Anadolu Üniversitesi (AÜ) Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (SODİGEM) uzmanı da olan Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Baki Duy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, toplumsal dönüşümlerin olumlu ya da olumsuz gelişmeleri beraberinde getirdiğini söyledi.
21. yüzyılın bilişim ve teknoloji çağı olarak tanımlandığını belirten Duy, teknolojik gelişmelerin insan yaşamına katkısı bulunduğunu, saatler alan işlerin kısa sürede yapıldığını ifade etti.
Teknoloji nedeniyle sorunlar da yaşandığına dikkati çeken Duy, “Özellikle ruhsal sorunları da beraberinde getiriyor.” dedi.
Kişilere artık istenildiğinde ulaşıldığını dile getiren Duy, şöyle devam etti:
“Özellikle ikili ilişkilerde mesaj belli bir sürede yanıt verilmediğinde olumsuz durumlarla karşılaşılır hale geldi. Haberleri ya da gelişmeleri kaçırma kaygısı da var. Bu nedenle elimiz istemsizce telefona gidiyor. İnsanlar mesajlaşma grubuna bir şeyi kaçırma korkusu ya da farklı kaygılar nedeniyle yanıt vermeye çalışıyor. Aşırı mesajlaşma rahatsızlığı ‘WhatsAppitis’ hem ruhsal hem de yaşamdaki işlevleri bozuyor.”
“Teknolojik bağımlılıktan dolayı ilişkiler bozuluyor”
Prof. Dr. Duy, tüm dijital araçlar için “problemli kullanım” kavramından bahsedilebileceğine değinerek, bu araçların amacı dışında kullanılması nedeniyle birçok sorunun ortaya çıktığını anlattı.
Teknolojik araçların uzun süre kullanımı nedeniyle sorunlar yaşandığının altını çizen Duy, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kişi, mesajlaşmaya saatlerce zaman harcıyorsa sorun ortaya çıkıyor. ‘WhatsAppitis’ denilen sorun, yoğun mesajlaşmayla ilgili. Cep telefonu uzun süre kullanıldığından baş parmaklarda ağrı şeklinde kendini gösteriyor. Teknolojinin kullanımı bağımlılık düzeyine gelmeyecek şekilde olmalı. Teknolojik bağımlılıktan dolayı ilişkiler bozuluyor ya da iş hayatı olumsuz etkileniyor. Teknoloji araçlarının uygun kullanılmamasının olumsuz ruhsal yansımaları oluyor.
Teknolojik araçlar, amacı dışında kullanılmamalı. Bilinçli kullanıcı olmak önemli. İnsanlar bir süre kendini dijital araçlardan uzak tutmalı. Buna ‘dijital detoks’ deniliyor. Dijital teknolojiler aile ilişkilerini örseliyor. Her aile bireyi elindeki cep telefonu ya da tabletler nedeniyle birbirinden kopuk. Akşam, evdeyken çalmadığı sürece telefonla ilgilenilmemeli. Eğitim olmadığı sürece tabletler kapalı kalabilir.”
“Hep aynı parmak hareketini yapmak rahatsızlığa yol açıyor”
AÜ SODİGEM Müdürü Doç. Dr. Yusuf Levent Şahin de internetin gelişmesi, cep telefonlarının özellik ve işlevlerinin artmasıyla anlık mesajlaşmaya yönelik platformların ortaya çıktığını hatırlattı.
Bütün iletişimin yazılı şekilde bu platformlardan yapılmaya başlandığını dile getiren Şahin, “Türkiye’de bugün 43 milyon kişinin cep telefonunda WhatsApp gibi bir uygulama bulunuyor. Dünyada her iki kişiden biri bu uygulamayı kullanıyor.” bilgisini paylaştı.
Şahin, insanın doğası gereği yazılı olarak yoğun iletişim kuramayacağını ve bu iletişim için baş parmağını fazla kullanamayacağını belirtti.
Yazılı iletişim için kullanılan dijital platformların, belli kas grupları ve parmakların tekrar tekrar kullanılmasına neden olduğunu bildiren Şahin, şöyle konuştu:
“Cep telefonunu hep aynı şekilde tutup aynı parmak hareketini yapmak rahatsızlığa yol açıyor. Mesajlaşma uygulamalarını aşırı kullanımdan kaçınmalıyız. Sesli mesaj özelliğini kullanabilirsiniz. Bazı uygulamaların dikte özelliği kullanılabilir. Mesajlaşırken bazen cep telefonunu yatay şekilde tutmak faydalı olabilir. Bazen uygulamaları güncelleyip farklı bir arayüzle mesajlaşmak da iyi gelecektir. Böylece mental olarak da yenilenmeniz sağlanabilir.”