‘ÇİN KÜRESEL İTİBARINI KORUMAK İÇİN VİRÜSÜN KAYNAĞINI GİZLİYOR’
Çin’in Yunnan bölgesi dünya çapında 1,7 milyondan fazla insanı öldüren koronavirüsün kökenine dair ipuçları taşıyabileceği için yoğun bilimsel ilgi görüyor. Fakat bölge bilim insanları ve gazeteciler için politik duyarlılık ve gizlilik nedeniyle bilgi içermeyen bir kara delik haline geldi.
Yakın zamanda ziyarete gelen bir yarasa araştırma ekibinin örnek almayı başardı. Ancak söz konusu bilim insanlarının basınla konuşmamaları emredildi. Ayrıca bölgede araştırma yapmak isteyen gazetecilerin Çin polisi tarafından takip altına alındığı bilgisi paylaşıldı.
Bilinen ilk koronavirüs vakanın ortaya çıkmasının üzerinden bir yıldan fazla bir süre sonra, bir araştırma, Çin hükümetinin virüsün kökenlerine ilişkin tüm araştırmaları sıkı bir şekilde kontrol ettiğini, bazılarını kısıtlarken, Çin’i haklı gösterecek diğer teorileri teşvik ettiğini gösteriyor.
Bölgede araştırma yapan AP (Associated Press) gazetecileri, Çin hükümetinin, virüsün güney Çin’deki kökenlerini araştıran bilim insanlarına yüz binlerce dolar bağışta bulunduğunu tespit etti. Ancak, AP tarafından elde edilen bazı belgelere göre, Çin hükümeti bilimsel araştırmalar yürüten ekiplere ciddi miktarda bağışta bulunmakla kalmıyor ayrıca bulguları izliyor ve herhangi bir olumsuz veri veya araştırma sonucunun yayınlanmasının, önüne geçiyor.
AP’nin Hükümet içinden elde ettiği düzinelerce sayfalık yayınlanmamış bir belgeye göre araştırma sonuçlarının manipüle edilmesine dair emirler bizzat Çin Devlet Başkanı Xi Jinping tarafından veriliyor.
Sonuç olarak salgının dünyayı etkisi altına almasından sonra çok az şey halka açıklandı. Çinli yetkililer bilgileri ciddi şekilde sınırlıyor ve uluslararası bilim insanlarıyla iş birliğini engelliyor.
Çin’de bulaşıcı hastalıkların hayvanlardan insanlara bulaşmasını inceleyen bir laboratuvarı yöneten Duke Üniversitesi epidemiyoloğu Gregory Gray’e sordu. Bugüne kadar koronavirüsle ilgili elde edilen bilgiler kesin değil, bazı politik nedenlerden dolayı verileri gizlediler. Bilmiyorum ama keşke bilseydim.’ diye konuştu.
Koronavirüsün kökenine dair araştırmaların yayınlanması ve örneklere erişim sıkı bir şekilde kontrol edilmektedir ve bu da gelecekteki bir salgını önleme çabalarını potansiyel olarak engellemektedir.
Bilim insanları, Çin’in itibarına verilen zararı azaltmaya çalıştığını öne sürüyorlar.
AP soruşturması, Çinli ve yabancı bilim adamları ve yetkililerle yapılan düzinelerce röportajın yanı sıra kamuya açık bildirimler, sızan e-postalar, dahili veriler ve Çin kabinesinden ve Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nden (CDC) gelen belgelere dayanıyor. Salgın boyunca açıkça hissedilen bir hükümet gizliliği ve yukarıdan aşağıya kontrol modelini ortaya koyuyor.
Uzmanlar salgınla ilgili uyarıların gecikmiş olmasını bu sisteme bağlıyor. Araştırmaya göre Çin hükümetinin tutumu Dünya Sağlık Örgütü ile bilgi paylaşımını engellemiş ve virüs ile ilgili tedbir alınmasını geciktirmiş.
Salgın, Pekin’in küresel sahnedeki itibarını sekteye uğrattı ve Çin’li yetkililer, salgının yayılmasında ihmalkâr olduklarını düşündüren herhangi bir bulguya karşı temkinli. Koronavirüsün kökenine ilişkin araştırmaları yöneten Çin Bilim ve Teknoloji Bakanlığı ve Ulusal Sağlık Komisyonu, bağımsız araştırmalar yürüten gazetecilerin sorularını cevaplamayı reddetti. Bazı Çinli bilim insanları ise, önemli hiçbir şey keşfedilmediğinden çok az şey paylaşıldığını söyledi.
Çinli ünlü virolog Zhang Yongzhen, “Virüsün kökeni ile ilgili kayda değer bir bilgiye ulaşamadık” dedi.
Öte yandan Çin Dışişleri Bakanlığı bir faksla, ‘Yeni koronavirüs dünyanın birçok yerinde keşfedildi’ dedi. ‘Bilim insanları, küresel ölçekte uluslararası bilimsel araştırma ve iş birliği yapmalıdır.’ Diye ekledi.
Çin’li yetkililer, virüsün kökenine ilişkin araştırmaları siyasallaştırma konusunda yalnız değiller. Nisan ayında, Başkan Donald Trump, Çin ve Güneydoğu Asya’daki tehlikeli hayvan hastalıklarını tespit etmek için ABD tarafından finanse edilen bir projeyi rafa kaldırarak Çinli ve Amerikalı bilim insanları arasındaki keserek virüsün kökenlerini araştırmayı zorlaştırdı.
Trump ayrıca Çin’i Vuhan laboratuvarında bir kaza sonucu salgını başlatmakla suçladı. Bu teori bazı uzmanların göz ardı edilemeyeceğini söylediği bir teori, ancak henüz arkasında hiçbir kanıt yok.
Kovid-19’un kökenlerine yönelik araştırmalar, gelecekteki salgınların önlenmesi açısından kritik önem taşıyor. Bir Dünya Sağlık Örgütü ekibi, salgını neyin başlattığını araştırmak için ocak ayı başlarında Çin’i ziyaret etmeyi planlasa da bilimsel ekibin üyelerinin ve yapacakları araştırmaların içeriğinin Çin hükumeti tarafından onaylanması gerekiyordu.
UC Davis One Sağlık Enstitüsü’nün kurucu yönetici direktörü Jonna Mazet, Çinli ve ABD’li bilim adamları arasındaki iş birliği eksikliğinin ‘bir hayal kırıklığı’ olduğunu ve Amerikalı bilim insanlarının Çin’de çalışamamasının ‘yıkıcı’ olduğunu söyledi.
Mazet, “Bu virüsün kökenleri hakkında çok fazla spekülasyon var. Geri adım atmalıyız ve bilim insanlarının virüsün kökenini ortaya çıkarmasına izin vermeliyiz.’ dedi.
Virüsün kökenine ilişkin ilk araştırma, ilk koronavirüs vakalarının çoğunun tespit edildiği, Vuhan’daki Huanan Deniz Ürünleri pazarında başladı. Bilim insanları başlangıçta virüsün SARS’ın yayılmasında rol oynayan misk kedileri gibi piyasada satılan vahşi hayvanlardan geldiğinden şüpheleniyorlardı.
2019 yılının aralık ayı ortasında, Huanalı satıcı Jiang Dafa, insanların hastalandığını fark etmeye başladı. Bunlardan ilki, 60’lı yaşlarında bir işçiydi. Kısa süre sonra işçinin satranç oynadığı bir arkadaşı da hastalandı. Üçüncüsü ise 40’lı yaşlarında bir deniz ürünleri satıcısıydı, virüs bulaştıktan kısa süre sonra öldü.
25 Mayıs’ta CDC başkanı Gao, Çin’in Phoenix TV’sine verdiği röportajda sessizliği bozdu. Çevresel örneklerden farklı olarak, piyasadaki hiçbir hayvan örneğinin test sonucunun pozitif olmadığını söyledi.
Duyuru, Çinli yetkililerin hayvanlardan numune aldığını bile bilmeyen bilim insanlarını şaşırttı. Açıklamanın ardından Çin yönetimi ve uluslararası kamuoyu virüsün kaynağının Vuhan’daki deniz ürünleri pazarı olmadığına ikna oldu.
Deniz ürünleri Pazar ile ilgili komplo teorilerinin çıkmaza girmesiyle birlikte bilim insanları virüsün olası kaynağının yarasalar olabileceğine dikkat çekti.
‘HER YERDE OLABİLİR’
Vuhan’daki pazardan binlerce kilometre uzakta, virüsün kaynağı olduğu düşünülen yarasalar Yunnan eyaletindeki yeraltı kireçtaşı mağaralarının labirentlerinde yaşıyor. Zengin toprağı ve yoğun örtüsüyle, Laos, Vietnam ve Myanmar’ı çevreleyen güney Çin’deki bu bölge, dünyadaki biyolojik olarak en çeşitli alanlardan biridir.
AP’nin ziyaret ettiği bir Yunnan mağarasında, girişte kalın kökleri asılıydı, yarasalar alacakaranlıkta çırpındı ve yakındaki küçük bir köyün çatılarının üzerinden uçtular. Mağaranın arkasındaki bir sunağın yanına beyaz pislikler sıçradı ve sarkıtlardan Budist dua ipleri kırmızı ve sarı sicimden sarkıyordu. Köylüler, mağaranın Taylandlı bir Budist keşiş tarafından yönetilen kutsal bir yer olarak kullanıldığını söyledi.
Yarasalar ve mağaralarda dua eden, avlanan veya madencilik yapan insanlar arasındaki bu tür temas bilim insanlarını alarma geçirdi. Bilim insanları koronavirüsün bu tür bir temasla bulamış olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Koronavirüsün genetik kodu, yarasalarda bulunan koronavirüslerin kodlarına çarpıcı bir şekilde benziyor. Çoğu bilim insanı, Kovid-19’un insanlara doğrudan bir yarasadan veya bir aracı hayvan aracılığıyla geçmiş olabileceğinden şüpheleniyor.
Singapur’daki Duke-NUS Tıp Okulu’ndan Linfa Wang, ‘Koronavirüs barındıran yarasalar Çin’de ve Güneydoğu Asya’da bulunduğundan, Kovid-19 vahşi hayvan konağı bölgelerde ortaya çıkmış olabilir. Ayrıca bu bölgelerde yaşayan yarasalarda Kovid-19’a %99,9 oranında benzeyen başka koronavirüs türlerinin bulunduğunu biliyoruz.’ dedi.
Koronavirüs uzmanı Dr. Supaporn Wacharapluesadee’nin yarasalardan örnekler toplamak için kırsal kesimin derinliklerinde bilim ekiplerine liderlik ettiği Tayland gibi ülkelerde Kovid-19 araştırması devam ediyor. Supaporn, ağustos ayında yaptığı bir keşif gezisinde AP’ye virüsün yarasaların olduğu ‘her yerde’ bulunabileceğini söyledi.
BİLİMSEL ARAŞTIRMALARIN TARAFSIZLIĞI
Çinli bilim insanları salgının ilk dönemlerinde hem hayvanlara hem de insanlara test yapmaya başlamıştı. AP’nin elde ettiği belgelere göre, bulaşıcı hastalıklar uzmanı Xia Xueshan Yunnan’daki hayvanları Kovid-19 için taramak üzere 1,4 milyon RMB (214.000 $) hibe aldı.
Bu durum bilimsel araştırmanın bağımsızlığı konusunda akla soru işaretleri getiriyor. Çin medyası şubat ayında, Xia’nın ekibinin yarasalar, yılanlar, bambu fareleri ve diğer hayvanlardan yüzlerce örnek topladığını ve büyük, kafesli bir kirpinin etrafına sarılmış beyaz laboratuvar önlükleri içinde maskeli bilim adamlarının bir fotoğrafını yayınladığını bildirdi.
Ardından hükümetin kısıtlamaları devreye girdi. Örneklerle ilgili veriler hala kamuoyuna açıklanmadı ve Xia röportaj taleplerine yanıt vermedi. Xia, bu yıl bir düzineden fazla makalenin ortak yazarı olmasına rağmen, sadece iki makalesinde Kovid-19’u konu almıştı. Bu durum bilimsel araştırmaların sonuçlarının yayınlanması ile ilgili akla bir baskı olup olmadığı sorusunu getiriyor.
Bilim insanlarının bir zamanlar inceledikleri mağaralar, yetkililer tarafından yakından izleniyor. Çin’li güvenlik ekipleri AP ekibini Yunnan’da takip etti ve gazetecilerin 2017’de araştırmacıların SARS’tan sorumlu yarasa türlerini belirledikleri mağarayı ziyaret etmelerini engelledi.
Bu bölgede Kovid-19 virüsünün ‘RaTG13’ adı verilen en yakın akrabasının bulunduğu belirtildi. RaTG13, 2012’de bir salgından sonra, yarasa dolu şaftı temizleyen altı kişinin gizemli zatürre nöbetleriyle hastalanıp ölmesiyle keşfedilmişti. Vuhan Viroloji Enstitüsü ve Çin’li yetkilier bu bölgeden alınan örnekleri inceledi.
Çoğu bilim insanı Kovid-19 virüsünün kökeninin doğada olduğuna inanmasına rağmen, bazıları bunun veya yakın bir akrabasının Vuhan’a nakledilip yanlışlıkla laboratuvar ortamının dışına çıkmış olabileceğini söylüyor.
Vuhan Viroloji Enstitüsü yarasa uzmanı Shi Zhengli bu teoriyi defalarca yalanladı, ancak Çinli yetkililer henüz yabancı bilim insanlarının araştırma yapmasına izin vermedi.
Bazı devlet destekli bilim insanları, araştırmanın her zamanki gibi ilerlediğini söylüyor. Virüsün kökenini araştırmak için 1,5 milyon RMB (230.000 $) hibe alan ünlü virolog Zhang, ortak bilim insanlarının kendisine güney Çin’deki Guizhou’daki yarasalar ve yüzlerce mil kuzeydeki Henan’daki fareler de dahil olmak üzere her yerden örnekler gönderdiğini söyledi.
Zhang, virüsün genetik dizisini yetkililerin önünde yayınladıktan sonra laboratuvarının kısa bir süre kapatıldığına dair raporları doğrulamayı veya yorum yapmayı reddetti. Gazetelerin koronavirüs araştırmalarının sonuçlarını yayınlanmasıyla ilgili herhangi bir özel kısıtlama olmadığını ve bilimsel makalelerinin geçirdiği tek incelemenin kurumu tarafından yapılan rutin bilimsel bir inceleme olduğunu söyledi.
Ancak devlet desteği olmayan bilim insanları, güney Çin’deki hayvanlardan örnek almanın artık son derece zor olduğunu söylüyor.
‘VİRÜSÜN KAYNAĞI AVRUPA’
Kayıtlara göre hükümet, Çin Bilimler Akademisi bilim insanı Bi Yuhai’ye 1,5 milyon RMB hibe (230.000 $) verdi. Bi’nin ortak yazarı olduğu bir makale, haziran ayında Pekin pazarındaki bir salgının Avrupa’dan kontamine dondurulmuş balık paketlerinden kaynaklanmış olabileceğini öne sürdü.
Çin’in hükümet kontrolündeki medyası, Vuhan’daki ilk salgının yurtdışından ithal edilen deniz ürünleriyle başlamış olabileceğini öne sürmek için teoriyi kullandı. Anca bu teoriler uluslararası bilim insanları tarafından çürütüldü.
DSÖ, insanlara paketlenmiş gıda yoluyla Kovid-19 bulaşmasının pek olası olmadığını ve Kovid-19’un Çin’de başlamadığını öne sürmenin ‘oldukça spekülatif’ olduğunu söyledi. Çin Bilimler akademisi bilim insanı Bi, röportaj taleplerine yanıt vermedi.
Temmuz ayında yazılan ancak Kasım ayında yayınlanan bir DSÖ raporu, Çinli yetkililerin Aralık 2019’da Vuhan dışındaki beş vaka da dahil olmak üzere toplam 124 vaka tespit ettiğini ortaya koydu.
DSÖ ekibinin ocak ayında gerçekleştireceği Çin ziyaretinin hedefleri arasında, Aralık ayından önceki hastane kayıtlarının incelenmesi de yer alıyor.
DSÖ ekibinin bir üyesi olan koronavirüs uzmanı Peter Daszak, ‘Salgının kaynağını gizlemek bilim için yapılan büyük bir kötülüktür. Hepimiz bu salgının bir parçasıyız, bunu anlayana kadar, bu problemden asla kurtulamayacağız.’ dedi.