Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ; müzik yayını kısıtlaması, turizm dalı, onarım çalışmaları ve Kültür Yolu Şenliklerine ait açıklamalarda bulundu.
Ersoy, Habertürk televizyonunda canlı yayınlanan Habertürk Gündem programında soruları yanıtladı.
Kovid-19 salgını sürecinde saat 00.00’da sona erecek formda belirlenen müzik yayın saatinin 01.00’e kadar uzatılmasına ait İçişleri Bakanlığı genelgesine ait açıklamalarda bulunan Ersoy, bu karara geniş kapsamlı bakılması gerektiğini belirterek “Kültür ve Turizm Bakanı olmam vasfıyla doğal ki olağanlaşma taraftarıyım. Bu hükümetin de görüşü. Lakin gereksinimlere devlet aklıyla yaklaştığınızda yalnızca bir kısmın değil, bütün kesitlerin haklarını gözetmeniz lazım. Ses kirliliğiyle çaba manasında birtakım şeyleri belirtmek istiyorum. Ana ıstırap da burada başlıyor.” dedi.
Ses kirliliğine dair Fazıl Say’ın kelamlarını hatırlatan Ersoy şöyle konuştu:
“Tatil bölgelerindeki yerlerdeki yüksek sesli müziğin yalnızca etraftaki insanları değil, olağan konserleri de olumsuz etkilediğini belirten sanatçı Say, ‘Konu müzik değil, desibel. Datça’da geçen yaz tiyatrolar oynanamadı. Ben konserlerimi durdurdum. İçeride 3 konserin sesi karışıyordu. Bunun ismi gürültü. Bu yaz Datça ve Çeşme’de konser vermeyeceğim. Bu ses kirliliğinde konser verilemez.’ dedi. Yani bu bahis yalnızca konserlerle alakalı da değil. Ben de biliyorum pandemiden evvel Çeşme’de, Alaçatı’da birçok kalite butik otel ses kirliliği yüzünden dönemin ortasında kapatma kararı aldı. Duruma tek taraflı bakmamamız gerekiyor. Bu gürültü işinin yönetilmesi gerekiyor. Müziği ile öne çıkan Yunanistan’ın Mikonos Adası’nda merkezdeki yerler saat 00.00’ı bulduğu vakit yerin dışındaki hoparlörleri kapatır. Bunun ‘yaşam usulüne müdahale’ üzere algılatılması bencilce ve sinsice bir mevzu. Bu üzerinden siyaset yapılacak bir bahis değil. Ortak mutabakat ile tahlil bulunulması gereken bir husus.”
Turizmde bu yılki gaye, 42 milyon Turist, 35 milyar dolar gelir
Ekonomik krizlerin tarih boyunca yaşandığını ve ülke olarak bu meşakkatlere alışkın ve hazırlıklı olunması gerektiğini lisana getiren Bakan Ersoy, turizm manasında Türkiye’nin 2 yıldır dünyada açık orta en ağır ve en aktif tanıtım yapan ülke olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Ersoy, Türkiye’nin şu anda 140 ülkede televizyon kanallarında tesirli reklamının yapıldığına dikkati çekerek “Bazı noktalarda 200’e kadar çıkıyoruz ulusal kanallardan. Bir ıstırap yok, tekrar 2019 sayılarını yakalayacağız. Karadeniz’deki savaş nedeniyle beklentilerimizi bir kenara koyduk. Lakin 42 milyon turist, 35 milyar dolar gelir amacımızı alternatif pazarlardan sağlayacağız. Alternatif pazarlarımız da Batılı turist. Birinci gelen datalar de bunu gösteriyor. Sayılar uygun gidiyor şu anda.” dedi.
Turizm 81 vilayetine yayılacak
2023 stratejileri ortasında turizm iktisadının 81 ile yayılması gayesinin bulunduğunu lisana getiren Ersoy şunları kaydetti:
“Çok yolcu alan rakip ülkelere baktığımız vakit onlarda kültür temelli turizm yüzde 40 civarında, bizde yaklaşık yüzde 20’ler civarında. Bizde deniz, kum, güneş yükü pasta hissesinde yer kaplıyor. Doğal bizim iki amacımızın olması lazım, bir tanesi turizmi 81 ile yaymanız ve kültür silahını kullanmanız gerekiyor, bunlarla ilgili adımlar atılıyor. Bir de nitelikli turisti daha fazla hedeflemeniz gerekiyor ki kişi başı gelirleriniz artsın. Biz bu manada kültürel turizmi artırmak için arkeoloji programını başlattık. 160 hafriyat başkanlığını 12 aylık bir programa aldık. 12 ay boyunca kaynak aktarıyorsunuz. Aşikâr devirlerde raporlamasının da hazırlanması gerekiyor. Tertipli ve sürdürebilir 3 yıllık protokoller yapıyoruz hafriyat başkanlıklarımızla. Daha fazla ören yeri gezilebilecek noktaya geliyor böylece. Sonuç olarak turist çekenlerin hafriyat oranlarını artırıyorsunuz, yeni yerleri açıyorsunuz.”
“Türkiye’de bugüne kadar yapılmış en büyük arkeoloji operasyonu”
Ersoy, hafriyatlar sonucunda Göbeklitepe üzere 11 alanın daha tespit edildiğini belirterek “Aslında daha fazlası var. Biz şu anda 11 adedini ortaya çıkarıyoruz. Türkiye’de bugüne kadar yapılmış en büyük arkeoloji operasyonu. İnanılmaz da ilgi uyandırdı. Şu anda 8 ülkeden yaklaşık 12 üniversite ve akademi dahil oldu, ülkemizde de 12 akademi ile ortak çalışma yapıyoruz. Herkesi bu projeye dahil etmek istiyoruz. Dünyanın sıfır noktası özelliğini çok ayrıntılı bir biçimde vurgulamak istiyoruz. Göbeklitepe yahut bizim tabirimizle Taş Doruklar kümesi, Mısır piramitleri neyse bizim için de o manaya gelecek.” tabirini kullandı.
Bakan Ersoy, 2019’a kıyasla yerli turistte erken rezervasyonda yüzde 13 artış olduğuna işaret ederek turizm alanında bir besin tedariki külfetinin ön görülmediğini söyledi.
“Ayasofya’da güvenlik tedbirleri artırıldı”
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ndeki yapılan tahribata da değinen Ersoy şöyle konuştu:
“Ayasofya, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından işletiliyor lakin mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğünde. Hem bizim Bakanlığımız hem Valilik, orada onarım çalışmalarını yürütüyoruz, muhafaza için gerekli tedbirleri de alıyoruz aslında. Alışılmış çok ağır bir ziyaretçi alan yer. Muhtemelen birtakım bilinçsiz hareketler olmuş olabilir. Toplasanız şu ana kadar gerçekleşen iki tane örnek var. Kapıyla ilgili olanı bizimkiler tespit etmişler ancak biz orada müdahale yapmadan evvel kesinlikle laboratuvar süzgecinden geçiriyoruz. Sonuçlar geldikten ve hocalarımız onayladıktan sonra oraya denetimli bir formda müdahale ediyoruz. Kapı da sonuçlar geldikten sonra iki-üç gün içinde onarıldı. Benim için en çok sevindirici nokta, kamuoyunun reaksiyon göstermesi. Bu türlü bir hassasiyetin olması bizim aslında otomatik denetim düzeneğimiz. Ayasofya’da kamera tertibinden tutun da hafıza kartlarının müddetlerinin uzatılmasına, güvenlik işçinin artırılmasına kadar birçok tedbir alındı. Ayasofya’ya karşı oradan anı almak isteyen bilinçsiz bir zihniyet olmuş olabilir. Kamuoyunda gündem oluyor diye şuurla yapılan bir şey de olabilir. Bizim temel misyonumuz kayıt altına alıp gerekli güvenlik ortamı oluşturmak ve oluşan olaylardan ders çıkarmak.”
“Yabancı turistler de Ayasofya’ya çok rahat bir formda giriyorlar. Hiçbir külfet yok, çok da etkileniyorlar”
Sultanahmet Tapu binasında şu anda rönovasyon ve onarım çalışmalarının yapıldığını, burada da Ayasofya ile ilgili bir müzenin kurulacağını söyleyen Bakan Ersoy kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Ayasofya ile ilgili birçok ikonu orada sergileyeceğiz. Depolarımızda orayla ilgili muhafaza altında olan çok modül var, onları sergileyeceğiz. Sultanahmet Meydanı’nın ağır bir formda turizm meydanı olarak kullanılmasını istiyoruz. Rastgele bir finansman sorunu da yok. Bütçeleri hazır. Süratli bir halde bu çalışmayı yapacağız. Biliyorsunuz Mimar Sinan devrinde ve Gaspare Fossati vaktinde ağır bir tamirat yapılmıştı. Bizim devrimizde de onlardan sonraki en ağır bakım ve tamirat çalışması yapılacak.
Yabancı turistler de Ayasofya’ya çok rahat bir formda giriyorlar. Hiçbir sorun yok, çok da etkileniyorlar. Cami olmasını da beğeniyorlar. Bir şikayet falan aldığımız yok. Yalnızca Batılı turist değil, Müslüman ülkelerden gelen turistlerde de önemli artış var. Muhtemelen dünyada açık orta en çok turist alan yerlerden biri haline gelecektir diye düşünüyorum.”
(Sürecek)