Doğa muhteşem gücünü, hızlı ya da yavaş, büyük ya da küçük farklı şekilde gösterebiliyor. Ama öyle yerler var ki keskin bir şaşkınlık hali ve şapka çıkarma isteği doğuyor bende. Efes mesela! Küçük Menderes Nehri’nin Ege Denizi’yle birlikte yarattığı zenginliğin var ettiği koca uygarlık, yine aynı nehrin ve denizin ticari-stratejik limanı doldurmasıyla tarih sahnesinden usulca uzaklaşır… Ege’nin İyonya’sında sahnelenen bu kadim oyun, hemen güneydeki Karya’da Kaunos Krallığı’nda da sahnelenmiştir. Liman nedeniyle dönemin önemli kenti olur ama akarsu alüvyonu ve deniz hareketleriyle yavaş yavaş dolan liman nedeniyle Efes gibi tarih sahnesinden kaybolur. Bugün, bu trajedi gibi görünen süreçten artakalanları görünce, üzüntüden değil ama hayranlıktan mütevellit şaşıp kalıyoruz. İşte Köyceğiz de böyle bir yer. Doğanın oyun alanı. Yuvarlakçay, Namnam Çayı’nın binlerce yıllık emeğiyle dünyanın en özel plajlarından biri olan İztuzu, sulak alanın adeta kilim gibi örüldüğü Dalyan, hemen ardında heybetli Köyceğiz Gölü oluşmuş.
Ekoturizm merkezi
Köyceğiz çevresinde, antik kalıntılardan çok daha eski bir miras var. Sığla ağacı ve ormanı! Diğer adı, günlük ağacı. Geride bıraktığımız jeolojik dönemlerden günümüze miras kalan bu ağaç ve ormanlar, son derece sınırlı bir alanda ve sadece beş tür olarak hayatta kalmış. Yani sığla ağaçları bir tür aramızdaki dinozorlar! Geçmiş jeolojik dönemden kalan canlılara relikt deniyor. Relikt bir canlı olan günlük ağacı (Liquidambar orientalis), Çok büyük oranda Muğla il sınırlarında yaşıyor. Türkiye dışında sadece küçük bir alanda Rodos Adası’nda var. Bu eşsiz bitkinin orman vasfını kazandığı tek yer Köyceğiz Kavakarası çevresinde konumlanan Kavakarası Sığla Ormanı. Ağacın gövdesinden geleneksel yöntemlerle üretilen sığlayağı, maddi olarak da değer taşıyor. Yağın çıkarılma süreci ve yöntemi kültürel açıdan da son derece değerli ve ilgi çekici. Halk arasında da şifa bitkisi olarak tanınıyor. Öyle ki Evliya Çelebi sığlayağının faydalarından bahsettiği gibi Seyahatname’sinde Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferi sırasında bölgeden geçerken sığlayağının ve ormanın kokusundan çok etkilendiğini yazmış. Öyle etkilenmiş ki bölgeye ‘miski amber’ adıyla iki köprü bile yaptırmış. O zamandan belliymiş buranın cazibe merkezi olacağı.
Köyceğiz ve çevresi ülkemizin ekoturizm temelli, sürdürülebilir turizm merkezi olmaya aday… Çok sıkı koruma altında. Bölge Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi, Köyceğiz Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, doğal sit alanları ve Kartal Gölü Tabiatı Koruma Alanı gibi doğal değerlere ev sahipliği yapıyor. Nil kaplumbağası ve Caretta caretta’lara yönelik doğa gözlem turlarının yanı sıra Çiçek Baba Dağı şenlikleri, Sultaniye Kaplıcaları Köyceğiz’deki turizm seçeneklerinizden. Trekking ve dağ bisikleti için de uygun olan Köyceğiz’de ECO Trails adıyla parkurlar da hazırlandı.
‘Su’yu izleyen yollar
Antik Karya ve Likya bölgelerini birbirine bağlayan, uluslararası standartlarda işaretli 470 km’lik yürüyüş ve 740 km’lik bisiklet rotaları, yaşamın kaynağı olarak ‘su’yu izleyip zengin ve bir kısmı endemik türleri, arkeolojik izleri önünüze seriyor. Bu büyük parkurun içinde Eski Köyceğiz ve Kavakarası Ekoturizm Alanı benim için özel olanlar… Rotanın bu bölümünde orman içi yürüyüş parkuru 7 bin 726 metre. Tarım ve Orman Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Doğa Koruma Merkezi işbirliğiyle planlı bir şekilde yürütülüyor çalışmalar. Merkezin hazırladığı ‘Sığla Ormanlarında Sanat’ kitabı da sığlayla ilgili öncü yayınlar arasında.
Yaz – kış yürünebilir rotalar
Köyceğiz Gölü ve çevresi, genel ılıman iklim özelliği ve sunduğu çeşitlilikle ekoturizmin bölgedeki odağı. Kavakarası ve Köyceğiz sığla ormanları, buz gibi suyuyla Yuvarlakçay, Toparlar Şelalesi, Sultaniye Kaplıcaları ve kükürtlü sıcak su kaynakları, Ekincik Kumsalı, Ölemez Dağı, Ağla Köyü, Gökçeova Gölü ve Sandras Dağı, Kaunos Antik Kenti ve kaya mezarları bölgenin en değerli hazineleri.
Yürüyüş rotaları Köyceğiz sınırları içindeki bu hazinelere götürüyor ziyaretçilerini. Herhangi bir noktadan ve her iki yönde kullanıma uygun tabelalarla işaretlenmiş rotalar günübirlik veya çok günlü tur olarak planlanıp kullanılabileceği gibi, muhtelif noktalarda kanyon-dere yürüyüşleri, deniz kanosu, yelken ve kamp-karavan gibi diğer doğa aktiviteleriyle de birleştirilebilir.