aralık 2019’dan önce başladığına dair kanıt bulamadıklarını belirtti.
O TEORİ REDDEDİLDİ
Embarek, salgının başından beri konuşulan ve tüm dünyada komplo teorilerine sebep olan virüsün laboratuvardan yayıldığı tezinin ise olası görünmediğinin altını çizdi. Embarek, virüsün Vuhan Viroloji Enstitüsü’ndeki laboratuvardan yayıldığı yönündeki iddiaların gerçekleri yansıtmadığını ve bunun ‘hayli olasılık dışı’ olduğunu belirtirken, söz konusu bakış açısının bundan sonraki çalışmalarda göz önünde bulundurulmayacağını kaydetti.