Libya’daki uluslararası meşruiyete sahip Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) bağlı güçlerin yürüttüğü Öfke Volkanı Operasyonu Sözcüsü Abdulmalik el-Medeni, “UMH saflarında Suriyeli aşırılık yanlısı savaşçıların yer aldığı” yönündeki iddiaların bazı uluslararası basında da yer bulmasına tepki göstererek, “Bizler kesinlikle, bu çarpıtılmış haberde olduğu gibi Suriyeli aşırı grupların burada bulunduğu iddiasını reddediyoruz.” diye konuştu.
Hafter’e karşı başkenti savunan güçlerin sadece Libya halkından oluştuğunu vurgulayan Medeni, “Bizim saflarımızda sadece Libya ordusuna bağlı birlikler ve Libya halkı savaşıyor. Bu güçler, Hafter milislerinin hemen her gün ayrım gözetmeksizin yerleşim yerlerine düzenlediği bombardımanlara karşı başkentteki meşru yönetimi ve başkent sakinlerini savunuyor.” dedi.
Hafer’in başkente yönelik saldırılarında 10 ayın geride kaldığına dikkati çeken Medeni, “Bizim saflarımızda Suriyeli radikal unsurların bulunduğu iddiası yalan, kesinlikle doğru değil. Bunlar gerçeklikten uzak. UMH saflarında savaşanlar, Libya ordusu ve başkente yönelik saldırılardan rahatsızlık duyarak hükümetin seferberlik çağrısına cevap veren Libyalı genç, mühendis, doktor veya öğretmenlerdir.” diye konuştu.
Hafter saflarında parayla tutulan yabancılar savaşıyor
Medeni, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Suudi Arabistan, Fransa ve Rusya’nın desteklediği savaş baronu Hafter’in saldırılarına karşı kendilerini savunduklarını belirterek, “karanlık sicile sahip Sudanlı Cancavid milislerinin, Sudan’ın silahlı bağımsızlık örgütlerinin, Çadlı milis grupların ve Rus güvenlik şirketi Wagner’e mensup paralı askerlerin Hafter saflarında yer aldığının” altını çizdi.
Sudan vatandaşlarının BAE aracılığıyla Libya’ya savaşmaya gönderilmesine sonunda Sudan Dışişleri Bakanlığı’nın da kayıtsız kalamadığına işaret eden Medeni, “Bizler ilk başta Hafter ile teke tek karşılaşacağımızı düşünüyorduk. Ancak şunu gördük ki bizler aslında başkentteki meşru yönetimi devirmek isteyen bölgesel ülkelere karşı savaşıyormuşuz.” ifadelerini kullandı.
Medeni, Hafter milislerinin Trablus’ta hava saldırıları dahil bir çok yöntemle masumları öldürmesi karşısında UMH’nin BM’ye yaptığı çağrıların cevapsız kaldığını dile getirdi.
UMH’nin Türkiye ile askeri ve güvenlik anlaşması imzaladığını ve bunu da gizli kapaklı değil tüm dünyanın önünde yaptığını belirten Medeni, şunları kaydetti:
“Bu anlaşma, Türkiye’nin UMH’nin kara birliklerine askeri ve güvenlik desteği anlamına da geliyor. Türkiye’den şu ana kadar Libya’ya gelenler, bazı askeri uzmanlardır. Bunlar da şu ana kadar Trablus’taki sıcak çatışmaya girmemişlerdir. Bunlar sadece, UMH ve Türkiye’nin buradaki ortak çıkarları için bulunuyor.”