Denizlispor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek, ikinci yarıdaki hedefler, düşünülen transferler ve Türkiye Kupası’ndaki hedefler hakkında Demirören Haber Ajansı’na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.
“ZORLU BİR İKİNCİ YARI BİZİ BEKLİYOR”
Denizlispor’un zor bir süreçten geçtiğini söyleyen Özdilek, “Zorlu bir süreçti tabii, lig devam ederken değişimler zaman zaman birçok kulüpte oluyor. Aslında lige iyi başlayıp daha sonradan ivme kaybeden bir yapıdan zorlu bir süreçte tekrar ayağa kalkmak kolay değil çünkü devam eden bir lig içerisinde mücadeleyi sürdürüyorsunuz. Bakıldığı zaman 10 haftalık süreçte ben Denizlispor’da görev yapıyorum ve çok zorlu bir süreçten geçtik. Hem iç saha hem deplasman olarak zor müsabakalar oynadık, tek tek irdelediğimizde Fenerbahçe, Sivas, Alanya, Beşiktaş, Başakşehir, Trabzon gibi zorlu bir süreçten yüzümüzün akıyla çıktığımızı düşünüyorum. İlk devre itibariyle 22 puan uzun zaman sonra lige yeni çıkmış bir takım için oldukça sağlıklı bir puan durumu görünüyor ama tabii 2’nci yarı lig çok daha farklı bir kulvarda oynanıyor çünkü artık 17 maçın kaldığı, her hafta azalmanın olduğu bir süreçte önceliğimiz; bulunduğumuz yeri sağlamlaştırmak, biraz daha ayaklarımızı yere sağlam basmak. Zorlu bir 2’nci yarı tüm takımlarla birlikte tabii ki bizi de bekliyor” dedi.
“4 OYUNCU ALACAĞIZ”
Kadroda sayısal olarak eksikler olduğunu dile getiren tecrübeli teknik adam, “Zaten sezon başı itibariyle yapılan kadro planlamasıyla çok geniş bir kadroya sahip değiliz ve bunun sıkıntılarını lig devam ederken zaman zaman yaşadık. 2’nci yarıya mevcut kadronun üzerine 4 kişi katmayı düşünüyorduk ama bugün itibariyle 3 oyuncu aramızdan ayrıldı, tabii mevkisel ve sayı olarak çok azaldık. 2 tane de sakat oyuncumuz var, onlar da bizim için kıymetli fakat muhakkak 4 oyuncuyu bünyemize katmak istiyoruz. Bu oyuncular takıma katkı verebilecek, tecrübeleriyle, birikimleriyle, bu ligi bilmeleriyle, yurt içi ve yurt dışı olmak şartıyla 4 oyuncuyu bünyemize katmak istiyoruz, bununla ilgili de uzun zamandır çalışıyoruz. Fakat takdir edersiniz ki devre arası transferleri hep zor ve sıkıntılıdır, sabırlı bir şekilde hareket etmeye çalışıyoruz. Muhakkak ki 4 oyuncuyu bünyemize sokacağız” şeklinde konuştu.
“İLK HEDEFİMİZ LİGDE KALMAK”
Ligin 2’nci yarısının ilk yarısından daha zor geçeceğini belirten Özdilek, “Tabii ligin uzun bir periyodu var, uzun süre sonra lige tekrar gelen bir takım için bu ligde kalıcı olmak önemli, 1’inci hedefimiz bu ligde kalmak. Kaldığımız sürece hem ekonomimizin daha güçlü olacağı hem planlamamızın hem gelecek adına çok daha sağlıklı bir şekilde yapacağımız aşikâr. Dolayısıyla uzun süre ligden ayrı kalmanın getirdiği handikabı ligde kalarak, üstüne de koyarak daha yukarılara taşımak istiyoruz çünkü bu, ligi tanıma, ligdeki takımların sizi tanıması adına bir geçiş süreci. Daha sonraki süreçte muhakkak hedefler konulacaktır, Denizlispor’un o potansiyeli var hem şehrin hem başkanın hem de yönetimin var. Dolayısıyla bu seneki önceliğimiz rahat bir şekilde bu ligi bitirmektir ama tabii geliyorsa ilk 10, ilk 8 içerisinde bitirebiliyorsak bu mücadelenin içinde olacağız. Kupa ayrı bir statü, bakıldığı zaman da aslında hem ligin ilk 3 haftası açıklandı hem de kupa maçları açıklandı, biraz sıkıntılı gibi görünüyor bize. Çünkü Perşembe 8.30 Trabzon ile kupa, Pazar 4’te ligde Galatasaray ile oynayacağız. Dolayısıyla bu süreci nasıl sağlıklı geçeceğimizin planlamasını yapıyoruz, rakibimiz Galatasaray Çarşamba, Pazar oynuyor biz Perşembe akşam 8.30’ta oynuyoruz. Onun sıkıntısını yaşayacağız gibi görünüyor ama buradan ne kadar az hasarla çıkarsak o kadar mutlu olacağız. Kupada da gidebileceğimiz nokta bizi nereye götürür onu bilmiyorum açıkçası ama o hedefe gidebilmek için bu mücadelenin içinde olmaya çalışacağız” diye konuştu.
“TRABZON ZOR DEPLASMAN”
Kupada hedefe ilerlemek isteyen takımların zor eşleşmeleri geçmesi gerektiğini belirten Özdilek “Kupada eğer yukarıları hedefliyorsanız muhakkak ki büyük takım olarak tabir edilen takımlardan 1 veya 2 tanesini elemek zorundasınız. Grupta da ilk 8 takım içinde olmadığımız için de diğer takımlardan biriyle eşleşme şansımız 1 veya 2 idi, yani büyüklerden biri çıkacaktı. Tabii ligin akabinde tekrar Trabzon’un çıkması biraz tesadüf oldu ama sonuç itibariyle Trabzonspor bu sene takım, oyun olarak ligi domine eden takımlardan bir tanesi. Zorlu ama oyunsal anlamda seyredenlerin zevk alacağı bir müsabaka olacak gibi görünüyor. Bir avantajı ise 2 ayaklı bir müsabaka olması, ilk ayakta Trabzon’da yakalayabileceğimiz 2’nci maça avantajlı skoru yakalamak adına bu mücadelenin içinde olacağız. Zorlu bir deplasman bizi bekliyor ama sonuçta bu ligde mücadele ediyorsanız ve hedefiniz varsa bunlara alışık olması, bunları oynamak zorundasınız” ifadelerini kullandı.
“ZORLU BİR PERİYOT BİZİ BEKLİYOR”
Üst üste zor maçlar oynayacaklarını söyleyen Özdilek, “Bakıldığı zaman 10 günde Trabzon, Galatasaray, Trabzon ve Antalya oynayacağız, çok zorlu bir periyot bizi bekliyor ama hepsine tek tek bakacağız. Bizim için şimdi en önemli müsabaka Trabzon olacak, ondan sonra arada 3 gün dinlenme şansımız olacak. Ligde de tabii fikstür anlamında bakıldığı zaman Galatasaray, peşine de 2 tane Antalya ve Göztepe maçlarımız var, bu maçlardan alacağımız puanlar bizim ligdeki konumumuzu biraz daha nereye doğru kaydıracağımızı gösterecek. 1 maç, 2 maç yukarıyla sizin bağlantınızı daha güçlü hale getirebiliyor, 2 maç, altla sizin bağlantınızı daha güçlü hale de getirebiliyor. Onun için her maça tek tek bakmak lazım, bunu oyuncularla hep konuşuyorum bazı alışkanlıklarımızı daha güçlü hale getirdik zaten, kolay kaybetmeyen ve kazanma odaklı olan bir yapıyı bürünmeye çalışıyoruz. Bunda da ciddi bir mesafe kat ettiğimizi düşünüyorum, aynı şekilde, aynı ciddiyetle her maça aynı konsantrasyonumuzu vermeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
“BAŞAKŞEHİR BAŞARABİLİR”
Süper Lig’de takımların çok fazla iniş çıkış yaşadığını söyleyen Özdilek, “Dalgalanmalar fazla oluyor, bu dalgalanmalar büyük takımlarda bu sene çok daha fazla oldu. Aslında 51 puanın olduğu bir ortamda büyük takımların aldığı puan ortalaması 26-27, yani 50%’ye yakın kayıpları var. Bu çok uzun zamandır karşılaştıkları bir şey değil, belki tüm sezonda mağlup olacakları sayı kadar ilk devrede mağlup oldular. Bu da şunu gösteriyor, bu lig bu sene yukarıdaki takımlar için biraz daha sıkıntılı geçecek. Ben Başakşehir’in bu sene hem oyun hem kadro yapılanması olarak bu işi yapabileceğini düşmüyorum, rakip olarak oynadığım için söylüyorum, Trabzon da aynı şekilde ama bu kopmaların çok kolay olacağını da düşünmüyorum ligin sonuna kadar. Yani Başakşehir’di, Trabzon’du, Fenerbahçe’ydi, Galatasaray’dı, Beşiktaş’tı, Sivas’tı bu işin içerisinde olabileceğini düşünüyorum çünkü yapı bunu gösteriyor. İlk devre istikrarlı bir süreç yakalayıp giden çok fazla takım olmadı ligde, Başakşehir’i ve Sivas’ı biraz daha kenara bırakırsak Trabzon’da da zaman zaman dalgalanmalar oldu fakat onun da oyun potansiyeli ve oyuncu kadrosu ile bunu yapabilecek gücü var. Dolayısıyla Anadolu takımlarıyla diğer takımlar arasındaki farkın kapanması, ekonomik olarak ve oyuncu kalitesi olarak çok farklılık göstermemesinden kaynaklandı. Bu sene kulüplere verilen, belirlenen transfer limitleriyle birlikte aslında o baremin biraz daha kapandığını görüyoruz. Geçmiş senelerde belki çok fark yoktu ama ekonomik anlamda kulüpler arasında çok fark vardı. Bu sene bakıldığında çok fazla transferin ön plana çıkmadığı bir yapıda veya çok kaliteli oyuncuların performansının çok dalgalanması sebebiyle aradaki baremin daraldığını görüyoruz. Artık ligde deplasmanda veya kendi evinizde oynadığınız hiçbir müsabakanın kolay geçmeyeceği ilk yarıda oynanan 17 haftada çok net ortaya çıktı. 2’nci yarıyı düşünürsek, ilk yarıya nazaran daha zor geçeceğini düşünüyorum. Biraz daha mücadelenin alt tarafla alakalı, üst tarafla alakalı veya Avrupa’ya gidecek takımlarla alakalı zor bir süreçte futbol seyir zevkinin daha yukarılara çıkacağını düşünüyorum” dedi.
“TÜRK TEKNİK ADAMLAR BAŞARILI”
Yerli teknik adamların ligde büyük başarılar yakaladığını söyleyen Özdilek, “Normal, yıllardır zaten ülke futbolunda hem kulüpler hem de milli takımlar bazında başarı odaklı olan müsabakalar baktığınızda hepsinin başında Türk teknik adamların olduğunu görüyorsunuz. Belki geçmişte biz bu kadar Türk teknik adamın olduğu dönemlerde aktif futbol oynamadık, genelde hep yabancı teknik adamların çalıştırdığı ortamlarda oyunculuk yaptık. Şahsım olarak 14 yıl boyunca Beşiktaş’ta oynadım, bu süreç içerisinde kendi ülkelerinin çok üst düzey teknik adamlarıyla çalıştık ama bugün itibariyle karşılaştırdığımızda o günkü şartlarda çok üst düzey olarak gördüğümüz birçok insanın bugün itibariyle çok zayıf olduğunu görüyorsunuz. Dolayısıyla Türk teknik adamlarının hem işlerine saygısı hem araştırmacı ruhu hem Avrupa ve dünya futbolunu yakından takip edip kendilerini bu anlamda geliştirmeleri bence bunları destekleyen en önemli unsur. Bu da zaten zaman içinde kendi kendini ayırt ediyor, yani işine sahip çıkan, iş ahlakı olan, kendini geliştiren tüm Türk teknik adamlarının da başarılı olacağını zaten ortaya koyulan tablo net bir şekilde destekliyor. İnşallah bunu da dışarıya ihraç ederek daha da geliştiririz” şeklinde konuştu.
“AVRUPA BİZİ BİZDEN DAHA YAKIN TAKİP EDİYOR”
Ligimizden bir çok genç futbolcunun yurt dışına transfer olmasına da değinen Özdilek, “Derler ya yabancı sınırı Türk futbolunun, Türk futbolcusunun önünü kapıyor mu? Giden gidiyor, önemli olan onlara o şansı verebilmek. Bu ülkeden oyuncu çıkmaması gibi bir şans yok, muhakkak ki o oyuncuyu bulursunuz, önemli olan o şansı ona verebilecek cesaretinizin olması. Bugün itibariyle Trabzonlu genç arkadaşlarımızı konuşurken onlar da zorluklardan çıkan, mecburiyetten çıkan oyuncular oldu. Yıllardır söylüyoruz bunu desteklemek, altyapı çok önemli ama bunun için de teşvik lazım. Şu zihniyeti biraz kenara bırakmamız lazım, yabancı oyuncu sınırlaması diye bir sınırlama yok serbest ama 14 tane yazabiliyorsun ama sana federasyon 14 tane yaz demiyor, bu senin kendi elinde olan bir inisiyatif. Dolayısıyla özellikle Anadolu takımları 14 tane yabancı alacağına bünyesine 6-7 tane kalibresi yüksek oyuncu katsa olay çok daha farklı yerlere gidebilir. Bununla ilgili birçok şeyi dile getirmeye çalışıyorum, belki uluslararası arenada mücadele ettikleri için büyük takımlar bu tercihleri yapıyorlar ama Türkiye Ligi’nde Anadolu takımları sırf yapmak için yaptığı yabancı transferlerinden biraz imtina etmeli. Çünkü yetenek, kalibre olarak Türk oyuncuyla aynı safhadaki oyuncuyu getirerek belki bir süre oyuncunun çıkmasını engelleyebiliyor ama şu da bir gerçek yarışmacı takımlarda bir beklenti içinde oldukları için altyapıya dönüp bakılmıyor ama ben de diyorum ki iyi futbolcuysanız yaşınız kaç olursa olsun sahada yaptıklarınızla, yeteneklerinizle muhakkak insanların dikkatini çekersiniz. O anlamda da sadece bizim değil Avrupa’daki birçok takımın ilgisini çekiyor. Uluslararası turnuvalarda milli takımlarda mücadele eden çok genç arkadaşımız var belki Avrupalı bizden çok daha yakın takip ediyor ve daha gelişiminin nereye gidebileceğini tahmin ederken hemen bünyelerine katıyor. Bunun son örnekleri zaten Türkiye’de birçok takımda var, inanıyorum ki süreç içerisinde gelen birçok oyuncu da Türk futboluna hizmet edecek” dedi.
“ŞENOL GÜNEŞ İLE İVME YAKALANDI”
EURO 2020’de milli takımın başarılı olacağına inandığını belirten Özdilek, “Zaten Şenol Hoca’dan beklenti oydu, 2002 Dünya Kupası’nı Şenol Hoca başındayken oradan canlı seyretme şansım oldu. Çok zorlu bir süreçten yarı final oynadık, final de oynayabilirdir. Bugün itibariyle bakıldığı zaman önemli bir başarıya imza attı. Biz her turnuvaya giden bir ülke değiliz, dolayısıyla bu turnuvalarda olmak, dünya futbolunda söz sahibi olabilmek için bu tür müsabakalara, Avrupa Şampiyonaları’na, Dünya Kupaları’na katılmak önemli bir gösterge. Biz bir gidiyoruz sonra 8-10 sene gidemiyoruz. Dolayısıyla bunun sıkıntılarını ülke olarak, ülke tanıtımı olarak, futbolu, futbolcusu, teknik adamı olarak bakıldığında tamamına sıkıntı olan bir süreç. 2020’ye Şenol Hoca ile birlikte yeni bir jenerasyonla, aslında yetenekli, özgüveni yüksek, kendi takımlarında oynayan oyuncu gruplarıyla iyi bir karışım olduğunu düşünüyorum. Beklentimiz tabii ki orada hem ülkeyi hem ülke futbolunu iyi bir şekilde temsil etmek. Ben bu genç takımın, birbirini tanıyan, oyun ve oyuncu kalitesi yüksek olan bu karışımın Dünya Şampiyonası’nda en azından ilk gruptan çıkabileceğini düşünüyorum. Ondan sonraki süreçte tabii ki birçok atraksiyon işin içine giriyor, rakipler, beklentiler, puansal durumlar ama ben bu genç arkadaşlarımızın Şenol Hoca ile birlikte iyi bir ivme yakaladığını, iyi bir takımdaşlığının olduğunu ve bu takımdaşlığın da sahaya yansıyacağını düşünüyorum. Zaten onları da yakından destekleyeceğiz” açıklamasında bulundu.