Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, turizm kesimi, onarım çalışmaları ve Beyoğlu ile Başşehir Kültür Yolu şenliklerine ait açıklamalarda bulundu.
Fox Tv’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu “Çalar Saat” programına katılan Bakan Ersoy, turizm konusunda 2019’dan bu yana strateji geliştirdiklerini belirterek, Ukrayna ve Rusya ortasındaki savaşa karşın bu yıl 42 milyon turist, 35 milyar dolar gelir gayesini koruduklarını aktardı.
Ersoy, Türkiye’nin jeopolitik pozisyonundan ötürü her periyot yaşanabilecek ekonomik krizlere karşı hazırlıklı olunması gerektiğinin altını çizerek, turizmde bu süreçle baş etmede en tesirli yolun pazar çeşitliliği olduğunu söz etti.
Türkiye’nin dünyada açık orta en ağır ve en tesirli tanıtımı yapan ülke olduğuna dikkati çeken Ersoy, mayıs ayında Türkiye’nin günlük 150 bin turist aldığını söyledi. Ersoy, İstanbul’a günlük ortalama 50 bin turist, Antalya’ya da dün itibariyle 60 bin turistin geldiğini kaydetti.
Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye’de turizm potansiyelinin çok yüksek olduğunu ve bu manada da çok daha fazla yol kat etmek gerektiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
“Türkiye’yi incelediğiniz vakit 81 vilayette turizm yapmanız mümkün. Zira dünyada olmayan birçok çeşitlilik bizde var. Tabiat, arkeoloji, yıl içinde dört mevsimi yaşayabileceğiniz yerler var. Kültür sanat deseniz, biz Doğu ile Batı’nın birleştiği noktadayız. Farklı bir mozaik oluşturuyoruz. İnanç çeşitliliği var. Birçok kültürel topluluk, burada iç içe birlikte yaşamayı öğrenmiş, uzun yıllar içinde. İşte bunlar aslında sizin turizm kıymetleriniz. Şayet bu bedellerde gerçek bir planlama ile yanlışsız bir tanıtım yapabilirsek, turizm bölümünün 81 vilayete yayılmasını sağlarız.”
“Ön yargılarla hareket edersek sonuç alamayız”
Bakan Ersoy, son devirde iptal edilen konserlere de değinerek, “Bizim için en kıymetli şey, bakanlık olarak kültür ve sanatın desteklenmesidir. Bunun için her türlü kültür-sanat aktivitesinde yer almaya çalışıyoruz. Hükümetimizin de ortak siyasetidir. Örnek verecek olursak, şu anda İstanbul’da Beyoğlu, Ankara’da da Başşehir Kültür Yolu şenlikleri gerçekleştirilmekte. İki şenlikte toplam 10 binden fazla sanatçı, 2 binden fazla aktiflikte yer alıyor. Dünyayla kıyasladığınız vakit bu kadar geniş çapta yapılmış hiçbir tertip yok.” dedi.
Şenlikler organize edilirken bir firma tarafından İspanyol keman virtüözü Orta Malikian’ın önerildiğini söyleyen Ersoy, sanatkarın toplumsal medya hesabında Atatürk’e hakaret ettiği paylaşımlarını tespit edilmesi üzerine, konserin şenlikten çıkarıldığını aktardı.
Ersoy, müzikçi Melek Mosso’nun bu hafta Beyoğlu Kültür Yolu Şenliği’nde sahne alacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Her vakit söylüyorum, lütfen ön yargılarımızı bir tarafa bırakalım. Ön yargılarla hareket edersek sonuç alamayız. Geniş resme bakmaya çalışalım. Kültür ve Turizm Bakanı olarak diyorum ki, ‘Sanatın ve kültürün destekçisiyiz.’ Bilhassa vurgulayarak söylüyorum, bu bizim hükümet siyasetimiz. Bakanlık, hiç olmadığı kadar şenliklere yer açıyor, ağır bir halde, sanatçı kitleleriyle yüzlerce, binlerce aktiflik gerçekleştiriyor. Beyoğlu ve Başşehir Kültür Yolu şenlikleriyle hudutlu kalmıyoruz. Son baharda Diyarbakır’ı da dahil ediyoruz. Önümüzdeki sene İzmir’i dahil ediyoruz. Ortada Adana Portakal Çiçeği Şenliği var, onu da sahiplendik. Şu anda çok geniş bir şenlik de Konya’da yapıyoruz, mistik müzikle ilgili.”
“Rami Kışlası dünyayla yarışacak sayılı kütüphanelerden biri olacak”
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, çalışmaların devam ettiği Rami Kışlası’nın dünyayla yarışacak sayılı kütüphanelerinden biri olacağını aktararak, “Rami Kışlası’nı yıl sonuna kadar yetiştirmeyi hedefliyoruz. 36 bin metrekareden fazla kapalı alanı olan hem onarım hem renovasyon hem yeni inşa olarak 3 farklı kısımdan bahsediyoruz. Ortasında 50 bin metrekarelik bir avlu var. Bu avluyu da büyük bir millet bahçesi formunda dizayn ediyoruz.” diye konuştu.
Rami Kışlası’nın içinde ve dışında kitap okunabileceğini söyleyen Ersoy, şöyle devam etti:
“Altı binden fazla kişinin tıpkı anda oturarak okuma yapabileceği bir yer olacak. Türkiye’nin en büyük Atatürk hakkında araştırma (yapılan) ihtisas kütüphanesini oluşturuyoruz. Tarih kurumumuz, Atatürk Bilim Konseyimiz hepsi oraya konsantre. Yazma yapıtlarla ilgili de genel müdürlüğümüzün büyük kısmını oraya taşıyoruz. Bahçesinin muhakkak kısımlarına da aktiflik alanları oluşturuyoruz. Kültürün her türlü aktifliğinin bir anda yaşanabileceği bir nokta oluşturmaya çalışıyoruz. Yazma eser kitapların nasıl şifahanelerde şifa bulduğunu, nasıl onarıldığını canlı bir biçimde görerek izleyebileceksiniz. Birebir vakitte bu kitaplarla ilgili stant alanları da oluşturulacak.”
Bakan Ersoy, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’n tahrip edildiğine yönelik haberlere de işaret ederek, “Tahribat diye gösterilen kimi kısımlar var haberlerde. Aslında onlar tahribat değil. Bir kapıda tahribat vardı. Bu da 2017’den beri takipte olunan bir şeydi. Sonrasında bir su kapağı vardı biliyorsunuz ve o kapağın kırılan kısmı da tümleme dediğimiz, sonradan eklenti kısmı. Onarımlarda da aslında hocaların da tercihi. Dünyada bu türlü tümlemelere sıcak bakmıyoruz. Binanın statiği yahut modülün fonksiyonelliğiyle ilgili mecburî bir şey gerektirmiyorsa artık tümlemiyor, özgün haliyle bırakıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Duvarlarda da tümlemeden vazgeçtiklerinin altını çizen Ersoy, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Ayasofya’yı incelediğiniz vakit, 1930, 1960’lı yıllarda yapılan çalışmalarda çok fazla beton kullanılmış. Onları yapıdan arındırmamız gerekiyor. Şu anda çalışmalara başladık. Mimar Sinan ve Gaspare Fossati periyodunda Ayasofya’ya çok önemli bir bakım yapılmış. O periyotlardan sonra en önemli bakım şu anda hazırlanıyor. Hem bakanlık hem Vakıflar Genel Müdürlüğü hem de valilik bünyesinde çok önemli bir bütçe ayrıldı. Kıymetli bir bilim şurası oluşturuldu. Bu bilim şurasında da Ayasofya’da yapılacakların hepsi gözden geçiriliyor. Acil adımlar da atılıyor. Yıl sonuna kadar proje çalışması bittikten sonra Ayasofya’da çok önemli bir tadilat gerçekleştirilecek.”
Mehmet Nuri Ersoy, arkeolojik kazıların da ağır bir formda devam ettiğine vurgu yaparak, “Geçen yıl pandeminin tesirleri devam etmesine karşın 670 civarında noktada hafriyat yaptık. Dünyada açık orta ve en önde hafriyat yapan ülkeyiz. İnanılmaz derece aktifiz. Bu yıl daha da arttırıyoruz hafriyatları. Türkiye, kaz kaz bitmez. Anadolu’da kazdığınız her yerden arkeolojik paha çıkıyor. Bununla ilgili çıkarılanları korumak kıymetli, bir de daha evvel koruyamadığımız kaçırılanları geri getirmek de değerli. Bununla ilgili de Kaçakçılık Daire Başkanlığında işçi sayısını 3 katına çıkardık. Uzman işçi sayısını arttırdık. Şu anda dünyada kendi yapıtının peşine en sıkı düşen ülkeyiz. Yapıtların geçiş noktasındaki 11 ülke ile de muahede yaptık.” sözlerini kullandı.
