İstihbari faaliyetler konusunda yaptığı değerlendirmelerle bilinen TOBB-ETÜ Üniversitesi öğretim üyesi Nihat Ali Özcan, koronavirüs konusunda ülkelerin istihbarat birimlerinin devrede olduğu görüşünde. Özcan, “Korona casusluğu” olarak tanımlanabilecek gizli istihbarat çalışmalarıyla ilgili Hürriyet’e şu değerlendirmeleri yaptı: “Bir örnek verirsek, salgın Vuhan’da çıktığına göre istihbarat birimleri buradaki hastanelerin, sağlık müdürlüklerinin, kendi aralarında veya devletin üst düzey birimleriyle yaptıkları temasları merak eder. Hastanelerde çalışanlara kanca atılabilir. Özellikle morg görevlileri iyi bilgi kaynağı olur. Aynı şekilde mezarlık hizmetinde çalışanlar da. Hastane yönetimlerinden çıkacak sayılar önemlidir. İstihbarat birimlerinin ilgisini çekecek en önemli korulardan birisi, salgını önlemek için gerek özel, gerek devlet bazında olsun kim neler yapıyor, bunların takibidir. İlaç veya aşı çalışmaları özellikle ilgi çekiyordur. İlacı veya aşıyı bulan ülke patentini aldığında önünde 7.5-8 milyar kişilik bir pazarı bulacak. Bir tüp aşıdan en kötü ihtimalle 1 dolar kazansanız elde edeceğiniz geliri düşünün ki, aşı veya ilaç başına kâr 1 dolarda kalmaz. Hele ilk başlarda fiyat uçar. Herkes gizlice çalışmalarını sürdürürken, birbirini de yakından takip ediyor.”
1 dakika okuma süresi