LinkedIn, profesyonellere sunduğu olanaklarla, iş dünyasının nabzını tutan alternatifsiz bir sosyal medya platformu. Şu an 680 milyondan fazla üyesi var ve her geçen gün daha fazla profesyoneli bir araya getiriyor. Buna rağmen, kullanıcıların bu platformu yeterince verimli kullandığını söylemek zor. Örneğin; Instagram hikayelerine gelen yeni bir özelliğin fark edilme ve deneyimlenme süresi ile LinkedIn’e gelen yeni bir özelliği keşfedilmesi süresi arasında büyük bir fark var. Bunun sebebi de platformu kullanan profesyonellerin, LinkedIn için yeterince profesyonel olmaması. Pandemi sürecinin olumsuz etkileri sonrasında, iş dünyasındaki profesyonellerin çok daha aktif ve verimli kullanacağını düşünülen LinkedIn’i yakından tanımak, özelliklerinin ve algoritmasının farkında olmak, şüphesiz ki büyük avantajlar sağlayacak. Gelin biz de platformu mercek altına alalım…
Öncelikle, bu platformda paylaşım yapmanın, diğer platformlarda paylaşım yapmaya benzemediğini hatırlatarak başlayalım. İçerikleriniz, LinkedIn tarafından değerlendiriliyor ve her içeriğinize bir kalite puanı atanıyor. Daha sonra da bağlantılarınıza, aynı hashtagi takip ettiğiniz kişilere ve varsa üye olduğunuz grupların üyelerine ufak bir test iletişimi gerçekleştiriliyor. Bu kişilerden gelen yorum, paylaşım ve etkileşime göre de içeriğinizin daha çok kişiye ulaştırılıp ulaştırılmamasına karar veriliyor. Yani, ne paylaştığınıza, nasıl paylaştığınıza çok dikkat etmeniz gerekiyor.
Bir diğer konu erişim ve etkileşim sayıları… Daha fazla takipçisi ve bağlantısı olan kişilerin, içeriklerini daha fazla kişiye ulaştırdığı bir gerçek. Ama LinkedIn’in dikkat ettiği farklı şeyler de var. Mesela içerik kaliteniz ve içeriklerinizle etkileşime geçen kişilerin niteliği. Ayrıca bu kişilerin içeriklerinize yapacağı her beğeni, yorum, paylaşım ve etiketleme de artı puan. Özellikle yorum yapılması, algoritmanın sizin lehinize işlemesine yardımcı olan bir etken. İçeriklerin ilk bir saat içinde iyi etkileşimi alması da önemli. İlk bir saatten sonra içeriğinizin erişimi ve etkileşimi iyi bir performans sergilemiyor. Bu sebeple, en aktif saatlerde paylaşım yapmak işinizi kolaylaştıracaktır.
Biraz da az bilinen özelliklere değinelim… Bağlantıları dışarı aktarma özelliği olduğunu biliyor muydunuz? Evet evet, var böyle bir şey! LinkedIn bağlantılarınızı bir e-tablo olarak indirebiliyorsunuz ve diğer kişi yönetimi sistemlerine çok pratik bir şekilde aktarabiliyorsunuz. Bu özelliği kullanarak kişilerin ad/soyad, çalıştıkları şirket ve e-posta adreslerini içeren detaylı bir liste oluşturmak artık işten bile değil.
Bir diğer özellik, aramaları kaydetme özelliği. Sıklıkla iş veya kişi araması yapıyorsanız, bu aramaları kaydetmek size zaman kazandırabilir. LinkedIn kullanıcılarına 10 iş araması ve 3 kişi araması kaydetme imkanı sunuyor. Siz de platformda bir arama yaptıktan sonra, “aramayı kaydet” seçeneğini tıklayarak bu işlemlerinizi pratik hale getirebilirsiniz. Ayrıca, LinkedIn kaydettiğiniz iş aramalarıyla ilgili hem haftalık hem aylık bildirim almanızı da imkan tanıyor.
Başka bir konu, profilini görüntülediğiniz kişilerin adınızı, şirketinizin adını veya başka bir ayrıntıyı görmesini istemiyorsanız, ayarlarınızı güncelleyip bu görüntülemeleri anonim olarak da yapabilirsiniz.
Kullanıcıların en rahatsız olduğu konulardan biri de LinkedIn’de bağlantıda olunmayan birine ücretsiz mesaj gönderilmemesi. Ancak, bunun da bir çaresi var. Bağlantı talebinizi henüz kabul etmemiş bir üyeye mesaj göndermek için onun üyesi olduğu bir gruba katılabilirsiniz. LinkedIn grup üyelerinin birbirlerine ücretsiz mesaj göndermesine olanak sağlıyor.
Siz de LinkedIn’de standart bir kullanıcı olmanın ötesine geçmeyi istiyorsanız, bu bilgilerin çok işinize yarayacağını unutmayın. Herkese bol şanslar, iyi bayramlar…
Şinasi Furkan AVCI
twitter.com/snsfrknvc