Huzur vericiliği insanın içine işleyen Kuzguncuk, belki de bu yüzden çoğu diziye ve filme de ev sahipliği yapmış. Ayrıca burası sokak kültürünün bitmediği sayılı yerlerden… Peki semte gelince nereleri gezmeli? Sizin için adım adım bir liste hazırladım.
Kuzguncuk Cami ve Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi
Kuzguncuk Cami ve Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi hem mimari yapıları hem de birbirlerine sırt dayayışlarıyla birlikte dikkat çekiyor. Arsasını bir hayırseverin bağışladığı Kuzguncuk Cami’nin yapımına 1950 yılında başlanmış ve 1952’de de cami ibadete açılmış. Caminin mimarı Cemil Şavkay Bey. İnşası sırasında caminin yanında bulunan Ermeni Kilisesi Vakfı ise caminin yapımında bir miktar para yardımda bulunmuş.
Kuzguncuk Çarşı caddesinde bulunan Kilise İstanbul Boğazı’nın Anadolu Yakası’nda 1835 tarihinde Kayserili Mimar Ohannes Amira Servenyan tarafından inşa edilmiş. Ermeniler buraya 18. yüzyılda yerleşmeye başlamış ve zamanla Kuzguncuk’taki Ermeni sayısı artınca 1835 yılında Kayserili Mimara ahşap bir kilise yaptırmış. İkisi de semtin girişinde bulunuyor. Mutlaka fotoğraflarmalısınız…
Kuzguncuk evleri
Kuzguncuk evleri rengârenk evleriyle adeta Boğaz’a renk katıyor. Bu güzel evlerle süslü sokaklar adeta bir gökkuşağını anımsatıyor. En fazla iki-üç katlı rengârenk cumbalı evlerin arasında dolaşırken güzel fotoğraflar çekeceksiniz. Yalnız hatırlatmakta fayda var bazı mahalle sakinleri evlerinin fotoğraflarının çekilmesini pek istemiyorlar.
Kuzguncuk bostanı
İstanbul’un içinde böylesine büyük ve güzel bir bostanın olması gelenleri hem şaşırtıp hem sevindiriyor. Bostan küçük bölümlere ayrılmış ekim alanları ve oyun alanına ev sahipliği yapıyor. Bostanın hemen girişinde sağ tarafta iki çerçeve bulunuyor.
Bu çerçevelerden birinin içinde bostan kullanım kuralları yazarken diğerinde bostan ekim, dikim, bakım ve hasat takvimi bulunuyor. Kuzguncuk’u gezerken yorulduysanız gelip burada oturma alanlarında da dinlenebilir ya da bostana karşı bostan kafede oturup çayınızı yudumlarken burayı seyredebilirsiniz.
Kuzguncuk mantarı
Kuzguncuk’a gelip Kuzguncuk mantarı yemeden dönmek olmaz. Tarihi Kuzguncuk Fırını’nın yolunu tuttum. Mantar dediğime bakmayın, aslında kurabiye… Sanırım aldığı şekilden dolayı bu isimi koymuşlar. Fırının önünde kurabiyenin unsuz, yağsız, tamamen fındık, fıstık ve cevizden üretildiği yazıyor. Buraya gelmişken tatma fırsatı bulduğum kurabiyenin bir tanesi 10 lira. Görünüşü büyük ve güzel olmasına rağmen ilk kez yiyenler için ağızda ağır bir tat bırakabilir. Yalnız fiyatı bana biraz pahalı geldi.
Nail kitapevi
Hem kafe hem de kitapevi… Kafa dinlemek için mükemmel bir yer. Bir yandan kitap okurken bir yandan çay ve kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Kafede olabildiğince bütün alanlar kitap raflarıyla doldurulmuş. Birçok öğrenci kafenin sessiz olmasından yararlanarak burada ders çalışıyor.
Ekmek Teknesi ve Perihan Abla Sokağı
Başrollerini Perran Kutman ve Şevket Altuğ’un oynadığı eskilerin favori dizilerinden olan Perihan Abla ve başrollerini Savaş Dinçel, Hasan Kaçan ve Kadir Çöpdemir oynadığı Ekmek Teknesi dizileri bu semtte çekilmiş.
İcadiye Caddesi’nde Asude Cağ Kebap’ı gördüğünüz sokağın adı Perihan Abla dizisinden geliyor. Bu sokak tamamıyla nostalji kokuyor. Asude Cağ Kebap aynı zamanda Ekmek Teknesi’nde fırın olarak kullanılmış ve gittiğinizde kapıda halen Ekmek Teknesi’nin tabelasını görmeniz mümkün.
İcadiye caddesi
Nasıl İstiklal Caddesi Taksim için bir öneme sahipse İcadiye de Kuzguncuk için ayrı bir öneme sahip. Birçok kafenin, restoranın, kitapçı ve sanat galerisinin de içinde bulunduğu bu cadde Kuzguncuk için oldukça popüler. Bu havalarda boğazın kenarında olmasından da kaynaklı hafif soğuk bir semt olmasından İcadiye’yi gezerken içinizi ısıtacak bir şeyler içmeniz şart. Mayadan Kafe, kapısının önündeki “Çay varsa mutluluk var demektir” yazısıyla dikkat çekiyor. Tabii bir çay tiryakisi olarak hemen kafeye girdim. Kafede sizi hem sıcakkanlı çalışanlar hem de ortamın sıcaklığı karşılıyor. Kuzguncuk için oldukça uygun olan bu kafede bir bardak çay 4 lira.
IMOGA Art Space
Kuzguncuk’ta birçok aktiviteyi yapabileceğiniz gibi sanat galerisini de gezebilirsiniz. İcadiye Caddesi’ndeki IMOGA Art Space’de 8-29 Şubat tarihleri arasında devam eden Emre Senan’ın galerisi bulunuyor. Pazartesi hariç her gün 11.00-19.00 saatleri arasında açık ve girişler ücretsiz.
Nasıl gidilir?
Avrupa Yakası’ndan Kuzguncuk’a gitmek için Beşiktaş iskelesinden kalkan Üsküdar vapurlarına binerek 10-15 dakika arasında Üsküdar’a varabilirsiniz. Ya da Marmaray’ı tercih ederek de Üsküdar’a gelebilirsiniz. Hava güzelse, Üsküdar’dan Beylerbeyi yönüne yol kenarından yürüyerek hızınıza göre 15-25 dakika arasında Kuzguncuk’a varabilirsiniz. Yürümek daha güzel olur.
Çünkü yol üstünde Boğaz havasının yanı sıra İstanbul Devlet Tiyatrosu Tekel Sahnesi’nin fotoğraflarını çekme fırsatı da yakalarsınız. Yürümek istemiyorsanız, Üsküdar iskelesinin hemen karşısından kalkan minibüsleri ya da belediye otobüslerini tercih edebilirsiniz. Kuzguncuk yol üstünde olduğu için istediğiniz otobüse binebilirsiniz. Tüm hatlar Kuzguncuk’un önünden geçiyor.