Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB), çeşitli ülkelerden katılımcılara koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye’deki eğitim sürecindeki uygulamalar konusunda bilgilendirme yapıldı. Avrupa Eğitim Vakfı’nın ve Avrupa Delegasyonunun organizasyonuyla sosyal medya üzerinden video konferans yöntemiyle düzenlenen ve tüm dünyadan eğitimcilerin sorularının yanıtlandığı canlı yayına, MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Adnan Boyacı, Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü (YEĞİTEK) Anıl Yılmaz ile öğretmen Fatma Aslınur Okay konuk oldu.
‘AMACIMIZ ÖĞRETMENLERİN GELİŞTİRİLMESİ’
Boyacı, MEB’in açıkladığı 2023 Eğitim Vizyonu’nda kapsayıcı eğitimin ana strateji olarak belirlendiğini söyledi. Vizyon Belgesi kapsamında Türkiye’deki yaklaşık 1 milyon öğretmenin mesleki gelişimi için yüz yüze pek çok stratejiyi hayata geçirdiklerini belirten Boyacı, şöyle konuştu:
“Amacımız öğretmenlerin ve bu süreçte yer alan okul müdürü ve öğretmenlerimizin geliştirilmesi. Pandemi süreci içinde geçen bu dönemi fırsata çevirmek için 2023 Vizyon Belgesi’nde altyapısını kurduğumuz online eğitimleri hızlandırarak hayata geçirdik. Bu konuda yeni bir iş modeli geliştirdik ve öğretmenlerimizin mesleki gelişim sürecini online ortama taşıdık. Bu eğitimlerin özellikle bilişim alanında uluslararası sertifikalı olması için de sürecimizi başlattık. Salgın sürecinde yürütülen mesleki gelişim faaliyetlerini UNESCO ve uluslararası bilişim şirketleriyle işbirliği içinde yürüttük. Bu eğitimlerde özellikle bilgi teknolojileri ve kodlama konularına odaklandık. Salgının başlamasının ardından online başlattığımız uluslararası sertifika programlarına 107 bin öğretmenimiz katıldı. UNESCO da çalışmamızı destekledi. ‘Öğretmenler Türkiye için Söylüyor’ ve ‘Anadolu Masalları’ ismiyle kurulan Youtube kanallarına yoğun katılım oldu. Salgın sürecinde mesleki eğitim okullarında başta dezenfektan, maske, N95 maske makinesi gibi pek çok üretimin gerçekleştirildi. Bu dönemde mesleki eğitimin toplumda nasıl bir fark yaratabileceğini de görmüş olduk. Motivasyonumuz çok yüksek.”
‘1.6 MİLYAR ÖĞRENCİ BU DURUMDAN ETKİLENDİ’
MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Anıl Yılmaz ise uzaktan eğitim sürecinde TRT EBA kanalları, EBA Platformu ve canlı derslere ilgili bilgi verdi. Salgın süreciyle birlikte dünya genelinde okulların yüzde 92’sinin kapatıldığını, 1.6 milyar öğrencinin bu durumdan etkilendiğini belirten Yılmaz, şunları söyledi:
“Türkiye’de ilk vakanın görülmesinin hemen ardından hızlı ve erken davranarak okullardaki eğitime ara verildi. Hazırlık için çok zamanımız yoktu. Okulların kapanmasından bir hafta gibi çok kısa bir süre sonra 23 Mart’ta uzaktan eğitimlere başladık. Öncelikle her çocuğumuzun erişebileceği bir sistem olması için TRT EBA kanallarını açtık. Aynı zamanda daha önce kullanımda olan EBA Platformu’nun kapasitesini de televizyon temelli uzaktan eğitimi tamamlayacak şekilde genişlettik. Fırsat adaleti için cep telefonu operatörleriyle anlaşarak 8 GB’ye kadar ücretsiz internet sunduk. Hizmetin kesintisiz devam etmesi için 7/24 çalışan kontrol merkezi ve çağrı merkezi kurduk, proaktif bir yaklaşımla il ve ilçe müdürleri, okul yöneticileri, öğretmen, öğrenci ve velilere sürekli bilgilendirme ve yönlendirme yaptık, etwinning gibi öğretmen ağlarını etkili bir şekilde devreye soktuk. İlerleyen haftalarda EBA Platformu’nda canlı sınıf uygulamalarını da başlattık. EBA Platformu’na şu anda 300 bin kullanıcı eş zamanlı olarak bağlanabiliyor. EBA ile entegre çalışan canlı sınıflarda ise aynı anda 50 bin sınıf açabilecek kadar kapasitemiz var. Günlük tekil kullanıcı sayımız ise 2 milyonun üzerinde gerçekleşiyor. EBA platformu ilk bir ay içinde 1 milyarın üzerinde tıklanma sayısıyla küresel ölçekte hizmet verenler de dahil olmak üzere dünyadaki tüm eğitim siteleri içinde altıncı oldu. Şu anda bu sayı 1.5 milyarın üzerinde.”
“Online sınavları ya da öğrenci performansı değerlendirmesini nasıl yapmayı düşünüyorsunuz?” sorusuna yanıt veren Anıl Yılmaz, “EBA platformunda, öğrencilerin performansını, çözdükleri testleri sistemsel olarak takip edebiliyoruz ancak bunu karne notuna çevirme konusunda bir eğilimimiz yok. Bunun için telafi eğitimlerini bekliyoruz” dedi.
Yılmaz, soru üzerine, uzaktan öğretim sürecinde içerik hazırlama çalışmalarına ilişkin bilgi verirken, “Televizyon eğitimlerinde 10 televizyon stüdyosunda 674 öğretmenimiz kamera önünde ve arkasında görev aldı. Şu an itibarıyla televizyonlardaki uzaktan eğitim döneminin kalanı için gerekli tüm eğitim içeriklerini hazırlamış bulunuyoruz. Sadece ders videoları çekmedik, bu süreçte beden eğitimi, oyun, müzik, rehberlik, akıllı teneffüs, hobi, deney, özel eğitim farkındalık, aile aktiviteleri, veli kuşağı gibi pek çok alanda da içerikler oluşturduk. Hepimiz için, herkes için farklı bir öğrenme deneyimi oldu” diye konuştu.
Türkiye’nin uzaktan eğitim sürecinde 18 milyon öğrenciye merkezi olarak uyguladığı uzaktan eğitim sürecine ilişkin diğer ülkelere tavsiyelerinin sorulması üzerine Yılmaz, bu sürece merkezi ve bütüncül bakmanın önemini vurguladı. Birçok ülkede uzaktan eğitim sürecinin yerel veya bölgesel idarelerce yapılmaya çalışıldığını aktaran Yılmaz, “Diğer ülkeler de bu koordinasyonu özel bir görev gücü atayarak ve tek bir entegre sistem yaklaşımıyla uygulayabilirler. Türkiye’nin uzaktan eğitimdeki başarısında en önemli başarı unsuru, güçlü liderlik. Nezaketen söylemiyorum ama Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk, bu süreci sadece desteklemekle kalmadı, sürecin her aşamasında bizzat yer aldı. Süreci organize ettiğimiz ilk günlerden itibaren ekiplerle çalıştı, videolar kaydetti, içerik üretti, kitap yazdı. Bu da eğitim camiasını çok iyi motive etti. Bu çalışmalara bizzat katılması Türkiye’nin başarılı olmasında kilit noktasını oluşturdu” dedi.