Yiyecek israfı oldukça kötü bir şey ama günümüzde herkesin yoğun derecede meşgul olması, mutfağımızda neyin tarihinin geçmek üzere olduğunu takip etmeyi zorlaştırabiliyor. Bazı yiyeceklerin bozulma miktarı gözle görülebilse de, bazıları çok daha sinsi ve gizli olabiliyor. Ancak, eğer küflenmeye başlayan bir ekmeğin üzerindeki yeşil kısmı atıp geri kalanını yemeyi tercih eden biriyseniz, sizi bekleyen tehlikeden haberiniz yok demektir.
Yiyecekleri etkileyen küfün büyük bir kısmı bir tür mantardan oluşuyor ve bu canlılar, ökaryotlar olarak hayvanlar ve bitkilerden ayrı olan, Dünya üzerindeki muhtemelen en gizli ailelerden biri
Yiyecek türüne bağlı olarak küf, hif adı verilen bir kök sistemi kullanarak ekmek gibi yumuşak yiyeceklerin derinliklerine işleyebiliyor. Bu mantarların bazıları yenilebilir ve hatta insanlar tarafından yenilmek için tercih edilebiliyor. Bunlara örnek olarak küflü peynir ve soya sosunu oluşturanlar verilebilir. Ancak diğer pek çok mantar türünün yenilmemesi gerekiyor ve sporokarp kısmını veya gizli kök kısmını yediğinizde kendinizi tıbbi bir acil durum içerisinde bulmanız mümkün.
Ne yazık ki, bir kısmını kurtarmaya çalıştığınız ekmek söz konusu olduğunda, ekmek paketinin içerisinde sadece bir dilimin veya bir kısmın küflenmiş olması pek olası değil. Mantarın görülebilir bir hale gelmiş olması, üreme aşamasına ulaştığını ve ekmeğin geri kalanını kolaylıkla ve hızlı bir şekilde ele geçirecek sporlarını saçmaya başladığını gösteriyor.
Tabii ki ekmeğinizde faydalı bir mantar türüne denk gelerek şanslı olmanız mümkün ancak iyi ve kötü küf arasındaki farkı söylemek pek mümkün değil ve bu tehdit tüm yiyecekler için geçerli. Business Insider üzerinde yayınlanan bir habere göre yaşlı bir çift, küflenmiş bir konserve çorba içtikten sonra hastaneye kaldırıldılar. Yaşanan o olayın sebebi, bir tür zehir olan mikotoksin salan Penicillium crustosum olarak belirlenmişti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün internet sitesinde belirtildiği üzere yiyecek kaynaklı bazı mikotoksinler, yiyeceğin tüketilmesinden sonra hızlı bir şekilde ciddi hastalıkların gerçekleşmesine sebep olabileceğini belirtiyor. Ayrıca diğer mikotoksinlerin, kanser başlangıcı ve bağışıklık sistemi zayıflığı gibi uzun vadeli sağlık etkileri olabileceği de vurgulanıyor…