Sakatlığı bulunan Slovak stoper, devam eden tedavisiyle ilgili, “Roma maçında bir sakatlık yaşamıştım ve bu sakatlık benim için 6 haftaya mal oldu. Ama şu an takımla beraberim, antrenmanlara çıkıyorum. Tahmin ediyorum ki ikinci yarının ilk maçında takımla beraber olacağım.” ifadelerini kullandı.
Sezona iyi başlamadıklarını ancak daha sonra iyi bir çıkış yakaladıklarını belirten deneyimli futbolcu, şampiyonluk şansları hakkında şöyle konuştu:
“Yükselme grafiğimiz var, şu an ikinci sıradayız, ikinci yarı her şeye açık. Ligin ikinci yarısı her zaman daha da zor oluyor. Şampiyonluk yarışında 5-6 takım var. Herkesin durumu birbirine yakın, puanlar neredeyse eşit. Çok fazla fark yok. Yapmamız gereken, kendimizi şampiyonluk baskısına sokmamak, idmanları en iyi şekilde yapmak, maçlarımızı en iyi şekilde oynamak ve alabileceğimiz maksimum puanı almak. Zaten bununla beraber istenilenin geleceğini düşünüyorum. Kendimize inanıyoruz, çünkü kaliteli bir teknik direktörümüz ve kaliteli bir oyuncu grubumuz var. Kulüp içinde çalışan personel de çok kaliteli insanlardan oluşuyor. Ligin ikinci yarısı ne kadar zor olsa da eğer biz ilk yarıda oynadığımız futbolu aynı şekilde sahaya yansıtırsak şampiyon olmamamız için hiçbir neden yok.”
Şampiyonluk yarışında şu an bir favori gösterilemeyeceğinin altını çizen Martin Skrtel, “Bu sezon öne çıkan bir takımı söyleyemeyeceğim. Bence böyle bir tabloda, şampiyonluk yarışındaki takımlarla oynanan değil alt sıralardaki takımlarla oynanan maçlar belirleyici olacaktır. Önceki yıllara da baktığımız zaman o takımlar ligde kalmak için tüm gücünü ortaya koyuyor ve çok farklı sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Bu maçlardan en iyi sonuçlarla çıkan avantajı yakalayacaktır.” şeklinde konuştu.
– “Turu geçecek güce sahibiz”
Skrtel, UEFA Avrupa Ligi’nde Alman ekibi Borussia Mönchengladbach’a karşı uzatmalarda buldukları golle gruptan çıktıkları için büyük bir mutluluk yaşadıklarını dile getirerek, “Mönchengladbach maçı bize futbolun güzel yanını da ortaya koydu. Çünkü her maçta golü ilk dakikada da 90. dakikada da atabilirsiniz. Bu şu anlama geliyor: Oynadığınız maçı hiçbir zaman bırakmamanız gerekiyor. Futbol sürprizlere açık bir oyun. O yüzden son dakikada da hiç beklemediğiniz anda galibiyeti alabiliyorsunuz. Mönchengladbach maçı öyle bir maç oldu. Bizim amacımız Avrupa’da oynayan tek Türk takımı olarak, gidebildiğimiz yere kadar gidip, daha fazla tur geçip Türkiye’nin ülke puanına katkıda bulunmak.” değerlendirmesinde bulundu.
Son 32 turunda Sporting Lizbon ile eşleşmelerini de değerlendiren Slovak stoper, “Kolay maç olmayacak. Baktığınız zaman Sporting Lizbon zor bir rakip. Zor maç olacağı kesin ama ben takımımızın ve oyuncularımızın kalitesine inanıyorum. O yüzden üst tura geçmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Turu geçecek güce sahibiz.” diye konuştu.
– Medipol Başakşehir ve Fenerbahçe’nin oyun anlayışı
Martin Skrtel, “Daha önce Fenerbahçe’de oynadın. Medipol Başakşehir ve Fenerbahçe’nin oyun anlayışları ne gibi farklılıklar gösteriyor?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bu karşılaştırmayı yapmak çok zor. Her teknik direktörün kendine has bir düşünce yapısı ve oyun tarzı var. Ve elinde daha farklı oyuncular bulunuyor. Geçtiğimiz sezonla ilgili konuşmak gerekirse, ne yazık ki Fenerbahçe için çok da iyi bir sezon olmadı. Bunu hepimiz biliyoruz. Daha iyisi olmasını isterdik ama hedefimize hiç yaklaşamadık bile. Çok da istediğimiz gibi oynayamadık, bundan dolayı hedeften uzak kaldık. Şu anda oynadığım Başakşehir’den bahsetmek gerekirse de Başakşehir daha çok topa sahip olan, daha çok pas yapan, üçüncü bölgede etkili olup sonucu almaya çalışan bir takım. Arada böyle bir fark var. Her teknik direktörün oyun tarzı farklı, bu yüzden net bir kıyaslama yapmak çok zor.”
Skrtel, Fenerbahçe’den ayrılmasıyla ilgili soruyu ise, “Bu konuyla ilgili konuşmak artık anlamsız. Şu anda Başakşehir’in futbolcusuyum. Başakşehir’le ilgili konuşmam gerekirse de daha önce rakiptim Başakşehir’e karşı. O yüzden sadece oyuncularını tanıyordum. Buraya gelince burada daha farklı şeyler de gördüm. Birincisi oyuncuların iyi oyuncular olmasının yanında ne kadar kuvvetli karakterleri olduğunu da gördüm. Onun dışında yönetim kurulunun, kulüp yapısının, burada çok iyi olduğunu söyleyebilirim. Zaten bunların hepsinin iyi olmasıyla beraber başarı ortaya çıkıyor.” şeklinde yanıtladı.
– “Atalanta’nın oynadığı sistem çok farklıydı”
Deneyimli futbolcu, Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra transfer olduğu Atalanta’dan, forma giymeden ayrılmasının gerekçesini şu sözlerle anlattı:
“Bunun birkaç sebebi var ama asıl sebebi öğrenmek istiyorsanız tamamen oyun tarzı ve antrenman şekli. Oyun tarzından kastım şu, benim yıllardır alıştığım kendime has bir oyun tarzım var. Ama Atalanta’nın oynadığı sistem ve oynadığı oyun tarzı çok farklıydı. Ve benim orada kaldığım 1 ay sürecinde gördüğüm şey aradıkları özellikteki stoper ben değildim. O yüzden ayrılmak hem benim hem de onlar için daha iyi olacaktı. O dönemde Başakşehir’e gelme şansım doğdu ve ben de bu şekilde Başakşehir’e katılmış oldum. Bundan dolayı çok mutluyum.”
– “Türkiye’ye geldiğim için pişmanlık yaşamadım”
Martin Skrtel, İngiliz ekibi Liverpool’daki uzun döneminden sonra Fenerbahçe’yle Türkiye kariyerine başlamasıyla ilgili şöyle konuştu:
“Türkiye’ye gelmeden önce Liverpool’da 8,5 sezon forma giymiştim. Belirli bir süre sonra artık bir yer değişikliği, insan kendine yeni bir motivasyon arıyor. O zamanki teknik direktörümüz Jurgen Kloop’tu. Kendisi ile konuşup buna nasıl bir çözüm bulabileceğimizi, benim de yeni bir maceraya, meydan okumaya ihtiyacım olduğunu söyledim. O dönem için çözüm aramıştık. İstanbul’dan teklif geldi. Türkiye’ye gelmeden önce Filip’le (Holosko) konuştum ama sadece onunla değil, onun dışında Türkiye’de oynamış diğer arkadaşlarımla konuştum. Ayrıca eşim birkaç sefer Filip’in eşini ziyarete İstanbul’a gelmişti. O yüzden İstanbul’u zaten çok seviyorduk. Türkiye’ye geldiğim için hiçbir zaman pişmanlık yaşamadım. Çünkü buradaki insanlar da bizi çok iyi karşıladılar, bizi çok sevdiler.”
– “Hillsborough Faciası bütün şehri kenetledi”
Skrtel, Liverpool’un yıldız oyuncuları ve kulüp kültürüyle dünyada milyonlarca taraftara ulaştığını söyledi.
İngiliz ekibinin, geçmişte yaşadığı olayların da etkisiyle taraftarıyla arasında çok sıkı bir bağa sahip olduğunun altını çizen deneyimli futbolcu şöyle konuştu:
“Baktığınızda dünyanın en iyi teknik direktörüne, kendi pozisyonlarında dünyanın en iyi oyuncularına sahipler. Bunun içerisinde Salah, Mane, Van Dijk var. Bunlar çok özel oyuncular. Özel oyuncular olmasının dışında, hepsi kulüp ve takım için savaşan oyuncular. Bu üç oyuncunun dışındaki tüm oyuncular da sahada varını yoğunu ortaya koyuyorlar. Zaten bu yetenekli oyuncuların her şeyini sahada vermesiyle beraber başarı geliyor ve bu da Liverpool’u özel kılıyor. Bir de özellikle Hillsborough Faciası hem bütün şehri kenetledi hem de dünyadaki diğer Liverpool taraftarlarını birbirine kenetlendi. Kulübü daha da sahiplendiler. Hillsborough’da büyük bir trajedi yaşandı. Bunun yanında Liverpool taraftarı çok özeldir. Benim oynadığım dönemde de iyi oynamadığımız maçlar ve aldığımız kötü sonuçlar oldu. Ama her zaman bizim yanımızdaydılar, bize destek verdiler. Bu sezon özellikle taraftarının da desteğiyle Liverpool’un başarılı olacağına inanıyorum.”
Martin Skrtel, “Liverpool hasret kaldığı şampiyonluğa ulaşacak mı?” sorusuna ise, “İnşallah” yanıtını verdi.
– “Kloop’un maç toplantıları ve konuşma tarzı çok özeldir”
Slovak oyuncu, Liverpool’daki son dönemlerinde birlikte çalıştığı Alman teknik direktör Jürgen Kloop hakkında ise, “Kloop çok özel bir menajer aynı zamanda çok büyük bir motivasyon ustası. Şöyle de bir gerçek var, her zaman oyuncularından yüzde 100’ünü istiyor. Maç toplantıları ve konuşma tarzı çok özeldir. Ama özellikle maç sonu yaptığı konuşmalarda eğer bir oyuncu bir hata yapıyorsa bile o hatayı anlatırken içinde onun olumlu, pozitif yanlarını da anlatıp bu şekilde oyuncuya hatalarını aktarır. Kimseyi rencide etmeden. Bence bu yaptığı şeyler de onu özel kılıyor. Bundan dolayı onun için oynayan futbolcular sahada onun için her şeyi yapmak istiyorlar.” ifadelerini kullandı.
Skrtel, İngiltere’de unutamadığı bir anı şöyle anlattı:
“Futbolcular hep başarılı olmak, maçlar ve kupalar kazanmak isterler. Liverpool’da oynadığım dönemde İngiltere Lig Kupası’nı kazanmıştık ve finalde gol atmıştım. Hem kupa kazandığımız hem de bu maçta gol attığım için benim için özel bir andı. Küçük bir ülkede doğdum ve futbola başladım. Küçük bir ülkeden dünyanın en büyük kulüplerinden biri olan Liverpool’a gelmek benim için çok özeldi. O yüzden orada bulunduğum her günün, her anın keyfini çıkarmaya, oynadığım futboldan zevk almaya çalıştım. Tabii ki Lig Kupası’nı kazandığımız maçta attığım gol önemliydi ama Liverpool’da oynadığım 8,5 sezon boyunca her anın keyfini çıkarmaya çalıştım.”
– “Drogba’nın en iyi olduğu dönemde ona karşı oynamıştım”
Skrtel, “Karşısında en zorlandığınız isim kimdi?” sorusuna, “Burada yalnızca bir isim söylemek yanlış olur ama Benzema, Ronaldo, Drogba ve Rooney gibi birçok oyuncuya karşı oynadım. Bir sürü iyi santrfora karşı oynadım ama şunu da kabul etmek gerek Drogba’nın en iyi olduğu dönemde ona karşı oynamıştım. Hızı, fiziği ve kuvvetinin yanı sıra ceza sahasındaki içgüdüsel becerisinden dolayı Drogba’yı tutmak çok zordu.” yanıtını verdi.
Medipol Başakşehir’in Slovak stoperi, kendi mevkisinde en beğendiği Türk oyuncularla ilgili, “Çok kaliteli stoperler ortaya çıktı. Bunların en iyilerini milli takımda görüyorsunuz. Çağlar Söyüncü ve Merih Demiral; bu ikisi şu anda öne çıkan stoperler, yaşları çok genç, kendilerini daha da geliştirebilirler. Oynadıkları takımlarda kalitelerini gösteriyorlar. Çağlar’ın daha büyük takımlara transfer olacağı yönünde haberler de çıkıyor. Şu anda en iyi Türk stoperler Çağlar Söyüncü ve Merih Demiral.” değerlendirmesinde bulundu.
– Kısa kısa
Skrtel’in kısa sorulara verdiği cevaplar ise şöyle:
En sevdiği şehir: İstanbul
En sevdiği müzik grubu: IMT Smile (Slovak grup)
En sevdiği film: Irishman
En sevdiği yemek: Et
En sevdiği dizi: Peaky Blinders
En sevdiği stat: Başakşehir Stadı güzel ama Anfield
Guardiola, Mourinho ya da Kloop: Kloop. Ben Liverpool taraftarıyım, o da Liverpool’da olduğu için Kloop tabii ki.