Mars, milyarlarca yıl önce muazzam okyanuslar, nehirler ve göllere sahipti. Bu suyun zaman içerisinde buharlaşarak uzayda kaybolduğu düşünülüyor. Güneş rüzgarları ve UV ışığı Mars’ın ince atmosferini zaman içerisinde eritti. Ancak yeni bir araştırma, bu su kaybının Mars’ın günümüzdeki kadar kuru bir gezegene dönüşmesini tam olarak açıklayamayacağını öneriyor.
Araştırmacılar, suyun kaybolmasına sebep olan çeşitli senaryoları test ettiler. Uzun süredir var olan düşünce, suyun büyük oranda buharlaştığı ve uzaya kaybolduğuydu. Volkanik olaylar da suyun havaya yükselmesine yardımcı olmuş olabilir. Bir diğer ihtimal ise kimyasal bozunma. Su, kayaların yapısını değiştirirken artık Kızıl Gezegen’in kabuğunda gömülü olan minerallerde saklı olabilir.
Science dergisinde yayımlanan yeni araştırma, suyun kabukta hapsolma senaryosunun okyanusların kaybolmasında büyük bir etkiye sahip olabileceğini gösterdi. Suyun en azından %30’luk bir kısmı Mars’ın yüzeyinin altındaki kayalarda hapsolmuş olabilir. Başka bir deyişle bu model, eski okyanusların bir kısmının halen Kızıl Gezegen’de, kabuğun altında sıkışmış olarak varlıklarını sürdürdüğünü söylüyor.
Simüle edilen senaryo, yörüngedeki uzay araçları, yüzeydeki keşif araçları ve Dünya’da bulunan Mars’tan gelen meteoritlerin gözlemleri ile sınırlı durumda. Bu gözlemler ile Mars’ın evrimi sırasında kabuğun sulanmasının rolü daha iyi anlaşılmakla kalmadı, artık ekip gezegende gerçekleşen değişimler hakkında daha iyi bir fikre sahip.
Mars yaklaşık olarak 4,5 milyar yıl önce oluştu ve birkaç milyon yıl sonra da okyanusları ortaya çıktı. Bu modele göre Mars, tüm gezegeni yaklaşık 100 metre derinliğinde kaplayacak kadar suyla başladı. Mars su döngüsü bundan yaklaşık 3,7 milyar yıl önce ciddi bir şekilde azaldı. Ekip, o noktaya kadar suyun %40 ile %95 arasında bir kısmının kaybolduğunu düşünüyor. Mars, günümüzdeki gördüğümüz kuru haline ise yaklaşık 3 milyar yıl önce ulaştı. Ekibin iddiasına göre suyu Mars’ın kabuğu emdi.
Bu olay Dünya’da da gerçekleşiyor ancak levha tektoniği, kabuktaki malzemelerin erimesine ve su içeriğinin bir kez daha atmosfere serbest bırakılmasına imkan tanıyor. Şu ana kadar yapılan gözlemlere göre bu tür bir döngü Mars’ta bulunmuyordu. Daha eski mineraller, daha yakın zamandakilere göre daha yüksek su içeriği barındırıyorlar.
Farklı zaman dilimlerine ait kayaların araştırılması bu yeni modelin doğrulanması için önemli bir adım olabilir. Daha “ıslak” bir dönemden gelen kayalardaki belirli kimyasal işaretler, daha “kuru” dönemdeki kayalara göre farklı olacaktır. Şu anda var olan ve gelecekte gönderilecek olan Mars görevleri, bu fikrin test edilmesi için daha fazla veri toplayabilir…