Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ikinci çeyrekte salgın tedbirleri nedeniyle bir gerileme olsa da yılın tamamı için çok ümitvar bir tablo beklediklerini kaydetti. Erdoğan, 12. kez düzenlenen Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı’na (IIEFC) telekonferansla katıldı. Erdoğan, “İnsani, ahlaki ve çevreci karakteri faizi ve sömürüyü reddeden yapısıyla İslam iktisadı krizden çıkışın anahtarıdır. Geleceğin dünyasında faize ve sömürüye dayalı mevcut ekonomik sistemin yerini risk paylaşımının esas olduğu katılımcılığa bırakacağına inanıyorum. Uzun vadeli altyapı yatırımlarının finansmanı için sukuk gibi ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılması gerekiyor” dedi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL
“Finans sektörünün üretimi ve ticareti beslediği bir ekonomik sistemin yerini, diğer tüm sektörlerin, finans sektörünü beslediği sağlıksız ve sürdürülemez bir yapı almıştır” diyen Erdoğan, “Aşırı finanslaşma, toplumsal ve insani maliyetlerin dikkate alınmadığı, sadece rant kaygısıyla hareket eden obez bir ekonomik model ortaya çıkarmıştır. Vaad edilenin aksine tüm dünyada gelir ve servet dağılımı gittikçe bozulmuş, ülkeler arasındaki makas daha da açılmıştır. Finans sektöründe başlayan her kriz, hızla reel sektöre de sirayet ederek yeni işsizler ordusu oluşturmaktadır” diye konuştu.
KAZAN-KAZAN MODELİ
Bu süreçte uluslararası kuruluşlardan borç almak yerine Türkiye’nin kendi kaynaklarını harekete geçirdiklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: “Ticari ilişkilerimizin yoğun olduğu ülkelerle Merkez Bankaları aracılığıyla takas anlaşmaları yaparak ‘kazan kazan’ temelinde bir işbirliği modeli geliştirdik. Objektifliğini ve inandırıcılığını yitirmiş kredi derecelendirme kuruluşlarının tahminlerini nazar-ı dikkate almıyoruz.”
İLGİ FIRSATA DÖNÜŞECEK
Türkiye’nin salgını yönetmedeki başarısının, ülkeye yönelik ilgiyi daha da arttırdığını vurgulayan Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde bu ilgiyi fırsata çevirerek, krizden güçlenerek çıkmayı planlıyoruz” dedi. Erdoğan, şunları kaydetti: “Tahakküm, çıkar ve faiz üzerine bina edilen mevcut küresel ekonomik mimarinin, insanı ve tabiatı koruması mümkün değildir. Batılı bir ekonomi profesörünün yaptığı şu itirafın sistemin karakterini anlamak bakımından önemli olduğuna inanıyorum; ‘Zengin olduk. Çünkü kıtalar ve ülkeler, bizim için ıssızlaştı. İnsanlar bizim için öldüler.’ Onca zenginliğe rağmen açlıktan ölen insanlar ve her 10 yılda bir tekrarlanan ekonomik krizler, küresel düzeyde yapılanma ihtiyacını açıkça ortaya koymaktadır.
TEMEL ŞART SAĞLAM BİR MALİ YAPI
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Hedefimiz Türkiye’yi, gelişmiş finansal altyapısı, genç, dinamik nüfusu ve nitelikli iş gücünün yanında jeostratejik konumuyla İstanbul Finans Merkezi’nin sağlayacağı avantajlarla dünyada faizsiz finansın merkezi haline getirmek” dedi. Toplantıya video konferans ile katılan Bakan Albayrak, sürdürülebilir kalkınma için reel ekonomiye kaynak sağlayan finans kuruluşlarının sağlam ve sürdürülebilir bir mali yapıya sahip olmasının temel şart olduğunu vurguladı. Albayrak, “Türkiye’de katılım finans kuruluşları 2005 yılında yasal olarak banka statüsü kazanmış, o tarihten bu yana yıllık yüzde 23’lük büyüme hızıyla konvansiyonel bankaları geride bırakmış, aktif büyüklük olarak pazar payı ise yüzde 2.4’ten yüzde 6.5’e yükselmiştir” dedi. Albayrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Katılım sigortacılığını teşvik edici mahiyette mevzuat ve kurumsal yapı geliştirilerek her türlü risk grubuna hitap edecek düzenlemeleri devreye almaya başladık. Ayrıca, ülke kaynaklarının yurt dışına akışının önüne geçilmesi için Katılım Reasürans Fonu kurma sürecini başlattık. Başta kitle fonlaması olmak üzere alternatif finans alanında da katılım finansmanının yaygınlaşması ile ilgili destekleyici adımlar atıyoruz.”
HIZLI KARAR ALACAĞIZ
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, “Aldığımız parasal tedbirler, üretim ve finansal istikrarı destekleyerek bu dönemin en az hasarla atlatılmasını amaçlıyor. Önümüzdeki dönemde ülkemizin ve ekonomimizin ihtiyaç duyacağı kararları hızlı bir şekilde almaya devam edeceğiz” dedi.